Ve Meclis açılışında “İsrail’in Türkiye topraklarına göz diktiği” söyleminden sonra başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulu’nda bu konu için tek kelime edilmemesi asparagasın iç siyasette istimalini açığa çıkarıyor.

Belli ki İsrail’le süregelen anlaşma, işbirliği, gizli ve açık ticaret nazarlardan kaçırılıyor. Dış politika fiyaskolarına, eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye her alandaki iflasa bahanesi kalmayan Saray, son çâre olarak “İsrail korkusu”nu kullanma peşinde.  

İSRAİL’E DESTEK KARAMBOLE GETİRİLİYOR…

Oysa yirmi iki yıllık AKP iktidarında tarımdan tohumculuğa, turizmden telekomünikasyona kapsamlı ekonomik mutâbakat zabıtlarını imzalayan, enerji, savunma sanayii ve silâh alımı ihalelerini sürdürenler ve “tek kişilik hükûmet”te İsrail’le ticareti yüzde bin beş yüze katlayanlar bunlar değil mi?

Keza Türkiye’nin onayıyla İsrail’e Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu üyeliğinin bahşedilmesi, OECD’ye alınması, NATO tatbikatlarına katılımı ve Konya’da kurulan İsrail Hava Kuvvetleri Koordinasyon Merkezinde İsrailli pilotların eğitilmesi yine AKP iktidarının marifeti değil mi?

Ve tarihte ilk kez İsrail Cumhurbaşkanı’nın Ankara’ya dâvet edilerek TBMM’de konuşturulup alkışlanması, Türk Bayraklı Mavi Marmara yardım gemisine yaptığı baskınla on vatandaşı katleden İsrailli katillerin yirmi milyon dolar karşılığında Türkiye’de ve uluslararası mahkemelerde yargılanmalarından cayılması da aynı iktidarın işi değil mi?

Hal böyle iken, İsrail üzerinden “dış tehdit” söylemiyle içte yeni bir oyun oynanıyor, komplolar kuruluyor.  

ABD İLE ORTAK TATBİKAT, İNCİRLİK VE KÜRECİK ÇELİŞKİSİ

Buna karşı sormak lâzım; “İsrail Türkiye’ye saldıracak”sa neden daha Ağustos ayında Akdeniz’de TCG Anadolu gemisi, ABD’nin İsrail’i korumakla görevli USS Wasp ve Oak Hill amfibi savaş gemileriyle ortak eğitim tatbikatına katıldı; ve USS Wasp’ın günlerce İzmir Limanında demirlemesiyle İsrail’in zulüm ve katliamına ortak olundu? Niçin İsrail’in soykırımına arka çıkan küresel işgalci emperyallere askeri ikmal ve lojistik destek sağlanıyor? 

Gazze’yi yıkıp yakan, kuşattığı Batı Şeria’ya, İran’ın yanısıra Lübnan’a ve Suriye’ye saldıran İsrail’e istihbarat ileten Malatya Kürecik’teki Radar Üssü neden kapatılmıyor, en azından faaliyetleri askıya alınmıyor? 

Halka karşı “Ey zâlim, katil İsrail!” hamasetinde bulunan Cumhurbaşkanı, neden 1967’deki Altı Gün Savaşında Adalet Partisi hükûmetinin Başbakanı merhum Demirel’in, “Türkiye topraklarını Müslüman kardeşlerimizi bombalamada kullandırmam!” reddiyle İncirlik ve diğer ABD üslerini kullandırmama irâde ve direncini sergileyemiyor?

Yine Amerikan silâh ambargosuna karşı Demirel hükûmetinin 25 Temmuz 1975 tarihli Bakanlar Kurulu kararnâmesiyle İsrail’in baş hâmisi Amerikan bayraklarını indirip yerlerine Türk bayrağı çektiği, beş bin Amerikan askeri personelinn ülkesine gönderdiği İncirlik başta olmak üzere Türkiye’de sayıları 21’i bulan Amerikan üs ve tesislerini kapatma kararlılığını niye gösteremiyor?