"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müsrifliğin mâliyeti millete!

Cevher İLHAN
14 Eylül 2024, Cumartesi
TESBİT

Tam da âlây-ı vâlâ ile “kamuda tasarruf paketi”nin ilân edildiği süreçte 9 Temmuz 2018’de devreye giren “Türk tipi sistem”de israf ve şatafatta vahim savrulma sürüyor.

Tesbit şu ki AKP iktidarında Cumhurbaşkanlığı’nın 2022 yılda 5 milyar 363 milyon 434 bin lira harcadığı ortaya çıkarken, Cumhurbaşkanlığı’nın sadece 2024 yılı bütçesi 12 milyar 283 milyon 843 bin lira tahsisi yetmiyor.

Bir yandan sanki yirmi iki yıldır iktidarda değillermiş gibi Cumhurbaşkanı, Yardımcısı, bakanlar ve parti sözcüleri tuhaf bir tecâhül-ü ârifle “kamuda israf yapmayalım” çağrılarında bulunurken, diğer yandan masrafı yüzde 52 artışla bir dakikada 53 bin lirayı bulan 1050 odalı Sarayla yetinmeyip yüz milyarlarca masrafla yazlık-kışlık Saraylara yenileri eklenmesi çarpıklığına devam ediliyor. Meclis’te milletvekillerinin bütün ısrarlı sorularına rağmen “gereği kadar vardır” diye ısrarla sayısının bildirilmediği uçak ve helikopterlerden oluşan uçak filosu, ABD’ye, Körfez ülkelerine ve Almanya’ya bazen biri makam araçlarını taşımak üzere beş uçakla gidilmesi müsrifliği tartışılırken en son Cumhurbaşkanlığı koruma maliyetinin üçe katlanması dikkat çekici.

Görünen o ki vahim israfın faturası yine vatandaşlara ödetiliyor. Bundandır ki ekonomistler, devletlûlerce peşpeşe çıkarılan “tasarruf genelgeleri”nin akıbetsizliğini buna bağlıyorlar; tasarrufa en evvel iktidardakilerin uyması gerektiğini bildiriyorlar. 

Aksi halde “halka verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı” misâli “kamuda tasarruf” da hep havada kalıyor.

VAZİYET

Sırıtan siyasi operasyon...

Saray iktidarı, yıllardır iktidar partisi belediyelerinin yığdıkları, seçim öncesi hatta giderayak yandaşlara kıyak ihaleleri peşkeşle katladıkları borçlarının tahsilini kaybettiği sözkonusu belediyelerden çıkarmanın peşine düşmüş.

Başta “beşli çete” olmak üzere dolar garantili, Hazine güvenceli, Londra mahkemeleri tahkimli “yandaş şirketler”e yüz binlerce milyarın mâliyetinin on katını aşan çeyrek asra varan peşkeş çekilmesine; araç geçişi sayısı garantili köprülere-tünellere, hasta sayısı teminatlı hastanelere, tek bir uçağın inmediği yolcu garantili havaalanlarına sadece 2024 bütçesinden 162 milyar 435 milyon lira olmak üzere 244 milyar hebâ edilmesiyle kamu kaynaklarının peşkeşe bakmadan gözünü muhalefet belediye başkanlarının odalarındaki sandalye ve sehpalara dikmiş. O denli ki muhalefet belediyeleriyle “ödeme anlaşması”na yanaşmayıp medyanın çağrıldığı baskın ve hacizler artık sıradanlaşmış. Tarsus Belediyesi haciz işlemiyle Belediye Başkanı’nın makam odasındaki eşyalarının haczedilmesi bunun son hâdisesi. Ancak çarpıcı olan, bu kez haciz sırasında AKP ilçe Başkanı’nın da hazır bulunup  memurlara “alın bunları!” diye tâlimat vermesi. Belli ki Cumhurbaşkanı’nın şikâyet ettiği “tek parti devri”ni aratan haliyle valilerin yetkilerini partinin il başkanlarının, kaymakamların yetkilerini ilçe başkanlarının kullandığı, memurlara tâlimat verdiği “tek parti dönemi” bütün ağırlığıyla dayatılıyor. Ve belediyelere haciz baskınlarının da tam bir siyasi operasyon olduğu her haliyle sırıtıyor. Yazık…

GARABET

 “Tek imzalı’ tek kişilik rejim!”

Hatırlanacağı üzere yürütmenin yanısıra yasama ve yargıyı uhdesine alan Cumhurbaşkanı, daha önce ülkenin gelir getiren en kritik kurumlarından oluşturduğu Türkiye Varlık Fonu’nun başına kendi imzasıyla kendisini atadığı “tek kişilik otoriter rejim”in garabetlerinin ardı arkası kesilmiyor.

Son olarak Anayasa Mahkemesi’nin altı yıl sonra bazı üst düzey yöneticileri atamasını “kanunsuz” bulup iptal ederken Cumhurbaşkanı’nın kendi imzasıyla çıkardığı kararnâmede “üst kademe kamu yöneticileri ile kamu kurum ve kuruluşlarında atama yetkileri”ni daha da arttırması bunun son tezâhürü.

Garabet şu ki bakanlıkların “sekretarya”, bakanların “sekreter” durumuna düşürüldüğü “ucûbe sistem”de “KHK’ler”le eğitimden sağlığa, tarımdan arazi kamulaştırılmasına, dernek ve vakıfların kurulmasına bütün işler “tek imza” ile kotarılıyor.

Anadolu’nun bir kasabasındaki bir arazinin “riskli alan” ilânından bazı taşınmazların toplu konut, turizm, ticaret amacıyla âcilen kamulaştırılmasına, depremde rezerv alanlarından kentsel dönüşüme birçok yasama ve yargı yetkisi tepeden “KHK’ler”le “tek kişi”nin güdümünde kullanılıyor. Kısacası, millet irâdesinin temsilcisi Meclis’te ancak kanunla düzenlenebilecek parlamentonun bütçe hakkından temel haklara birçok hak ve hürriyetin KHK’lerle sınırlanmasıyla, ülke tam bir otoriterliğin cenderesine sokulması “rejim”in karakterini ortaya koyuyor.

Bundandır ki âcilen değiştirilmesi gerekiyor; demokrasinin, hukukun üstünlüğünün gereği olarak…

Okunma Sayısı: 1319
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    14.9.2024 01:34:08

    Acilen değiştirmek için neler yapılabilir. O kadar çok yolsuzluk, hırsızlık, adaletsizlik var ki saymakla, yazmakla bitmez. Artık millet bütün bunları biliyor ve büyük bir ekseriyetle bu iktidardan ve tek adam sisteminden kurtulmak istiyor. Fakat üzücü olan nasıl kurtulacağız bunu bilen yok. Nasıl kurtuluruz bunun yollarını aramak ve kamu oyuna yol göstermek gerekiyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı