Ancak seçim yenilgisinden sonra Ticaret Bakanlığı’nın 9 Nisan’da İsrail’e gönderilen 150’den fazla maldan aralarında demir-çelik, çimento, silâh parçası, barut ile jet yakıtının bulunduğu 54 malın sevkinin “kısıtlandığı” açıklamasıyla İsrail’e her türlü lojistik desteğin verildiği resmen itiraf edilmiş; ardından “İsrail’le ticaretin tamamen kesildiği” propagandası pompalanmıştı.

PETROLÜN İSRAİL’E GİTTİĞİNİN AÇIK İKRARI…

Aslında iktidarla bağlantılı iş ve siyaset çevreleriyle İsrailli şirketler arasında çok sıkı ve yakın ekonomik bağlantıların olduğu, iki ülke ticaretinin önemli bir kısmının üçüncü taraflarca, yabancı bandıralı gemilerle sürdürüldüğü daha önceden bildirilmişti. Bir yandan İsrail’e karşı mangalda kül bırakmayıp, tertiplenen mitinglerde İsrail aleyhine sloganlar atılırken, diğer yandan İsrail’le ilerletilen ilişkilerle gizli ve açık ticaretin tıkır tıkır işlediği ortaya çıkmıştı. (Karar, 3.9.24; VOA Türkçe, Evrensel, 23.8.24; gazeteler, 3.9.24)

Evleri, okulları, camileri, hastaneleri, mülteci kamplarını bombalayarak sistemli katliama devam eden İsrail ordusunun demir-çelik ve yakıtı “yerli ve milli” dedikleri iktidara yakın özel şirketlerin gemi-gemicikleriyle Türkiye’den karşılanıyor.

Uluslararası şirketler ve üçüncü ülkeler aracılığıyla Filistin üzerinden örtülü ticaretle Siyonist rejime her türlü destek veriliyor. El altından Yunanistan, Romanya, İtalya gibi yabancı ülkeler aracılığıyla “Filistin’e gidiyor” paravanında soykırımı sürdüren İsrail’e sevkiyat tam gaz sürüyor.

İktidardakilerin “Filistin’e yapılıyor” çarpıtmalarının, güdümlü medyanın altı ay boyunca kılıf uydurmalarının aksine, uluslararası gemi trafiğini takip eden Marinetraffic’ten edindiği bilgilerle, İsrail gazetelerindeki haberlerin linkini veren gazeteci Metin Cihan’ın “Sadece son bir ayda soykırımcı İsrail’e 88 gemi yollandı, İsrail ordusunun her tür ihtiyacı karşılanıyor” tesbiti vakıayı tescilliyor. (Kısa Dalga, 6.10.24)

Özetle, hammadde, gıda ve giyeceğin yanısıra silâh yapımında kullanılan demir-çelik gibi stratejik mal ve malzemeler -alıcısı görünen şirkete yüzde 3-5 komisyon ödenerek- “Filistin’e gönderiliyor” gösterilip sahte belgelerle İsrail’e teslim ediliyor.

Gazze’yi yerle bir eden, Müslüman bölge ülkelerini bombalayıp Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren İsrail savaş uçaklarının yakıtı, Azerbaycan’ın SOCAR firması kanalıyla Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattıyla taşınan petrolle İsrail’in petrol ihtiyacının yarısı -varil başına 80 sent (27 lira) karşılığında- Türkiye üzerinden karşılanıyor.

İSRAİL’E İHRACAT YÜZDE 119 BİN 555 ARTMIŞ…

Bu arada Türkiye’den giden gemilerin seyir halinde konteynerleri İsrail’e devretmeleri, yolda rotalarını değiştirmeleri, Tel Aviv kontrolündeki limanlarda yalnızca Türkiye’den mal alınmasına izin verilmesi; ve Bakan’ın “Ceyhan’dan petrol yüklediğimiz gemilerin hangi destinasyonlara -varış noktalarına- gittiği inisiyatifimizde değil” ifadesi, oldubittinin açık ikrarı oluyor. 

Bundandır ki iktidardakilerin “İsrail’le ticaretin durdurulduğu” iddialarının aksine şiddetlenen soykırımda İsrail İstatistik Kurumu verileriyle, İsrail işgalindeki Filistin’e astronomik artışla demir-çelik, elektrik-elektronik, kimyevi madde satışına ve son süreçte mücevher ihracatının yüzde 417 artışla  rekor kırmasına karşı, “sanayisi, fabrikası, olmayan Filistin bu kadar çeliği ne yapıyor?” sorusu soruluyor. (Feyza Nur Çalıkoğlu, Karar, 8.10.24)

Neticede, İsrail’le ticaretin 14 kat katlanıp 91 milyon dolardan 571 milyon dolara çıkması; bir diğer hesapla İsrail’le ticaretin yüzde 119 bin 555 artması gerçeği ortaya koyuyor.

Ve küresel emperyallerle kotarılan uluslararası “kanlı pazarlığa” karşı “İsrail’le gizli ticareti kes!” çağrısını yapanların kelepçelenip tutuklanması, “vanayı kapat!” pankartıyla petrol sevkini protesto eden Filistinli üniversitelilerin derdest edilip “kamu düzenini ihlâl” suçlamasıyla sınır dışı edilmeleri, bir defa daha ikiyüzlü çirkin siyaseti açığa çıkarıyor. (Gazete Duvar, 20.1.24)