Evvela, Risale-i Nur’u, Bediüzzaman’ı, partilerle, şahıslarla değil, partileri, kişileri Risale-i Nur mihengine vurmalıdır.
Bir okuyucumuz, “Eğer AKP ve lideri; Üstad’ımız Bediüzzaman’ın işaret ettiği ahrar/demokrat değillerse, verdiği içtimaî, siyasî müjdeler ne olacak?” diye soruyor.
● Evvela, Risale-i Nur’u, Bediüzzaman’ı, partilerle, şahıslarla değil, partileri, kişileri Risale-i Nur mihengine vurmalıdır.
● Saniyen, Risale-i Nur’da nazara verilen istikbaldeki müjde ve gelişmeler birinci planda sosyal, siyasî hayatla ilgili değildir. Önce iman, ibadet, ahlâk cephesinden tezahür edecek; sonra içtimaî, siyasî hayata yansıyacaktır. Formül şu:
“İman-hayat-şeriat” İman, fikir, düşünce, inanç temel, kök, asıldır. İman şartları, bütün teferruatıyla, akıl, kalb, vicdan mutmain olacak ilmî delillerle gönüllerde tesbit edildikten sonra, ibadet; yani, ahlâk, namaz, muhabbet, uhuvvet, hürriyet, iyilik, dayanışma, meşveret (ortak akıl), zekât, faiz, iftira, gıybetten kaçınma, v.s. tarzında hayata aksedip pratiğe geçecektir. Yani, iman yaşanacaktır. Sonra “Şeriat”, kanunlar şeklinde sosyal ve siyasî sistem olarak ortaya çıkacaktır.
● Salisen, AKP hürriyetçi/de-mokrat değildir. Müstebittir, tahakkümcüdür, riyaset-i şahsiyeye dayanıyor; rey-i vahidçidir. Yani, tek görüş, tek tip, tek düşünce sahibidir: “Ya bendensin, ya benim gibi düşünürsün, aksi halde hainsin, teröristsin, dinden uzaksın!”
● Rabian, AKP siyasî rotasını, uygulamalarını Risale-i Nur’a, yani, lahikalara, Münazarat’a, Sünühat’a, Hutbe-i Şamiye’ye, Divan-ı Harb-i Örfi’ye bakarak mı çiziyor ki, Üstadın müjdelerine masadak olsun? Bilakis “siyasal dinci/dindar siyasalcı” olarak muarız ve muhalif bir siyaset takip ediyorlar! Ve ne yazık ki, Risale-i Nur’u çok azı okuyorlar! Bir sefer biz, yıllardır Nur hareketinin içinde olduğumuz halde, mezkur eserleri ne kadar okuduk, ne kadar anladık, ne kadarını hayata aksettiriyoruz ki, onlar ölçü, prensip ve stratejilerine göre hareket edebilsinler?
● Hamisen, Risale-i Nur’un “Ümitsizlik, sıdkın/doğruluk ve dürüstlüğün içtimaî, siyasî hayatta ölmesi, adavete/düşmanlığa muhabbet; düşmanlıktan zevk almak, kardeşlerin biribirine düşmanlık beslemesi, nuranî rabıtaları bilmemek, istibdat/baskı ve bütün çalışmasını, himmetini kendi menfaatine hasretmek” gibi hastalıklar tedavi edebilmişler mi ki; siyasette isabetli olsunlar?
● Sadisen, AKP’nin siyaset anlayışı, yönetim biçimi, ekonomik modeli ve sair politikaları, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyyenin bu zamandaki içtimaî, siyasî ölçü, prensip ve stratejilerine göre değildir. Hayfa ki, Deccalizmin/Süfyanizmin vahşi kapitalizmin, Kemalizmin kurguladığı siyaset ve politikalarıdır. Dolayısıyla Risale-i Nur ile muaraza içindedirler. (Devam edecek)