"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sekizinci 15-20 Temmuz karanlığı

Ahmet BATTAL
15 Temmuz 2024, Pazartesi
Sekiz sene önce bugün menhus bir ruhun organize ettiği bir darbe teşebbüsü püskürtüldü.

O akşam, bir parça devlet ve tarih tecrübesi olanların “böyle darbe mi olur” dediği ve “bu teşebbüs galiba başarısızlığa endekslenmiş” diye düşündüğü türden gariplikler yaşandı. “Cuntanın içinde kimler çift taraflı oynadı” sorusunun cevabını galiba hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyeceğiz. Geçelim.

“Başarılsa idi ne olurdu” sorusu halen de belirsizliğini koruyor. Zira darbecilerin kimliği ve amacı gibi hususlar somut deliller yardımıyla ve ciddiyetle ele alınamadı. TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun başta samimi görünen gayretleri dahi menhus ellerce yönetilen bir el tarafından akim bırakıldı.

İlk birkaç günde yoğunlaşan, darbeyi engellemek ve sokakları/meydanları demokrasi adına sahiplenmek gibi eylemler, ilk günlerde, bir tür “demokrasi şöleni” gibi görüldü. Ama sonra bunun da bir şeyleri perdelemek için planlanmış “operasyon işi” olduğu şüpheleri doğdu ve kuvvetlendi.

Zira aynı günlerde başlayan “cadı avı” ve KHK damgalamalarıyla adalet yerle bir edildi. Önceden hazırlanmış binlerce ve hatta yüzbinlerce kişilik listeler ve önceden oluşturulmuş deliller hızlıca devreye sokularak “cemaat eşittir terör örgütü” hatalı formülü ile ve “bile bile lades”le bir kitlesel hukuksuzluk süreci başlatıldı.

Yeni Asya meşveretle belirlediği yayın politikası kapsamında bu hukuksuzluklara da itiraz etti. “FETÖ” kelimesini kullanmama prensibini benimsedi.

Adalet ve hürriyet artık iyice “WANTED/ARANAN” haline getirildi. Biz konu ile ilgili o dönemde yazdıklarımızı derleyip bu isimle ve bu kapakla kitap yaptık. İbrahim Özdabak kapak tasarımını yaptı ve karikatürleriyle süsledi. Yeni Asya Neşriyat bastı. Çeşitli çevrelerin teveccühü, doğru bir şey yaptığımızı ve en azından tarihe not düştüğümüzü gösterdi.

Aynı sürecin bir sonucu olarak, Anayasaya ve insan haklarına açıkça aykırı ve aslında gereksiz OHAL KHK’leriyle devletin düzeni bozuldu, çivisi çıkarıldı, bilhassa ABD’nin istediği “tek adam rejimi”ne geçildi. Bugün siyaset bu girdaptan çıkabilmek için çırpınıyor.

Aslında bu süreç Ergenekon davaları ile başlamıştı. O dönemde basın ve yargı eliyle yapılan hukuksuzluklara Yeni Asya ve yazarları karşı çıkmıştı:

Risale-i Nur’dan deliller yardımıyla hukukun içinde kalınması gerektiğini ve aksi takdirde bu işin bir tür kan davasına dönüşeceğini ve “mukabele-i bilmisil kaide-i zalimanesi”nin işleyeceğini, zulmedilenlerin de ellerine iktidar geçirdiğinde masumlara zulmetmeye başlayacağını yazıp söylemişti.

Maalesef tahminler gerçek oldu ve 15 Temmuz öncesinde, yani olayın “hükümet cemaat çatışması” olarak tarif edildiği dönemde başlayan entrikalı işler 15 Temmuz sonrasında Sarayın ve Saray kontrollü yargının da açıktan alet edilmesiyle kitlesel bir zulme dönüştürüldü. AİHM kararları ortada.

Sivil kalmak yerine devletle içli dışlı olmayı seçen ve bu sebeple ve bu sayede hormonlu büyümüş olan ve zaten bozuk olan genetiği de bu sırada iyiden iyiye bozulmuş olan “cemaat” bu vesileyle Türkiye’den sürüldü.

Kaçarak gidenler ve daha önceden yurt dışında olanlar şimdi ne yapıyorlar, ileride ne yapacaklar, nasihat kabil midir, “bir musibet bin nasihatten iyidir” kuralı kendilerine işler mi, işledi mi? Bunlar ayrı konu ve bizim temennimiz, iyiniyetlilerin Risale-i Nur’daki sivil ve nurani hizmet prensiplerini samimiyetle edinmeleri.

Kalanlardan damgalanmış olanların ve kendilerini gizleyenlerin gelecekte nasıl bir tavır takınacağı da ayrı bir konu. (Ortaya çıkacak tabloyu, bilhassa “gizlenerek yaşamanın psikolojik ve sosyolojik sonuçları” çerçevesinde okumak lazım.)

Ama bu hadisenin Türkiye’de ve hatta coğrafyamızda sivil din hizmetlerine verdiği zararı görmemek için kör olmak bile yetmez.

Devleti elde ettiğini zanneden ama devletçe ele geçirilip neredeyse zombiye dönüştürülen AKP’nin entelektüelleri ise sadece şaşkın ve suskun.

Ders alabilirsek ne mutlu

Okunma Sayısı: 3817
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Burhan Kula

    15.7.2024 21:47:24

    Hukuk zerre kadar yok bu ülkede, 15 temmuz hain darbesinden sonra 20 temmuz süreci başladı darbe yapmamış hiçbir suça bulaşmamış yüzbinlerce insan KHK larla ihraç edildi daha da kötüsü hapis cezaları aldı. özel sektörde iş bulmakta zorlanan bu insanlar hayattan da ihraç edildi, bu ne tarifsiz bir zulümdür ve tüm toplum bu hukuksuzluğu seyretti, o günden beri de memleketin yüzü gülmüyor, hukuk yoksa adalet yoksa AİHM kararları uygulanmıyorsa memlekette batmaya mahkumdur

  • Gazi

    15.7.2024 20:23:34

    1-Acaba bahçıvan bir bahçenin kapısını açsa, herkese ibaha etse, sonra da zâyiat vuku bulsa, kabahat kimdedir? 2-Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir.

  • İbrahim Meydan

    15.7.2024 16:17:55

    15 Temmuz şüphe ve soru işaretleri ile dolu bir süreç.Ben bir vatandaş olarak bu ülkenin üzerine oynanan bir tiyatronun parcası olarak görüyorum.Tarihi süreç icerisinde bu sis bulutları elbette kalkacak.Ancak mağdur edilen binlerce masumun hakkı ne olacak.Hukuk adalet bu yarayı nasıl tamir edecek.Ölen öldüğüyle, mağdur edilen mağdur oluşu ile kalacak gibi gözüküyor.Ancak Allah büyüktür.Bu dünyanın geçici olduğunu bunlar insallah anlarlar

  • Burak Okçu

    15.7.2024 15:38:53

    Ak partinin neresinden tutsan elinde kalır. Gırtlağına kadar batmış. Seçim var. Halk istediği anda sıfıra indirir. Gülen cemaatini bir parti ile kıyaslamak saçma olur. Bizim asıl cemaatin yaptığı şeyleri tartışmamız lazım. Bir cemaat din adına ortaya çıkıp açıklanamayan işler yapar, yolsuzluklara bulaşırsa orda sorun var demektir. Bir parti gibi seçimle değiştiremezsin de. Bir darbe ile ülkenin yönetimine bir cemaatin geldiğini düşünmek bile istemiyorum. Tepede her dediği kutsal kabul edilen tek bir adam var. Mutlak itaat. Sorgulama yok. O yüzden gülen cemaatini hiçbir siyasi parti ile kıyaslamaya gerek yok. Eğer cemaat olduğunu iddia ediyorsan öyle yargılanırsın. Bu yola çıkarken bunu biliyor olman lazım.

  • Asena Nur Uğurlu

    15.7.2024 15:22:41

    Kimse fethullahçılık ile ilgisi olmayan bir öğretmen ceza alsın demiyor zaten. Fethullahçılar her zaman yaptıkları gibi haksız ceza alan o öğretmeni gösterip darbeye kalkışanları aklamaya çalışıyorlar. Uyanık olan ehli tahkik bu çarpıtmaları yutmayacaktır. Biz yeni asya olarak okuyan, meşveret eden bir sistemde yetiştik.

  • Asena Nur Uğurlu

    15.7.2024 15:19:15

    Fethullahçılar hep kendileri lehine konuşmamızı istiyorlar. Ufak bir eleştiride bizi iktidar yanlısı olmakla suçluyorlar. Alakası yok halbuki. Bizim yolumuz belli. Yanlışa yanlış diyebilecek cesaretimiz var. Fethullahçılık kendi azim yanlışlarını görmemekte ısrar ediyor. Böyle devam ederse kendileri zarar eder. Kendileri bilir. Biz uyarımızı yaparız. Sonuçta yollarımız farklı.

  • Zeynep Taştekin

    15.7.2024 15:13:37

    Yapılması gereken maddi şeyler var. Fethullah gülen cemaati bütün yapısıyla ülkeye gelecek. Elindeki bütün maddi varlığı ülkeye iade edecek. Ellerindeki bütün bilgileri halkla paylaşacak. O zaman bu cemaat samimidir diye düşünüp bir hüsnü zan kazanabilirler. Mevcut haliyle iktidar da değişse bu ülkeye gelmeleri mümkün görünmüyor. Sağcısı ile solcusu ile halkında tepkisini çekmiş durumdalar.

  • Zeynep Taştekin

    15.7.2024 15:13:27

    Bir tarikata veya cemaate mensup olmak suç sayılamaz. Elbette fethullahçı olmakta suç sayılamaz. Teoride durum böyle. Ama işin hakikatinde ve halkın algısında durum başka. Devasa maddi zenginlik sahibi bir cemaatten söz ediyoruz. En etkili makamlara, kurumlara hakim olmuş bir cemaat. Sınav sorularının çalınması ayyuka çıkmış. Dağdaki çoban bile filanca kuruma girebilmek için cemaatten icazet alınması gerektiğini biliyor. Cemaate mensup insanların aylıklarından, kazançlarından belli bir pay alıyor. Şimdi böyle bir durumda siz sözel olarak ferhullahçı olmak suç sayılamaz deseniz de kimseyi inandıramazsınız.

  • Avni Aladağ

    15.7.2024 14:27:04

    15 temmuz,rivayetlerlede sabit olan iki fitneci güruhun devleti paylaşım ve menfaat çatışması..çok büyük acılara ve mağduriyetlere sebep oldu..ahirzamanın ikinci büyük fitnesi.bu fitneyi körükleyen her iki tarafın mücrimleri hüsrana uğrayacak...

  • Neslinur

    15.7.2024 14:26:43

    Semanur hanımefendiye , Fethullahçıların yaptıkları bütün bu olumsuzluklar yaşanırken, iktidarın durduğu yeri de açıklasaydınız, Risale - i Nur 'un ruhuna uygun adaletli bir bakış açısı ortaya çıkardı.

  • Erhan

    15.7.2024 14:17:06

    Mesela, darbeciler WhatsApp kullanıyordu neden WhatsApp kullananların hepsini darbeci olarak içeri atmadılar?

  • Erhan

    15.7.2024 14:11:58

    Olaylarla hiçbir şekilde alakası olmayan, Hakkari’deki öğretmenin, Ağrı’daki sağlık memurunun, Sivas’taki mübaşirin, Batman’daki dershane öğretmeninin, Urfa’daki savcının, Antep’teki hakimin, Edirne’deki uzman çavuşun, canlı bombanın üzerine atlayan Bingöl’deki polisin, Antalya’daki Eczacının, üniversitelerdeki akademisyenlerin, doktorların, imamların, Berberin, manavın, çaycının, çorbacının, üreticinin, bunlara benzer yüzbinlerce insanın, ne suçu günahı var? İhanete, gece müthiş bir gerekçedir.

  • Semanur Tunoğlu

    15.7.2024 12:17:08

    11- Yurt dışında yaşamayı ve oradan yönetmeyi tercih ettiler. Bu da halkta yabancı devletlere çalışıyor imajı oluşturdu. 12- Asıl sorumlular Türkiye den kaçtı. Gelip mahkemede yargılanmayı göze alamadılar. Bu tür hataları görüp, pişman olmak ve tövbe etmek gerekiyor. Cemaat bu hatalar yapılmamış gibi davranıyor. Bu hatalara tövbe edilmeden bu zulüm nasıl bitsin. Cemaatin içine düştüğü hataları göstermek lazım ki ders alıp ona göre hareket etsinler. Onlara yapılacak en büyük iyilik budur. Allah masumları korusun.

  • Semanur Tunoğlu

    15.7.2024 12:17:03

    6- Kurumlarda yerleşmek için dindar olmayanları hileli yollarla kurumlardan attırdılar ve haklarına girdiler. 7- Ticarette tekel oluşturarak başka büyük bir ticari ağ kurdular. 8- Yönetimlerini gizli yapmaya çalıştılar. Kod adı kullandılar. 9- İslamın temel şiarlarına karşı fetvalarla meaafe koydular. Baş örtüsü teferruattır diyebildiler. Askeriyede açığa çıkmamak için dinsiz gibi görünmek caizdir dediler. 10- Risalei Nurları sadeleştirmek için uğraştılar. Sadeleştirme karşıtı bütün ikazlara kulak tıkadılar.

  • Semanur Tunoğlu

    15.7.2024 12:16:32

    Gülen cemaati kader tarafından neden böyle dehşetli bir tokat yediğini önce kritik etmeli: 1- Nur mesleğinde olmayan bir yöntemle kendilerini gizlemeye çalıştılar ve takiyye yaptılar. 2- Kemalizm ile kol kola girerek hareket ederek nurculuğun temel mücadelesini zayıflattılar. 3- Demokratların aleyhine çalışarak demokrat olmayan yapılara destek verdiler. Nurculuğun meşveret esasını iptal ederek karizmatik bir tek adamın peşinde ilerleyen bir cemaat oluşturdular. 4- Devleti ele geçirmeye çalışarak bir devrim yapmaya çalıştılar. 5- Devleti ele geçirmek için sınavların sorularını ele geçirdiler. Hak edenlerin haklarını gasbetmiş oldular.

  • Hüseyin İlhan

    15.7.2024 12:06:54

    ES.Anlatıyor bizim bir mahalli basınımızda'Darbe gecesi darbe haberleirnden takriben 45 dakika önce ErdoğanGY.otelden ayrıldı. Yine basında yer alan bir haber'Erdoğan'ın darbe gecesi bindiği uçağın pilotları bahsedilen teşkilatın adamları imiş. Yine yaveri de o teşkilattan olunca ve darbe için 4 ay öncesinden haber verilince pazılı kim doğru yere yerleştiriyorsa aklı,muhakemesi,vicdan ve iz'anı hala sapasağlam demektir.

  • Müjdat Bayar

    15.7.2024 11:45:38

    Yazının sonundaki temenniniz yakın zamanda gerçekleşeceğe benzemiyor zira kabahat, samur kürk de olsa kimse giymek istemiyor. Mevla görelim neyler.

  • Pelin Kurukahveci

    15.7.2024 09:17:07

    Şu iki soruya da cevap verilmelidir. Peki 15 temmuzda darbe yapmaya kim kalkıştı? Adil Öksüz darbenin merkezinde ne yapıyordu?

  • Burhan Kula

    15.7.2024 07:33:13

    15 Temmuzu yapanlara yaptıranlara lanet olsun, fakat 20 temmuz süreciyle birlikte Darbe yapmamış, darbeye ve darbecilere karşı, hiçbir suça bulaşmamış insanlar KHK denilen zulüm süreciyle işinden aşından edildi daha da kötüsü hapis cezaları aldı, insanlar açlığa mahkum edildi, özel sektörde dahi iş bulamıyor, insanlar hayattan kovuldu, ve bu zülme toplumun çoğu sessiz kaldı, bu zülüm ne zaman bitecek, hukuk adalet ne zaman geri dönecek?

  • Abidin.Özturk

    15.7.2024 05:51:47

    Bir Araştırma Raporu kaybedilmiş ise gerisi uydurmadırEmeğinize, yüreğinize sağlık...

  • Mustafa Said Kara

    15.7.2024 01:04:56

    Sivil din hizmetine gülen cemaatinin verdiği zararı da gözden kaçırmamak lazım. Belirsiz bir devleti ele geçirmek amacıyla gençlerin enerjisini boşa harcadılar. Nurculuğun temel hedefi imanları kurtarmaktır oysa.

  • HÇeşitcioğlu

    15.7.2024 00:34:21

    8 yıldır ortada kuyu var yandan geç.Tek bir belgeli tarihli araştırma var mı? Bir inat ettik tam inat ettik.İlla odunumun parası. .

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı