TÜGVA’yı bilmeyen yoktur. Memlekete ve millete hizmet etmek isteyen herkes orada. “Şuurlu gençlik” yetiştirmek isteyen hayırseverlerin yanında ve yakınında.
Bu vakıf boş ve âtıl kamu binalarını kiralayıp şuurlu milletin hizmetine sunmasıyla meşhur.
İşte o Vakıf İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden tarihî Büyükada İskelesi’nin üst katını da kiralıyor.
Sonra bir sürprizle Belediye yönetimi muhalefete geçiyor. Vakıf nedense kirayı ödemiyor, dâvâ açılıyor, tahliye gündeme geliyor, polisle zabıta karşı karşıya getiriliyor, valiyle belediye başkanı karşı karşıya geliyor vs. vs.
Biz işin o kısmında değiliz. Bu kısım zaten medyatik.
Başka bir kısım var ki medyatik olduğu kadar mahcubiyetlik.
İBB Sözcüsü Murat Ongun o yerin kullanım biçimi ile ilgili olarak bazı bilgilere ve fotoğraflara ulaşmış. Mekânın ticarî amaçla kullanıldığını ve kızlı oğlanlı çalgı çengi işleri için üçüncü şahıslara kiralandığını ortaya koyan bazı fotoğraflar paylaşıyor.
Gerçekten çok ayıp. Tam bir belden aşağı vuruş. Ne yani “şuurlu gençlik” eğlenmesin mi!
Vakfın orada verdiği (ya da aldığı) hizmetin niteliği ve kalitesi ile ilgili kafa karıştırıcı ve bilhassa Emine Erdoğan Hanımefendi’yi ve diğer şuurlu saray ahalisini kızdırıcı bu fotoğraflar ortaya çıkınca vakıf yetkilileri sipere yatıp pozisyon alıyorlar.
Önce “bunlar eski fotoğraflar” deniyor.
TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Üçüncü şahıslara kiraladığınız diye paylaştığınız fotoğraflar 2016 yılına ait, TÜGVA o alanı 2018’de kiraladı. Danışmanlarınıza bir sorsaydınız.” diyerek bir savuşturma oku atıyor.
Ama yeni paylaşılan fotoğraflarda pandemi maskeli bazı kişilerin de var olduğu yani çalgı çenginin yeni tarihli ve TÜGVA döneminden olduğu anlaşılıyor.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yazıyor: “Hakikaten hem çok sevimli hem de çok öngörülüler. Öylesine bir öngörü ki 2020 yılında pandemi olacağını öngörüp 2016 yılında maske kullanmaya başlatacak kadar. Siz kendi kendinizi kandırmaya devam edin, halk kanmıyor yalanlarınıza.”
Bunun üzerine Şuurlular Vakfı’ndan yeni bir açıklama geliyor:
“İkinci organizasyon hakkında ise nasıl ve ne zaman gerçekleştiğine dair hiçbir bilgimiz olmadığı gibi ilgimiz de yoktur. Bunlar habersizce kapı kilidimizi değiştirip eşyalarımızı gasp eden kumpasçıların düzenlediği oyundur.”
O kumpasçılar var ya o kumpasçılar…
Yakında orada Orhan Gencebay kaseti çalacaklarmış:
Bana kaderimin bir oyunu mu bu
Aldı sevdiğimi, verdi zulumu
Dünyaya doymadan geçip gideceğim
Yoksa yaşamanın kanunu mu bu
Bıktım artık yaşamaktan
Çekmekle biter mi bu hayat yolu ah ah
Bu yalnızlık, bu dertler.