"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eli öpülecek devleti büyüten AKP

Ahmet BATTAL
20 Temmuz 2024, Cumartesi
İki sene kadar önce “eli delik devleti büyüten AKP” başlıklı bir yazı yazmıştık.

Ana fikri şuydu: Özelleştirme ve devleti küçülterek hantallıktan kurtarma iddiasıyla yola çıkıp milleti ikna ederek iktidar olan eski AK Parti gitti ve yerine eli delik AKP geldi. Ki bu “delik el” Hadislerde deccalin alamet-i farikasıdır.

Yeni AKP’nin devleti her yönden büyüttüğünü zaten bilmeyen kalmadı. İsrafın ve kamu maliyesindeki kara deliklerin haddi hesabı yok.

Ama geçen günkü şu hadise gösterdi ki, AKP, devleti “eli öpülecek devlet” olarak da büyütmüş!

MHP Lideri Devlet Bahçeli 15 Temmuz darbe girişiminin sekizinci yılı dolayısıyla Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde bulunan Polis Özel Harekât Başkanlığı’nı ziyaret etmiş ve Başkan Süleyman Karadeniz karşılama sırasında Devlet Bahçeli’nin elini öpmüş.

Tahmin edileceği üzere el öpme fotoğrafı sosyal medyada hızla yayıldı ve haklı-haksız tepkilere de sebep oldu.

“Ne var bunda, hürmetini böyle göstermiş” diyen de oldu, “gizli iktidar MHP’de olduğuna göre memur amirinin elini öpmüş sayılır, normaldir” diyen de…

En ilginç tepkilerden biri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Sen devletin polisi olmayı yanlış anlamışsın. Yanlış devletin eline sarılmışsın.” sözüydü.

Biz de bir hatırayla katılalım.

Bir arkadaşımız yıllar önce Ankara Gazi Mahallesinde çocuğuyla bayram namazına gidiyor. Aynı safta Devlet Bahçeli ve ekibi de var. Çıkışta çocuğuna “sen de öp oğlum” diyor ve çocuk Bahçeli’nin elini öpüyor. Ama harçlık filan hak getire. Bunun üzerine tanıdığı genel başkan yardımcısına “diğer liderler bayramlarda çocuklara harçlık vermeyi alışkanlık haline getirmiş, sizinki neden böyle yapmıyor” diye sorunca aldığı cevabı tahmin edebilirsiniz…

El öpmek milletin bir geleneğidir. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpülür.

Ama devlet bürokrasisinin gelenekleri arasında el öpmek de “el etek öpmek” de yoktur.

Gerçi tek parti dönemi CHP’sinin anlatıldığı bazı hatıralarda ve haber metinlerinde “Gazi Hazretleri”nin elini öpen bazı vatandaşlardan bahsediliyor ama o CHP’ye hem bugünkü CHP hem de eski AK Parti neredeyse düşman.

Saray’a damat olmayı istediği ama başaramadığı düşünüldüğünde, saraylıları sürüp “tek adam” haline geldikten sonra, M. Kemal’in el öptürmesi de garip sayılmaz.

Dolayısıyla devlet geleneği açısından padişahlık ve tek parti dönemi ile demokratik cumhuriyet dönemi iki zıt kutbu temsil eder.

Gerçi sonrasında Özal ve Demirel gibi bazı devlet büyükleri de zaman zaman el öptürmüşlerdir ama hiçbiri, “bürokratın siyasetçinin elini öpmesi” nevinden değildir.

İşte şimdiki AKP, son on senedeki icraatıyla, bu iki zıt kutuptan birine geçti ve Türkiye’yi de o şatafatlı saray karanlığına sürüklemeye çalışıyor.

Dolayısıyla bu tartışma; net padişahlık dönemini ve “adı cumhuriyet” olan tek parti padişahlığı dönemini yeniden gündemimize getirmiş oluyor.

Bakanların istifa edemeyip görevden affını dilemesine ve bu dileğin kabul ya da reddedilmesine dayalı Osmanlı Sarayı kulluk düzeni, AKMHP sayesinde geçilen ve adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube ile yeniden Saraylarımızın alışkanlığı haline getirilmeye çalışılıyor.

Bu yeni düzen sevenlerine hayırlı olsun. Biz sevemedik, sevemiyoruz, sevemeyeceğiz. İstemiyoruz. Alışmayacağız!

Biz hizmetkâr devleti istiyoruz...

Okunma Sayısı: 2301
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erhan

    20.7.2024 08:15:45

    Nereden nereye geldik, devlet siyasetçinin elini Öper duruma geldi! çok tehlikeli bir durum, çıkar ve menfaatler ön plana çıkarsa, vicdanlar cüzdanlara saklanır, örf adet gelenek görenek devlet kuralları farklı şekillere evrilir, maalesef bu yaşananlar da onu gösteriyor. Bu işin diğer bir anlamı ise rakibe pazı göstermektir.

  • S.topuz

    20.7.2024 02:43:08

    ..."Deccal'ın şahs-ı surîsi insan gibidir. Mağrur, firavunlaşmış, Allah'ı unutmuş olduğundan; surî, cebbarane olan hâkimiyetine, uluhiyet namını vermiş bir şeytan-ı ahmaktır ve bir insan-ı dessastır. Fakat şahs-ı manevîsi olan dinsizlik cereyan-ı azîmi, pek cesîmdir. Rivayetlerde Deccal'a ait tavsifat-ı müdhişe ona işaret eder." Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat - 58

  • S.topuz

    20.7.2024 02:09:24

    ..."Meselâ: Merkez-i saltanat o vakit Şam'da veya Medine'de olduğundan, vukuat-ı Mehdiye veya Süfyaniyeyi merkez-i saltanat civarında olan Basra, Kûfe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler. Hem de o eşhasın şahs-ı manevîsine veya temsil ettikleri cemaate ait âsâr-ı azîmeyi o eşhasın zâtlarında tasavvur ederek öyle tefsir etmişler ki, o eşhas-ı hârika çıktıkları vakit bütün halk onları tanıyacak gibi bir şekil vermişler. Halbuki demiştik: Bu dünya tecrübe meydanıdır. Akla kapı açılır, fakat ihtiyarı elinden alınmaz. Öyle ise o eşhas, hattâ o müdhiş Deccal dahi çıktığı zaman çokları, hattâ kendisi de bidayeten Deccal olduğunu bilmez. Belki nur-u imanın dikkatiyle, o eşhas-ı âhirzaman tanılabilir." Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler - 344

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı