"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adi valiler ve nurani Seyyidler

Ahmet BATTAL
18 Temmuz 2024, Perşembe
Serdar Sertçelik’in eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a yönelik suç isnadının Ayhan Bora Kaplan suç örgütü dosyasının iddianamesinde yer almasını değerlendirdiğimiz ve Pazar günü yayınlanan “Yargıya gizli tanık prangası ve son mağduru” başlıklı yazımızda şu cümleler de vardı:

“… bu haberin, kamuoyuna, 15 Temmuz’dan önceki son Cuma günü ve birilerinin adına “hutbe” dediği o vahim metnin -üstelik hutbe makamı gasp edilerek- okunduğu saatlerde mal olmasını da kaderin bir cilvesi olarak görüyoruz.”

12 Temmuz Cuma günü camilerdeki hutbe makamında okunan o vahim metnin aslında “cemaati camiden uzak tutmak” için kullanılan “FETÖ” ile ilgili kısmını geçelim. 15 Temmuz tarihli yazımız yeterlidir.

Minberi siyasetin emrine sokmaya yarayan ve neredeyse yüz senedir “hakkı verilen” Türkçe “hutbe” icadının “Türkçe ezan” saçmalığı gibi bir bidat olduğunu ve bir an önce vazgeçilmesi ve sünnete uygun hale döndürülmesi gerektiğini de Diyanet İşleri Başkanlığına ve İlahiyat Fakülteleri Dekanlar Komitesine havale edip geçelim.

Ama okunan metnin devamında 16 Temmuzun da Hazreti Hüseyin’in Kerbela’da şehid edilişinin yıldönümü ve aşure günü olduğu zikredildi ya işte orada duralım.

Zira bu, katilinin maktulün başında durup ağlamasına benziyor.

Zira hem “devletin devam ve bekası için masumlar feda edilebilir” diyen Emevi siyasetiyle her 15 Temmuz öncesinde masumlara “…öcüler” damgasını vurmaya devam edeceksiniz ve hem de “vah Hazreti Hasan’a, Hüseyin’e” deyip prim yapacaksınız.

Seyyidler ve şerifler cemaatinin reisi olan o mübarekler günü gelince sizi çarpar çarpar, hem de bölüp bölüp bir daha çarpar…

Emevi siyaseti ile Hz. Ali adaleti arasındaki gerilim, bu çağda, siyasal İslamcılık ile Nurculuk arasındadır.

Çağdaş Emeviler durumundaki siyasal İslamcılar “devlet, siyaset ve bürokrasi din için önemlidir, ne lazımsa yapalım; elde edelim ve elde tutalım” der.

Hazreti Alinin ve Âl-i beytin bu çağdaki takipçileri olan nasihatçı Nurcular ise “devlet demokratların elinde olsun, meşveret ve şura kuvvet bulsun ve coğrafyamıza yayılsın, dindarlar ise devletten, siyasetten ve dünyadan uzak durarak samimi ve ihlaslı din hizmeti yapma imkânına kavuşsun, yeter” der.

Bu sebepledir ki sıradan siyasetçiler, bürokratlar, kaymakamlar ve valiler, hâkimler ve Yargıtay üyeleri; Nurani mekânlarda diz çöküp şu dersi dinlediklerinde uyanır, safını belli eder, emekliliği iple çeker:

“Hasan ve Hüseyin ve onların hanedanları ve nesilleri, manevî bir saltanata namzed idiler. … elleri muvakkat ve surî bir saltanattan çekildi; fakat parlak ve daimî bir saltanat-ı maneviyeye tayin edildiler; âdi valiler yerine, evliya aktablarına merci’ oldular.”

Metnin devamında, Peygamber neslinin o feci akıbete uğramasının hikmeti anlatılırken o nurlu mekânların sahiplerine de mühim bir ders veriliyor:

“Hazret-i Hüseyin’in yakın taraftarları değil, fakat cemaatine iltihak eden sair milletlerde, yaralanmış gurur-u milliyeleri cihetiyle, Arab milletine karşı bir fikr-i intikam bulunması Hazret-i Hüseyin ve taraftarlarının safi ve parlak mesleklerine halel verip, mağlubiyetlerine sebeb olmuş. … milel-i saire Hazret-i Hüseyin’in cemaatine intikamkârane ve müşevveş bir niyetle iltihak ettiklerinden, Emevîlerin asabiyet-i milliyelerine fazla dokunmuş, gayet gaddarane ve merhametsizcesine meşhur faciaya sebebiyet vermişlerdir.”

Demek, seyyidler cemaatinin mesleğinin safiyeti ve samimiyeti, akıbeti temiz tutmaya yetmez. O cemaate intikamkârâne ve müşevveş (karışık-kötü) niyetle eklemlenmeye çalışanları görmek ve mesleğin safiyetini bozmalarına mani olmak da önemli ve gerekli...

Okunma Sayısı: 2073
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • selma

    18.7.2024 18:57:30

    Önemli hatırlatmalarda , uyarılarda bulunan güzel bir makale olmuş. Siyasal İslamcılar bu ülkenin maddi, manevi değerlerini kendi dünyalık çıkarları adına yağma ettiler. Onların zamanında , eğitim, ekonomi , adalet ,ahlak vb. ne varsa dibe vurdu. En büyük zararı da dine verdiler, hatta bu zarar dünyadaki diğer müslümanlara kadar ulaştı. Makyavelist anlayışın en önemli takipçiliğini yapıyorlar. Samimi, ihlaslı bir dindarla asla bir arada, yan yana olamazlar.

  • Necmi TORUN

    18.7.2024 16:16:32

    Son paragrafta ki tehlikeyi görme ve tedbir alma fiili bu zamanda şahsın veya bazı şahısların reyine bırakılamaz..Cemaatin ruhu hükmünde olan Şuraların işidir ve öyle de olmalıdır.Haklı(Şer'i) şuraları tesis edip,çalıştırmayan hiçbir cemat bu zamanın fitne tızaklarına çarpılmaktan kurtulamaz.

  • Şevket Oaksoy

    18.7.2024 12:34:21

    Yüreğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Selam ve muhabbetlerimle..

  • A.Yılmaz

    18.7.2024 10:57:41

    Bugün sünni islam dünyasının ana omurgası Emevi devletinin temsil ettiği ehli sünnet geleneğinin devamıdır. Emeviliğin ırkçı politikaları törpülenerek bu günlere gelinmiştir. İran merkezli şia düşüncesi ise Hz.Ali'nin haklı taraftarlarının bugün geldiği noktadır. Biz Nurcular olarak ehli sünnetin yanındayız. Şia düşüncesi ile bir bağımız olamaz. O yüzden bu yazıdaki ak partiyi emevilerin, nurculuğu hz.ali'nin yerine koyan analoji kabul edilemez. Nurculuk ehli sünnet bir oluşumdur. Emeviler de ehli sünnettir. Şianın geldiği yer ortada.

  • Semanur Tunoğlu

    18.7.2024 10:47:36

    Ahmet hocam siyasal islam ideolojisini desteklemiyoruz. Biz demokratız. Ama siyasal islamcılar ile nurcuları neden karşı karşıya konumlandırıyorsunuz? Nurculara bir zarar vermiyorlar. Hiznetlerimiz istediğimiz kadar özgür devam ediyor. Üstadımıza, nurlara laf atan sistematik bir siyasal islam ideolojisi yok. Neden ısrarla siyasal islamcılar ve nurcuları karşı karşıya pozisyonlandırıyorsunuz? Gülen cemaati ve iktidar arasındaki savaş bir menfaat savaşıdır. Devleti kim yönetecek savaşıdır. Gülen cemaatinin takındığı tavır zaten nurculukla alakasızdır. Nurculuk ile siyasal islamcılık arasında bir gerilim göremiyorum ben.

  • Mustafa Said Kara

    18.7.2024 10:41:34

    Sonunu çok güzel bağlamışsınız hocam. Ben şunu anlıyorum, Gülen cemaati intikam duygusu ile iktidarın karşısındaki safa katıldığı sürece akıbetin hayır olmayacağını söylüyorsunuz. El hak doğru söylüyorsunuz.

  • Erhan

    18.7.2024 10:34:59

    İnsanların, vicdanlarını cüzdanlarında taşıdığı sürece yaşamış oldukları coğrafyaya demokrasin gelmesi asla mümkün değildir. Bu nedenle ülkemizin vakit geçirmeden derhal yeniden Silkelenerek, yeni, özgürlükçü insan haklarına, hayvan haklarına, saygılı örf adet gelenek küreklerimiz ve ahlak kurallarının dikkate alınarak bir anayasa yapması ve bu anayasada farklı dil, farklı din, farklı ırk, farklı yaşam farklı renkten insanların tüm haklarını garanti altına alacak, maddelerin net, anlaşılır bir şekilde açıklanarak asırlar boyu devam edecek bir Hukuki (anayasa) metin hazırlanmalıdır. Bunu siyasiler değil, hukuk prof’ları, sosyologlar akademisyenler diğer bir deyişle işin mutfağında olan insanlar tarafından hazırlanmalıdır. siyaset parmağını soktu mu anayasa anayasa olmaktan çıkıp banayasa olmaya evriliyor. Bu anayasanın değiştirilemez maddelerden bir tanesi, siyasi nüfuzu kullanarak çıkar elde etmenin anayasal suç sayılmasıdır.

  • Erhan

    18.7.2024 10:22:38

    Ülkemizde siyaset hep insanların şahsi çıkar ve menfaatleri uğruna yönlendirildiği için bir türlü kalıcı ve kurumsal bir hizmet anlayışı olarak tescillenemedi. aynı eğitim modelimiz gibi, her iktidara gelen ve/veya her göreve gelen bakanlar, kendince bir şeyler yapmaya çalıştı ve bu yapmış oldukları değişikliklerin hepsinin, önce kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda geliştirmeye çalıştı. dolayısıyla bu nedenle ülkemizde siyasetin, hz. üstadın göstermiş olduğu modelde can bulması mümkün görünmemektedir.

  • ahmet

    18.7.2024 10:11:16

    Allah razı olsun güzel bir yazı olmuş. Siyasal İslamcılarla nurcular arasındaki bu önemli farka daha fazla dikkat çekmeliyiz ki safdil nurcularla müşevveş nurcular da nerede durduklarının daha net farkına varabilsin.

  • Demokrat

    18.7.2024 01:28:34

    Allah razı olsun, okudum ve istifade ettim.Rabbim aziz üstadımızin hizmet metoduyla bizleri ayırmasın.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı