“Vücudumda damarlarıma takılmış beş tane stend var. Aldığım ilaçlar tansiyonumu yükseltti’’ diyor.
Kim mi?
Huysuz Virjin adıyla bilinen Seyfi Dursunoğlu.
Kanal D’de yayınlanan “Benimle Dans Eder misin” yarışmasında üstelik canlı yayında aniden fenalaştı ve baygınlık geçirdi.
Diyor ki, “Ama kimse merak etmesin, haftaya yine ekranda olacağım.”
Ve;
“Sahnede ölmek istiyorum.”
Kuşkusuz, “sanatçı” sanata dair bir mesaj veriyor bu sözlerle.
Aslında kimse sahnede ölmek istemez. En gösterişli bir anda, en mahrem görüntüleri milyonlarca seyircinin önünde kim paylaşmak ister?
Ölümle pençeleşen insanın ruh hali, pek “izlenilecek” nitelikte olmasa gerek.
Zeki Müren’i hatırlayın. TRT 1’de ayakta söyleşi yaparken, fenalaştı ve ruhunu teslim etti. Görüntüler korkunçtu. Kimsenin görmek istemediği türdendi.
Ama hastalıklar ölümün keşif kolları. Hiç olmazsa, rahatsız olan bir insan, hayatını düzene sokmalı. Hem maddî, hem de mânevî olarak...
Hayat kısa... Hem, bu yaştan sonra sahneye çıksan kimin umurunda?
Şan da geçici şöhret de... Servetin ise, ölümden sonra “kuruş” faydası yok.
MÜMTAZ SEVİNÇ
Bir ölüm haberi daha geldi ekranlardan.
TV dizilerin tanınmış oyuncusu ve ünlü dublajcı Mümtaz Sevinç evinde bıçaklanarak öldürülmüş.
Öldürülme şekli ve yaşantısı bizi ilgilendirmiyor. Birçok TV dizisinde belirgin rollerde oynadı. “Şehnaz Tango”, “Deli Divane”, “Eltiler”, “Gülün Bittiği Yer”, “Hoşçakal Yarın”, “Hayal Kurma Oyunları”, , “Sır”, “Sihirli Annem” ve “Savunma” gibi film ve oyunların yanı sıra son zamanlarda televizyon dizilerinde rol almıştı...
Bir sanatçı kolay yetişmiyor. Kolay harcanmamalı. Sevinç’i ne zaman özel davetlerde görsem, elinde içki kadehi vardı... Alkol sorunu mu vardı bilmiyorum. Demem o ki, içki bütün kötülüklerin anası.
HABER DEĞERİ
atv’nin anchormanı Ali Kırca’nın Bahçeşehir Üniversitesi öğrencisi oğlu ‘alkollü’ iken kaza yapmış. Otomobiliyle yolun karşısına geçmek isteyen bir kişiye çarpmış.
Kaç gündür bekliyorum. Ali Kırca, oğlunu haber yapacak mı diye?
POP OTURUP, POP KALKMAK
Sahte duygular, birilerinin dayattığı senaryolar... Ekranda camlar arkasında yaşanan “popüler kültür”ün hayatı kolay yoldan yaşanan hayatlar...
90’lı yıllarda iyiden iyiye, bir hayat biçimi haline gelen, umutsuz, yoksul, ezilmiş niteliğini taşıyan ‘arabesk’, doksanlı yıllar...
Popüler kültürü irdeleyen ‘pop oturduk pop kalktık’ izlenebilir nitelikte. (TRT 1)
Yapım ve yönetimini Füsun Çakaloz’un üstlendiği belgesel programı meraklıları izleyibilir.
25.01.2006
E-Posta:
[email protected]
|