"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zorlanarak ibadet yapmak aşırılık mıdır?

Süleyman KÖSMENE
22 Ekim 2024, Salı
İsim belirtmeyen okuyucumuz: “İbâdetlerde güç yetirebilme sınırı nasıl ve neye göre çizilecek? Meselâ, bazı şeker hastaları bir iki saatte bir, bir şeyler yemeleri lazımken, zorlanarak oruç tutmaya çalışıyorlar. Bu aşırılık olmaz mı?”

Dengeyi Koruyalım Yeter

Dînimiz kolaylık ve rahmet dînidir. Hiç kimseye ne nâfile, ne vâcip ve ne de farz olarak güç yetiremediği bir yükümlülük getirmez. Emir ve teklifte tahammül dışı bir yaptırım yoktur. Bu husus birçok Kur’ân âyetiyle sâbittir. Bir âyette, “Allah her şahsı ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar.”1 buyuran Cenab-ı Hak, bir diğer âyette, “Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını teklif ederiz.”2 buyuruyor. 

Hiç şüphesiz, eşsiz rahmetten gelen bu kolaylıklar; ibâdetleri büsbütün bırakmamız, gayreti ve himmeti büsbütün terk etmemiz, “nasıl olsa Allah’ın rahmeti geniştir” diye büsbütün yersiz bir güven içine girmemiz için tanınmış değildir.  

Fakat, Allah’a yürüyüşümüz esnasında, kendimize, gücümüzün kaldıramayacağı yükler yüklememize Rabb’imiz râzı olmaz. Gücümüz yetmiyor ise, hasta isek, zâten hastalığın açtığı bir hayır, duâ ve sevap musluğu bizi boydan boya arındırıyor demektir. Biz nâfile ibâdet yerine bu musluktan istifâde edelim. “Farzlarda” ise, gücümüzü son sınırına kadar kullanalım. Aksi takdirde nâfilelerde güçten kuvvetten düşerek, eşsiz bir sevap sağanağı ve hadsiz bir feyiz kaynağı olan farzlara gelince güç yetiremez isek, ölçüyü, dengeyi ve istikameti korumuş olmayız. Biz, ibâdette istikameti koruyalım, yeter.  

Allah Sevap Vermekten Usanmaz!

Hazret-i Âişe (ra) anlatmıştır: Yanımda sohbet ettiğim bir kadın vardı. Resûlullah (asm) odama girince;

“Bu kimdir?” buyurdu. Ben: “Falan kadındır.” Dedim ve kadının namazlarından bahsetmeye başladım. Nihâyet Resûl-i Ekrem (asm): “Yeter!” dedi. “Güç yetirebildiğiniz kadar yapın. Allah’a and olsun ki, Cenab-ı Hak sevap vermekten usanmaz; nihâyet siz usanırsınız.”3 

Enes (ra) anlatmıştır: Üç kişilik bir gurup Peygamber Efendimiz’in (asm) ibâdetinden sordular. Kendilerine anlatılınca, azımsayarak şöyle dediler: “Peygamberin (asm) yüce mevkiinden kendimize bakacak olursak biz neredeyiz? O’nun geçmiş ve gelecek günahları bile bağışlanmıştır.” Onlardan birisi:

“Ben geceleri hep namaz kılacağım ve hiç uyumayacağım.” Dedi. Diğeri:

“Ben bayram günlerinden başka tüm seneyi oruçlu geçireceğim ve hiç ara vermeyeceğim.” Dedi. Öbürü:

“Ben de kadınlardan ayrı bir yere çekileceğim ve hiç evlenmeyeceğim.” Dedi. 

Benim Sünnetim Budur

Resûlullah Efendimiz (asm) gelince bunlara dedi ki: “Şöyle şöyle konuşanlar sizler misiniz? Haberiniz olsun; Allah’a and olsun ki, ben sizin Allah’tan en çok korkanınızım. Fakat ben bazen oruç tutar, bazen ara veririm. Geceleri namaz da kılarım, istirahat için uyurum da. Benim sünnetim budur. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”4

Rivâyete göre, bu guruptan oruç tutmaya karar veren kimseye Peygamberimiz (asm) ayda üç gün oruç tutmayı önerdi. Adam daha fazlasına güç yetirebildiğini söyledi. Bu defa Peygamber Efendimiz (asm) ona Dâvud (as) orucunu, yani birer gün arayla oruç tutmayı tavsiye etti. Ve en kâmil orucun Dâvud (as) orucu olduğunu          beyan buyurdu. Adam daha fazlasını istedi. Ama Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) razı olmadı. 

Adam nihâyet Dâvûd (as) orucunu kabul etmişti; fakat yaşlandığı ve Dâvud (as) orucuna güç yetiremediği günler geldiğinde, Peygamber Efendimizin (asm) tavsiyesini dinlemediğine  pişman oldu. 

Dînde zorluk yoktur; itidal ve orta yol vardır. İnsan istikameti orta yol ile korur. Zaten de ibadetler bize istikamet ölçüsünde emredilmiştir. Kocaman 24 saatte bir saati bulmayan bir namaz ibadetinin manası budur. 

Dipnotlar:

1 Bakara Suresi: 286, 2 En’âm Sûresi, 6/152; Bakınız: Mü’minûn Sûresi, 23/62; A’râf Sûresi, 7/42; Bakara Sûresi, 2/185; Tâhâ Sûresi, 20/2; Müslim, Tevbe, 21, 3 Nevevî, R. Sâlihîn, 142, 4 Age., 143.

Okunma Sayısı: 259
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı