"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ortaklıkta bereket vardır

Süleyman KÖSMENE
21 Ağustos 2024, Çarşamba
Halil Bey: “Üç ortak bir iş yapıyoruz. Ortaklardan biri ücretini de alarak aynı işte çalışabilir mi?”

MAL VE EMEK ORTAKLIĞI 

Ortaklık iki şekilde yapılabilir: 1-Mukârada (Müdârabe) sûreti ile. 2-Çalıştıran ve işleten elemanlara verilen ücret de dâhil tüm masrafları ortak karşılamak sûreti ile. 

Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Üç şeyde bereket vardır: Ticâret yapmak, mukârada (mudârabe) yapmak (ortaklık yapmak) ve evde yemek için buğdayı arpaya katmak.”1 

Mal ve emek ortaklığına mukârada veya mudârabe denir. Bir taraf parayı verir; diğer taraf emeği ve işçiliği üstlenir. Bir taraf mâliyeti karşılar, diğer taraf bunu işletir ve çalıştırır. Ve sonuçta iki taraf da gelirine ortak olur. Köylerimizde bu ortaklık türü meşrû bir biçimde uygulanmaktadır. Bir taraf tarlayı ve tohumu vermekte; diğer taraf emeği, işçiliği ve sâir masrafları üstlenmekte; böylece ortaklık kurulmakta ve sonunda ürün yarı yarıya paylaşılmaktadır. Bu ortaklık türüne İslâm Hukûkunda “Mukârada”, “Kırâd” veya “Müdârabe” denmektedir.  

Bu usûlde çalışan taraf, malı kendi uhdesine “emânet” almış demektir. Eğer, kendi hatâsı veya tedbirsizliği netîcesinde malı telef ederse, mal sahibine ana malı öder. Mal kendi hatâsı olmaksızın, işin gereği veya başka bir hâricî sebeple telef olursa, bu zarar mal sahibine ait olur. Ortaklık veya şirket bir zarar olmaksızın kendiliğinden fesh edildiğinde ise, mal sahibi sermaye olarak koyduğu ana parasını geri alır. 

ORTAKLIKTA ŞARTLAR

Abdullah bin Abbas (ra) babasından naklediyor: “Abbas, çalıştırılmak üzere mal verdiğinde, çalıştıran kişiye şunları şart koşuyordu: “Bu mal ile deniz yolculuğuna çıkmayacaksın. Sel tehlikesi olan bir vâdiye inmeyeceksin. Hastalıklı hiçbir hayvanı satın almayacaksın. Eğer bu şartlara riâyet etmezsen, doğacak zararı ödersin.” 

Abbas’ın (ra) böyle şartlar koşması Peygamber Efendimiz’in (asm) kulağına gitmişti. Hazret-i Peygamber (asm) bu şartları geçerli kabul etti.2

EMANET MALDA MUDARABA USULÜ

Hazret-i Ömer’in (ra) oğulları Abdullah ile Ubeydullah Irak seferinden dönerlerken Basra Vâlisi Ebû Mûsâ el-Eş’ârî’ye (ra) uğramışlardı. Ebû Mûsâ el-Eş’ârî (ra) onlara: 

“Yanımda hazîneye ait biraz mal var. Onu Emîre’l-Mü’minîn’e göndermek istiyorum. Bu malı size borç olarak vereyim. Siz onunla Irak’tan biraz mal alır, Medîne’de satarsınız. Ana parayı Halîfe’ye teslim edersiniz, elde ettiğiniz kâr da ikinize kalır.” Dedi. Onlar da kabul ettiler, aldıkları malı Medîne’de sattılar ve ana parayı Hazret-i Ömer’e verdiler. Hazret-i Ömer (ra):

“Hem malı, hem de kârı teslim ediniz.” Dedi. Ubeydullah:

 “Yâ Emîre’l-Mü’minîn, bu kâr sana ait değil. Çünkü mal elimizde bir borçtu, eksilseydi veya helâk olsaydı onu biz ödeyecektik.” Dedi. 

Hazret-i Ömer (ra) kârın ödenmesinde ısrar etti. Bu defa, mecliste bulunanlardan biri:

“Yâ Emîre’l-Mü’minîn, o malı mudârabe yapsanız olur.” Dedi. 

Hazret-i Ömer (ra) bunu kabul etti ve:

“Mudârabe yaptım.” Dedi. 

Böylece Hazret-i Ömer (ra) ana mal ile birlikte kârın yarısını aldı. Kârın diğer yarısını da Abdullah ile Ubeydullah paylaştılar.3

Dipnotlar:

1 İbn-i Mâce, 2289

2 Beyhakî, 4/111

3 İmam-ı Mâlik, Muvatta, 2/687

Okunma Sayısı: 974
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı