"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Akıncı Gençlik, Akgenç derken yolumuz Bozkurtçu Gençliğe çıktı…

Şükrü BULUT
10 Temmuz 2024, Çarşamba
Büyüklerimiz: “Yaşayalım görelim” derler.

12 Eylülcü AKP’nin Bozkurtçularla mukaddes ittifakının, gençliğimizdeki siyasal İslâmcı akranlarımız üzerinde meydana getirdiği değişikliği gördükçe, tebessüm ile hayret duygularım birlikte depreşiyorlar. Merih Demiral gol sevinciyle tribünlere o işareti yapmasaydı da, bu mealde bir yazı düşünüyordum. Zira TRT’nin izlediği tarih ve kültür politikasını, yaptığı dizilerde seyrettikçe, acaba bizim kuşağımız bir başka gezegenden mi şu zamana düştü, diye düşünüyoruz.

Bu yazıda milletlerin tarihî sembolleri üzerinde durmayacağız. Ayıyı milli sembol olarak yalnızca Ruslar kullanıyorlarsa, UEFA Kupası maçlarının oynandığı Berlin’in ayıcığını nereye koyacağız. Selçuklu ve Osmanlı, kartalı sembol olarak kullanmış iseler, Prusyalıların kartalını ellerinden mi alacağız. Fakat Müslüman Türk tarihinin yazılı taşları, kitabeleri ve edebî eserleri içinde “Bozkurt” sembolüne rastlayamadığımızı iyi biliyoruz. 19. yüzyıl Avrupasının, Paris ve Londra gibi emperyalizmi hedeflemiş büyük sosyolojik laboratuvarlarında; Osmanlı İmparatorluğu çatısı altındaki halklara, anne devletlerini parçalamak niyetiyle çok kimlikler hazırlandığına tarih şahittir: Turancılık, Orta Asya efsaneleri, Kürtçülük, Arnavutçuluk, Arapçılık ve Persçilik için onlarca kimlik çalışmalarının, buradan söz konusu halkların yaşadıkları bölgelere taşındığını, o günün Osmanlı ve Fransa medyasındaki yansımalar gösteriyor. Fakat bu uzunca konuyu kültür tarihçilerine ve Türkologlara bırakıyoruz.

Merih’in işaretinin beni; TRT’nin Süleyman Şah’ı, Ertuğrul’u, Osman Gazi’yi, Alp Arslan’ı, Melikşah’ı, Nureddin Zengi’yi ve hatta Kürtlerin kahramanı Selahaddin’i bile “bozkurtçu” olarak dünya kamuoyuna göstermeye kalkışması kadar rahatsız etmediğini söyleyebilirim. Milletimizin sinemasında ve medyasında Müslüman Türk milleti adına gençliğimize verdikleri bu yanlış sloganın mahiyetini çocuklarımız nereden bilsinler ki? Akıncı Gençlik’in öncüleri arasında, 1970’lerde Bozkurtlarla İstanbul’da sokak kavgası yaşayanların mazilerinden pişman olduklarını sanmıyoruz. Fakat Akıncı Gençlik’ten Kurtçu gençliğe doğru gelen bu dönüşümün ihtiyarî olduğuna da inanmıyoruz. Yakın tarihlerini tersyüz eden siyasi beyanatları, Bozkurtlar lehine dünyaya meydan okumaları ve diğer başarılı sporcuları da müsabaka sonrasında “bozkurt” işareti yapmaya zorlamaları doğru tahlil edebilmemiz için, zamana ihtiyacımızın olduğunu itiraf etmek zorundayız. Bu dönüşümün AKP’nin bünyesinde fıtri olarak mı, yoksa Avrupa’daki münafık sosyalistlerin hileleriyle dışarıdan müdahale ile mi meydana geldiğini takibe devam edeceğiz. AKP’nin yirmi küsur senelik iktidarını bir dönem daha uzatma ve şu mukaddes(!) Cumhur İttifakı’nı biraz daha devam ettirme uğruna bir rüşvet olup olmadığını, bize zaman gösterecektir.

Bozkurt işaretinin spor arenalarına inişi elbette bir neticedir. Her birisi yüzlerce bölümden oluşan TRT’nin tarihî dizilerinde, birçok yanlış bilgi ile birlikte bu semboller de o zamanın kahramanlarına yüklendi. Cumhurbaşkanına danışmanlık yapan meşhur tarihçilerden tutunuz, bu dizilere isimlerini yazdırarak büyük maaşlar alan tarih profesörlerimize kadar, meselenin mütehassıslarından ses çıkmayınca, elbette bizim gibilere yönelik sataşmak çok olacaktır. En azından: “Şu deve dişi gibi tarih hocaları kadar mı bileceksiniz ki itiraz ediyorsunuz?” diyeceklerdir.

12 Eylül İhtilâli’nin figüran hükümetleriyle; bu milletin ekonomisinde, birlik-beraberliğinde, inancında, üniversitesinde, ziraatında, çevresinde, ahlâkında ve ailesinde yapılan tahribatların; aynı zamanda kültürde, sanatta, tarihte, dilde ve edebiyatta da yapıldığını dikkatlice izleyenler, Akıncı Gençlik’ten Kurtçu gençliğe olan serencamını garipsemeyeceklerdir. Tıpkı devenin boynunun eğriliği hikâyesindeki gibi… AKP’nin kurucu çekirdek kadrosu –hâlâ yerlerini terk etmedilerse– bu dönüşümün yüzeysel ve konjonktürel olduğunu yorumlayacaklardır. Saygı duyuyoruz. Hatta merhum Demirel ile müteveffa Erdal İnönü’ye “demir döğdüren” derin devlet görüşünün, bugün de Erdoğan ile Perinçek’e bozkurtluk yaptırdığını söyleyenlere de “Eyvallah” diyoruz. Bizim endişemiz, aktüel siyasi bir figürün gençliğimize tarihî ve de dinî hakikat olarak propaganda edilmesidir. Kırk senedir imanı ve kültürü târ u mâr edilen çocuklarımızın, inanç boşluğundan dolayı birçok hurafeyi hakikat ve ilim olarak benimsemeye hazır olduğunu bildiğimizden, tarihî hurafelerin doğru tarih bilgileriyle yer değiştirmemesi için; vatanperver, dindar ve milletini düşünen yetkililere sorumluluklarını hatırlatmak istiyoruz...

Okunma Sayısı: 1823
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Süleyman

    11.7.2024 11:26:47

    Tam anlayamadığı İslâmî kimliğini dünya menfaatine feda etmekte olan bir grubun, Türk değil de Türkçü kimliğine tutunması gerçekten düşündürücü...

  • Mehmet

    10.7.2024 16:34:54

    Küresel Marksistlerin istediği dünya; her ülkede ırkçılık hâkim olsun ki sürekli içeride ve dışarı unsurlara karşı düşmanlık olsun.Kaynaşma insanlık adına olmasın.

  • Mehmet Rauf

    10.7.2024 15:02:50

    Tebrikler Çok güzel ve yerinde bir yorum olmuş

  • Hamdi

    10.7.2024 15:00:48

    12 Eylülün tahribatçı ve tahrifatçı hükümetlerinin geldiği noktayı güzel izah etmişsiniz. Önce Özal ile Türk-İslam sentezi... Sonra siyasal İslam... Şimdi de Bozkurtçuluğa geldi sıra. Bu kadar yanlış ve tahrifatı ancak deccaliyet yaptırır, bunlara...

  • Ali Üç

    10.7.2024 14:01:53

    Doğru söze ne hacet efendim Maalesef hal bu şekle getirildi. gençlerde bilgi eksikliği ile beraber ancak bu kadar çözebiliyorlar zira özel bir çaba olmadan hakikatleri görmek ve anlamak pek mümkün değil bilhassa bu devirde

  • A.Yılmaz

    10.7.2024 13:58:22

    Bozkurt işareti hakkında kötü konuşmaya gerek yok. Anadolu'da mütedeyyin birçok insan bu işareti benimsemektedir.

  • Davut

    10.7.2024 12:50:12

    AKP nin darmadağın ettiği tarih ve milliyet şuurunu tekrar ayağa kaldırmak da, Risalelerden ders alanların işi oldu... Allah size imkan ve muvaffakiyet versin, inşallah.

  • Arif

    10.7.2024 12:35:46

    TRT dizileri ile ilgili yazdıklarınız, araştırmacılarla mutlaka gündeme getirmeliler. Gelecekte tarihimizi doğru bilgiler ışığında okuyacak çocuklarımız bize yuh çekmeden, bazı hatalar düzeltilmeli.

  • HÇeşitcioğlu

    10.7.2024 11:57:21

    Bozkurt furyası tesadüf olmamalı. Önce merhum S.Ateş organize katlini gündemde düşürmek olmalı. Tüm gündemi bir süre değiştirme çabası. Müsbet milliyet/ hamiyetten uzaklaşma gerçeği. Tarihte hak dinin en yakın muadili/ kopyası hep ırk millet olmuştur. Bu meselenin dip köşesinde İsrail soykırım projesinin etkin olması siyonist yahudi fıtratıyla örtüşür..

  • Ayhan Aydın

    10.7.2024 11:16:32

    Tebrikler, Irkçılık yapan bizden değildir...

  • Slm

    10.7.2024 11:09:38

    Belkide toplum bugüne kadar imtina etmeyi gerek gördüğü değer(siz)lere, hadsiz hücumlarla teslim oldu. Mukavemet gücünü kaybetti.

  • Zeliha

    10.7.2024 11:05:29

    Ortamın en çok bulanıklaştığı zamanda hakikatler daha çok ihtiyaç olacaktır. Uzmanlarının beyanlarını bekliyoruz. Allah razı olsun.

  • Zeliha

    10.7.2024 11:03:26

    Kıymetli tahlilleriniz için teşekkür ederiz. Bilgi kirliliğine önceleri ne çok itiraz edilirdi. Şimdilerde her şeyin sahtesi para ettiği için (ucuz olduğundan) bile bile kabul eden milletimiz illaki uyanmak zorunda kalacak.

  • Hüseyin T

    10.7.2024 10:07:11

    İnsanlık tarihi, aynı zamanda özgürlükler tarihidir. Ademoğlu, özgürlük için yüzyıllar boyunca büyük sıkıntılar, korkunç acılar, yüzyılları bulan uzun savaşlar, meşakkatler ve fedakarlıklar yaşadı. unutulmaz bedeller ödedi.. Son yüzyılda, fert olmanın/ hür olmanın, bir şey olmanın önemini kavradı. Dinin insanlar arasındaki ahlaki ilişkileri düzenlemesi, ademoğlunun yaradanın emrine, iradesine, özüne uygun olarak davranmaya çalışması, kendi demokratik p Demokrasinin handikapları, boşlukları, eksiklikleri olmasına rağmen, bireyin söz hakkının olmadığı, haklarını kullanamadığı, konuşamadığı otoriter yönetimler göz önünde bulundurulduğunda, dünyanın huzuru, insanlığın gelişimi , bireylerin kavgasız, gürültüsüz bir arada yaşaması ancak demokratik sistemle mümkündür. (2)Demokrasi, farklı nitelikteki bireylerin, çıkar gruplarının çeşitli taleplerde bulunması , farklı düşünme ,yaşama tahammül etme yönüyle uygulanması güç/lü bir sistemdir.

  • Mustafa-kemal

    10.7.2024 09:17:35

    Futbol,Musik ve siyaset hep halklari oyalama aletleridir.önce anadolu islami cikardilar,ümmet ṣuurunu yok ettiler.türkler en iyi müslüman dediler.ṣimdide taktilarr bir kurdun peṣine.Allah sonumuzu hayirli etsin.

  • Turan Karakurt

    10.7.2024 08:52:27

    Hiç ummadığımız kişi veya kurumların dahi hangi sebeplerle sahip çıkmaya çalıştığını tam anlayamadığımız malum işaretin gerçek mahiyetinin anlaşılabilmesi ümidiyle kaleminize sağlık diyorum muhterem hocam.

  • Arif

    10.7.2024 05:52:32

    Fevkalade ihtiyaç duyduğumuz bir makale… Zamanın balık hafızalı ve kitapsız bıraktığı toplumumuzda, Allah tesirini versin. Amin.

  • Bayram Aslan

    10.7.2024 04:01:21

    Müthiş bir tespit, yazı kesinlikle belli yerlere dağıtılmalı..

  • Oğuz Yiğitet

    10.7.2024 03:03:19

    Normal; çünki mebde' ile münteha aynı asıldan tev'em. Yani, her iki damar zaten mebde'de süfyaniyet sacayağının esaslı bir ayağı olan mareşal ekolünden tevellüd etti. Ellilerde islamcı ve milliyetçi diye zahirde iki ayrı damar olarak devam etti. Dördüncü devrede bu iki damar; 4. devrenin "uzun olur ve geyet adileşir" ihbarını doğrularcasına, süfyaniyetin ömrünü uzatmak için müntehada tekrar birinci devrenin hüviyetine büründüler. Meselenin özü budur.

  • S.topuz

    10.7.2024 01:05:11

    ..."Millet Partisi ise: Eğer İttihad-ı İslâm'daki esas olan İslâmiyet milliyeti ki, Türkçülük onun içinde mezcolmuş bir millet olsa; o Demokrat'ın manasındadır. Dindar Demokratlara iltihak etmeye mecbur olur. Firenk illeti tabir ettiğimiz ırkçılık, unsurculuk fikriyle Avrupa, âlem-i İslâmı parçalamak için içimize bu firenk illetini aşılamış. Fakat bu hastalık ve fikir, gayet zevkli ve cazibedar bir halet-i ruhiye verdiği için pekçok zararları ve tehlikeleriyle beraber, bu zevk hatırı için her millet cüz'î-küllî bu fikre iştiyak gösteriyorlar."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Emirdağ-2 - 163

  • S.topuz

    10.7.2024 01:00:47

    ..."Şarkın en cesur ve kuvvetli ve kesretli kavmi ve İslâmiyet'in en kahraman ordusu olan Türk milleti, o rivayet zamanında Horasan taraflarında bulunup daha Anadolu'yu vatan yapmadığından, o zamandaki meskenini zikretmekle Süfyanî Deccal onların içinde zuhur edeceğine işaret eder. Garibdir hem çok garibdir: Yediyüz sene müddetinde İslâmiyet'in ve Kur'an'ın elinde şeref-şiar(Şeref nışanı), bârika-âsâ(Şimşek gibi) bir elmas kılınç olan Türk milletini ve Türkçülüğü, muvakkaten İslâmiyet'in bir kısım şeairine(İslâm işâretleri) karşı istimal etmeğe çalışır. Fakat muvaffak olmaz, geri çekilir. "Kahraman ordu, dizginini onun elinden kurtarıyor" diye rivayetlerden anlaşılıyor. " وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِالصَّوَابِ ٭ لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Şuâlar 196, Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı

  • Demokrat Avrupa

    10.7.2024 00:55:46

    Körle yatan şaşı kalkar misali ne yaptığı belli olmayan bir iktidardan ancak bu kadarı beklenir…Bir de Almanların kartal simgesini bozkurt işareti ile eşit tutarak yanlış kıyaslamalarla işi kurtarmaya çalışmak ise işin cabası olduğu gibi, aynı zamanda da tarih bilgisinden yoksunlukla beraber cehaletin vardığı son nokta…

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı