Bu memurîn-i Rabbaniye, fiiliyatlaryla ve amelleriyle
de memuriyetlerinin musaddk olurlar. Salâbet-i imani-
yelerinin ve ihlâslarnn âyinedarl¤n bizzat ifa ederler.
Mertebe-i imanlarn fiilen izhar ederler. Ve ahlâk- Mu-
hammediyenin (a.s.m.) tam amili ve miflvar- Ahmediye-
nin (a.s.m.) ve hilye-i Nebeviyenin hakikî lâbisi olduklar-
n gösterirler. Hülâsa, amel ve ahlâk bakmndan ve sün-
net-i Nebeviyeye ittiba ve temessük cihetinden ümmet-i
Muhammede tam bir hüsn-i misal olurlar ve numune-i
iktida teflkil ederler. Bunlarn, Kitabullahn tefsiri ve ah-
kâm- diniyenin izah ve zamann fehmine ve mertebe-i
ilmine göre tarz- tevcihi sadedinde yazdklar eserler,
kendi tilka-i nefislerinin ve kariha-i ulviyelerinin mahsulü
de¤ildir, kendi zekâ ve irfanlarnn neticesi de¤ildir. Bun-
lar, do¤rudan do¤ruya menba- vahy olan Zat- Pak-i Ri-
saletin manevî ilham ve telkinatdr.
Celcelûtiye
ve
Mes-
nevî-i fierif
ve
Fütuhül-Gayb
ve emsali âsâr hep bu ne-
videndir. Bu âsâr- kudsiyeye o zevat- âliflan ancak ter-
cüman hükmündedirler. Bu zevat- mukaddesenin, o
âsâr- bergüzidenin tanziminde ve tarz- beyannda, bir
hisseleri vardr; yani bu zevat- kudsiye, o manann maz-
har, mirat ve makesi hükmündedirler.
Risale-i Nur ve tercümanna gelince:
Bu eser-i âliflanda flimdiye kadar emsaline rastlanma-
mfl bir feyz-i ulvî ve bir kemal-i namütenahi mevcut ol-
du¤undan ve hiçbir eserin nail olmad¤ bir flekilde
meflale-i lâhiye ve flems-i hidayet ve neyyir-i saadet
olan Hazret-i Kurânn füyuzatna vâris oldu¤u meflhut
ahkâm- diniye:
dine ait hüküm-
ler, dinle ilgili hükümler.
ahlâk- Muhammediye:
Hz. Mu-
hammedin (a.s.m.) ahlâk.
amil:
yapan, iflleyen; yapan.
âsâr:
eserler.
âsâr- bergüzide:
yüksek de¤er-
deki eserler, de¤eri yüksek olan
eserler.
âsâr- kudsiye:
kudsî eserler, yü-
ce belirtiler, izler.
âyinedar:
ayna tutan.
eser-i âliflan:
flan büyük olann
eseri.
fehim:
anlayfl.
feyz-i ulvî:
yüksek feyiz, yüce fe-
yiz.
fiilen:
fiille, davranfl ve hareketle.
fiiliyat:
fiil olarak gerçeklefltirilen
fleyler, yaplanlar.
Fütuhul-Gayb:
Abdülkadir-i Gey-
lânî Hazretlerinin bir eseri.
füyuzat:
feyizler, manevî bolluk
ve bereketler, inayetler.
hilye-i Nebeviye:
Resulullahn
yüzü ve görünüflü.
Hülâsa:
ksaca, sözün ksas.
hüsn-i misal:
güzel örnek.
ifa:
bir ifli yapma, yerine getirme.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli baflka
bir karfllk beklemeksizin, srf Al-
lah rzas için yapma.
ilham:
belli bilgi vastalarna bafl-
vurmadan Allah tarafndan insa-
nn kalbine veya zihnine indirilen
mana.
irfan:
yaratlfltan bilme, anlama,
Allahn sr ve gerçeklerini kavra-
ma.
ittiba:
tabiî olma, uyma, itaat et-
me.
izhar:
gösterme, aç¤a vurma.
kariha-i ulviye:
üstün fikir kabili-
yeti.
kemal-i namütenahi:
sonsuz
mükemmellik.
Kitabullah:
Allahn
kitab,
Kurân- Kerîm.
lâbis:
giyen, giymifl, giyinmifl.
makes:
akseden yer, yansma
yeri.
mazhar:
bir fleyin çkt¤ görün-
dü¤ü yer; nail olma, flereflenme.
memurîn-i Rabbaniye:
her fleyi
terbiye eden, nimetlendiren, Rab
olan Allahn memurlar.
menba- vahiy:
vahiy kayna¤.
mertebe-i ilim:
ilim derecesi, bil-
gi mertebesi.
Mertebe-i iman:
iman derecesi,
mertebesi.
meflale-i lâhîye:
lâhî meflale,
lâhî flk, nur.
meflhut:
gözle görülen, müflahe-
de olunan.
Mesnevî-i fierif:
Mevlânann her
beyti kendi aralarnda kafiyeli
olan, içinde dinî ve ahlâkî nasi-
926 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
A
FYON
H
AYATI
hatler bulunan Farsça eseri.
mirat:
âyine, ayna.
miflvar- Ahmediye:
Hz. Mu-
hammedin (a.s.m.) hareketi,
tavr; Resulullahn tarz, gidi-
flat.
musaddk:
tasdik eden, ger-
çekli¤ini do¤rulayan.
nail:
kavuflan, ulaflan, eren.
neyyir-i saadet:
saadet fl¤,
mutluluk günefli.
numune-i iktida:
örnek al-
np uyulacak tarzdaki numu-
ne, uyulacak, tâbi olunacak
örnek.
sadet:
konuflulan madde, asl
konu.
Salâbet-i imaniye:
imann
kazandrd¤ ve gerektirdi¤i
sa¤lamlk, cesaret, flecaat.
flems-i hidayet:
hidayet gü-
nefli; Hz. Muhammed (a.s.m.).
sünnet-i Nebeviye:
Hz. Mu-
hammede (a.s.m.) ait sünnet.
tarz- beyan:
açklama ve
söyleme flekli.
tarz- tevcih:
yorumlama tar-
z, yorumlama flekli.
tefsir:
Kurânn mana bak-
mndan izah, açklamas.
telkinat:
telkinler, fikir aflla-
malar.
temessük:
yapflma, sarlma,
skca tutunma.
tercüman:
çeflitli hâl, durum,
maksat veya duygular ifade
etme vastas.
teflkil:
oluflturma, flekillendir-
me.
tilka-i nefis:
nefis taraf, nefis
ciheti.
ümmet-i Muhammed:
Hz.