Tarihçe-i Hayat - page 808

Saniyen: Bu defaki hâdise, bir habbeyi evham yüzün-
den çok kubbeler yapt›klar›n› ö¤rendik.
Bir emaresi de fludur: Dahiliye Vekilinin emriyle gece
içinde, Afyon valisi, emniyet müdürüyle buraya gelip,
gecede menzilimi basmak istemifller; müddeiumumî mu-
vafakat etmedi¤inden, sabaha kadar bekleyip en ziyade
aleyhimizde bulunan iki adam› tayin edip, kilidimi k›r›p
füc’eten bask›n vermeleri; hem ayn› gün
(HAfi‹YE)
faytonla
ç›kt›¤›m vakit —burada emsali vuku bulmayan bir flekil-
de— befl tayyare pek afla¤›da uçup, benim faytonumu
bildikleri için etraf›mda iki üç defa dönmeleri, ikinci gün
baflka bir tarafa, çok görünmeyen gizli bir dere taraf›na
faytonla giderken afla¤›da uçan befl tayyarenin bir fley
ar›yor gibi döndüklerini gördük, anlad›k ki, bizi ar›yorlar.
Yine aynen evvelki gün gibi, o befl tayyare etraf›m›zda
kasaba üstünde gezip, odam›za girdi¤imiz zaman onlar›n
da gitmeleri kuvvetli bir emaredir ki, bir habbe yüz kub-
be yap›lm›fl. Burada böyle manas›z, evham yüzünden
bana eziyet verilmesi ve Medresetüzzehra’n›n kahra-
manlar›na buraya nisbeten bu üç senede on dereceden
yaln›z bir derece eziyet verilmek cihetiyle, Isparta hükû-
metine ve adliyesine teflekkürümü ve minnettarl›¤›m› ve
onlar›n verdi¤i eziyetleri de helâl etti¤imi bildirirsiniz.
Said Nursi
HAfi‹YE:
Evet buradaki Nur fiakirtleri nam›na tasdik ediyoruz; hâdise ay-
nen vuku buldu.
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Evet
Terzi Mustafa ‹smail
Mustafa Hizmetkâr› Nuri Hayri
Halil
aleyh:
karfl›, karfl›t.
cihet:
yön.
Dâhiliye:
‹ç iflleri.
emare:
alâmet, belirti, niflan.
emsal:
örnekler, benzerler.
evham:
vehimler, zanlar, kurun-
tular.
evvel:
önce.
eziyet:
incitme, büyük s›k›nt›
verme.
808 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
M‹RDA/
H
AYATI
füc’eten:
birdenbire, ans›z›n,
ani olarak.
habbe:
tane.
hâdise:
olay.
hafliye:
dipnot.
kubbe:
gökyüzü, sema.
Medresetüzzehra:
Bediüzza-
man’›n do¤uda (Van) yap›l-
mas›n› idarecilere teklif etti¤i,
fen ilimleriyle din ilimlerinin
birlikte okutulmas›n› düflün-
dü¤ü üniversite.
menzil:
ev, oda, yer.
minnettar:
bir iyili¤e karfl› te-
flekkür duygusu içinde olan.
muvafakat:
müsaade etme,
kabul etme.
müddeiumumî:
savc›.
nispeten:
nispetle, k›yaslaya-
rak.
Saniyen:
ikinci olarak.
tayin:
vazifeye gönderme, bir
ifle yerlefltirme, atama.
tayyare:
uçak.
Vekil:
naz›r, bakan.
vuku:
olma, meydana gelme.
ziyade:
fazla, fazlas›yla
1...,798,799,800,801,802,803,804,805,806,807 809,810,811,812,813,814,815,816,817,818,...1390
Powered by FlippingBook