Tarihçe-i Hayat - page 191

‹stanbul’u tekrar flereflendirmesi, ehl-i ilmi ve halk›
çok fazla memnun ve mesrur etti. Kendisine haber veril-
meden, Meflihat dairesindeki “Dârülhikmeti’l-‹slâmiye”
azal›¤›na tayin olundu. Dârülhikmet, o zaman, Mehmed
Akif, ‹zmirli ‹smail Hakk›, Elmal›l› Hamdi gibi ‹slâm âlim-
lerinden mürekkep bir ‹slâm akademisi mahiyetinde idi.
Çok zeki, kahraman ve gayyur bir âlim olan veled-i
manevîsi ve biraderzadesi Abdurrahman (rahmetullâhi
aleyh) flöyle anlat›yor:
1334 senesinde esaretten geldikten sonra, amcam, r›-
zas› olmadan Dârülhikmeti’l-‹slâmiyeye aza tayin edildi.
Fakat esarette çok sars›lm›fl oldu¤undan, bir müddet me-
zunen vazifeye gidemedi. Çok defa istifa etmek teflebbü-
sünde bulundu, fakat dostlar› b›rakmad›lar. Bunun üzeri-
ne Dârülhikmete devama bafllad›. Hâline dikkat ediyor-
dum ki; zaruretten fazla kendine masraf yapm›yordu.
Maifletçe neden bu kadar muktesit yafl›yorsun diyenlere
cevaben, “Ben sevad-› azama tâbi olmak isterim. Sevad-
› azam ise, bu kadar tedarik edebilir. Ben, ekalliyet-i
müsrifeye tâbi olmak istemem” demifllerdir.
Dârülhikmetten ald›¤› maafltan miktar-› zarureti ay›r-
d›ktan sonra, mütebakisini bana vererek, “H›fz et!” der-
di. Ben de, bir sene zarf›ndaki fazla kalm›fl paralar› am-
cam›n bana olan flefkatine, hem mal› istihkâr etmesine
itimaden, haberi olmadan tamamen sarf ettim. Sonra
bana dedi ki:
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 191
‹
LK
H
AYATI
muktesid:
iktisatl›, tutumlu, lü-
zumsuz harcamalarda bulunma-
yan.
müddet:
vakit, zaman, süre.
mürekkep:
-den oluflmufl, -den
olma.
mütebaki:
geriye kalan, artan.
rahmetullâhi aleyh:
Allah’›n rah-
meti onun üzerine olsun.
r›za:
kendi iste¤i ile davranma, is-
tek.
sarf:
harcama, masraf etme.
sevad-› azam:
ümmetin ço¤unlu-
¤u.
flefkat:
ana baban›n evlâd›na
sevgisi gibi yürekten muhabbet
besleme.
tâbi olmak:
uymak, ba¤l› olmak.
tayin:
bir ifle yerlefltirme, atama.
tedarik etmek:
elde etmek, bul-
mak, sa¤lamak.
teflebbüs:
bir ifli yapmak için ha-
rete geçme, bafllama, giriflme.
vazife:
ifl, memuriyet, görev.
veled-i manevî:
manevî evlât.
zarf›ndaki:
belli bir süre içindeki.
zaruret:
mecburiyet, zorunda ol-
mak, zorunluluk, gereklilik.
akademi:
bütün ilim dallar›n›
içine alan araflt›rma kuruluflu.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim
adam›.
aza:
üye.
biraderzade:
kardefl çocu¤u,
ye¤en.
cevaben:
cevap olarak.
daire:
devlet ifllerini gören
kurulufllardan her biri.
defa:
kere, kez.
ehl-i ilim:
ilim ile u¤raflanlar,
âlimler.
ekalliyet-i müsrife:
israfç›
az›nl›k, bolluk içinde yaflayan
küçük bir topluluk.
esaret:
esirlik, tutsakl›k.
gayyur:
çok gayretli, çok ça-
l›flkan.
h›fz:
saklama, koruma.
istifa:
görevi b›rakma.
istihkâr:
hor görme, k›ymet
vermeme.
itimaden:
dayanarak, güve-
nerek.
mahiyet:
bir fleyin asl›, esas›,
nitelik, vas›f.
maiflet:
yaflay›fl, geçim.
masraf:
harcama.
mesrur:
sevinçli, flen.
meflihat:
fleyhülislâml›k, di-
yanet iflleri dairesi, dinî ilimler
dairesi.
mezunen:
izinli olarak.
miktar-› zaruret:
lâz›m olan
miktar.
1...,181,182,183,184,185,186,187,188,189,190 192,193,194,195,196,197,198,199,200,201,...1390
Powered by FlippingBook