Şualar - page 746

On Altıncı Mektubun Zeyli
(2)
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
í pq
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
?n
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
(1)
|}
/
¬p
ª°r
SÉp
H
ehl-i dünya, sebepsiz, benim gibi âciz, garip bir adam-
dan tevehhüm edip, binler adam kuvvetinde tahayyül
ederek beni çok kayıtlar altına almışlar. Barla’nın bir ma-
hallesi olan Bedre’de ve Barla’nın bir dağında bir iki ge-
ce kalmaklığıma müsaade etmemişler. İşittim ki, diyorlar:
“said elli bin nefer kuvvetindedir; onun için serbest bırak-
mıyoruz.”
Ben de derim ki
: ey bedbaht ehl-i dünya! Bütün kuv-
vetinizle dünyaya çalıştığınız hâlde, neden dünyanın işini
dahi bilmiyorsunuz, divane gibi hükmediyorsunuz? eğer
korkunuz şahsımdan ise, elli bin nefer değil, belki bir ne-
fer elli defa benden ziyade işler görebilir. Yani, odamın
kapısında durup, bana “Çıkmayacaksın” diyebilir.
eğer korkunuz mesleğimden ve kur’ân’a ait dellâllı-
ğımdan ve kuvve-i maneviye-i imaniyeden ise, elli bin
nefer değil, yanlışsınız, meslek itibarıyla elli milyon kuv-
vetindeyim, haberiniz olsun! Çünkü, kur’ân-ı Hakîm’in
kuvvetiyle, sizin dinsizleriniz dahil olduğu hâlde bütün
Avrupa’ya meydan okuyorum. Bütün neşrettiğim
envar-ı imaniye ile, onların fünun-i müspete ve tabiat
âciz:
güçsüz.
bedbaht:
bahtsız, zavallı.
dellâl:
ilân edici, hakka davet
eden.
divane:
deli.
ehl-i dünya:
sadece dünya
hayatı için yaşayan, ahireti dü-
şünmeyen.
envar-ı imaniye:
iman nurla-
rı.
fünun-i müspet:
pozitif ilimler,
ispata dayalı fen ilimleri; maddî
ilimler.
garip:
zavallı.
hükmetmek:
karar vermek.
itibarıyla:
yönüyle, değeriyle.
kuvve-i maneviye-i imaniye:
imandan kaynaklanan manevî
kuvvet.
meslek:
tutulan yol, gidiş, usul.
müsaade:
izin.
nefer:
asker, er; fert, kişi.
neşir:
dağıtma, yayma.
tabiat:
Allah’ın kâinata koy-
duğu kâinatın düzenini devam
ettiren tüm kanunlar.
tahayyül:
hayal etme.
tesbih:
Allah’ı bütün kusur ve
noksan sıfatlardan uzak tut-
ma.
tevehhüm:
vehimlenme, ku-
runtuya kapılma, gerçekte ol-
mayanı var kabul etme.
zeyil:
ek, ilâve.
ziyade:
fazla.
1.
Allah’ın adıyla.
2.
Hiç birşey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Suresi: 44.)
o
n
d
ördÜncÜ
Ş
ua
| 746 | Şualar
?
OnAltıncıMektubun
Zeyli, Barla’da 1931’de
Türkçe olarak telif edil-
miştir.
1...,736,737,738,739,740,741,742,743,744,745 747,748,749,750,751,752,753,754,755,756,...1581
Powered by FlippingBook