SÖZLER | 63
S
EKZNC
S
ÖZ
Sonra, git gide, bu dahi evvelki biraderi gibi bir sahra-i
azîmeye girdi. Birden hücum eden bir aslann sesini iflit-
ti, korktu. Fakat biraderi kadar korkmad. Çünkü, hüsnü-
zannyla ve güzel fikriyle, fiu sahrann bir hâkimi var. Ve
bu aslan, o hâkimin taht- emrinde bir hizmetkâr olmas
ihtimali var diye düflünüp, teselli buldu. Fakat yine kaç-
t. Tâ altmfl arfln derinli¤inde bir susuz kuyuya rast gel-
di; kendini içine att. Biraderi gibi, ortasnda bir a¤aca eli
yapflt. Havada muallâk kald. Bakt; iki hayvan, o a¤a-
cn iki kökünü kesiyorlar. Yukarya bakt, aslan; afla¤ya
bakt, bir ejderha gördü. Ayn kardefli gibi, bir acip vazi-
yet gördü. Bu dahi tedehhüfl etti. Fakat kardeflinin deh-
fletinden bin derece hafif. Çünkü güzel ahlâk ona güzel
fikir vermifl. Ve güzel fikir ise, ona her fleyin güzel cihe-
tini gösteriyor. flte bu sebepten flöyle düflündü ki:
Bu acip ifller birbiriyle alâkadardr. Hem, bir emir ile
hareket ederler gibi görünüyor. Öyle ise, bu ifllerde bir
tlsm vardr. Evet, bunlar bir gizli hâkimin emriyle döner-
ler. Öyle ise, ben yalnz de¤ilim. O gizli hâkim bana ba-
kyor, beni tecrübe ediyor, bir maksat için beni bir yere
sevk edip davet ediyor.
fiu tatl korku ve güzel fikirden bir merak neflet eder
ki: Acaba, beni tecrübe edip, kendini bana tanttrmak
isteyen ve bu acip yol ile bir maksada sevk eden kimdir?
Sonra tanmak merakndan tlsm sahibinin muhabbe-
ti neflet etti. Ve flu muhabbetten tlsm açmak arzusu
neflet etti. Ve o arzudan tlsm sahibini raz edecek ve
hofluna gidecek bir güzel vaziyet almak iradesi neflet etti.
merak:
çok fliddetli arzu.
muallâk:
bofllukta duran.
muhabbet:
sevgi.
neflet:
çkma, do¤ma.
rast gelmek:
karfllaflmak.
raz:
memnun.
sahra:
büyük çöl.
sahra-i azîme:
büyük çöl.
sevk etme:
yönlendirme; gön-
derme, hareket ettirme.
taht- emir:
emir altnda.
tecrübe:
deneme.
tedehhüfl:
dehflet hissine kapl-
ma.
teselli:
avunma.
tlsm:
herkesin bilip çözemedi¤i
gizli sr
vaziyet:
durum, hâl.
acip:
flafllan ve hayret uyan-
dran hâl.
alâkadar:
ilgili.
arfln:
68 cm olan eski bir
uzunluk ölçüsü.
arzu:
istek.
birader:
kardefl.
cihet:
taraf.
davet:
ça¤rmak.
dehflet:
ürküntü, korku.
ejderha:
büyük canavar.
emir:
komut, buyruk.
evvelki:
önceki.
fikir:
düflünce.
hâkim:
hükmeden, hâkimi-
yet sahibi
hareket:
kmldanma.
hizmetkâr:
hizmetçi.
hücum:
saldrma.
hüsnüzan
: iyi zan, güzel dü-
flünme.
ihtimal:
olabilirlik nispeti.
irade:
istek, arzu.
maksat:
amaç, niyet.