Sözler - page 67

SÖZLER | 67
S
EK‹Z‹NC‹
S
ÖZ
Ve o sahra ise, flu arz ve dünyad›r.
Ve o aslan ise, ölüm ve eceldir.
Ve o kuyu ise, beden-i insan ve zaman-› hayatt›r.
Ve o altm›fl arfl›n derinlik ise, ömr-ü vasatî ve ömr-ü
galibî olan altm›fl seneye iflarettir.
Ve o a¤aç ise, müddet-i ömür ve madde-i hayatt›r.
Ve o iki siyah ve beyaz hayvan ise, gece ve gündüz-
dür.
Ve o ejderha ise, a¤z› kabir olan tarik-› berzahiye ve
revak-› uhrevîdir. Fakat o a¤›z, mü’min için zindandan
bir bahçeye aç›lan bir kap›d›r.
1
Ve o haflerat-› muz›rra ise, musibat-› dünyeviyedir. Fa-
kat, mü’min için, gaflet uykusuna dalmamak için tatl›
ikazat-› ‹lâhiye ve iltifatat-› Rahmaniye hükmündedir.
Ve o a¤açtaki yemifller ise, dünyevî nimetlerdir ki, Ce-
nab-› Kerîm-i Mutlak onlar› ahiret nimetlerine bir liste,
hem ihtar edici, hem müflabihleri, hem Cennet meyve-
lerine müflterileri davet eden numuneler suretinde yap-
m›fl.
2
Ve o a¤ac›n, birli¤iyle beraber muhtelif baflka baflka
meyveler vermesi ise, kudret-i Samedâniyenin sikkesine
ve rububiyet-i ‹lâhiyenin hatemine ve saltanat-› ulûhiye-
tin turras›na iflarettir. Çünkü, bir tek fleyden her fleyi yap-
mak, yani, bir topraktan bütün nebatat ve meyveleri
yapmak, hem bir sudan bütün hayvanat› halk etmek,
3
iltifatat-› Rahmaniye:
sonsuz
merhamet sahibi Allah’›n insana
güzel davran›fllar›.
iflaret:
gösterge, belirti.
kabir:
mezar.
kudret-i Samedâniye:
hiçbir fle-
ye muhtaç olmayan ve her fley
kendisine muhtaç olan Allah’›n
gücü.
madde-i hayat:
hayat için lü-
zumlu madde.
muhtelif:
çeflitli
musibat-› dünyeviye:
dünyadaki
s›k›nt›lar.
müddet-i ömür:
ömür süresi.
mü’min:
Allah’a ve emirlerine
inanan.
müflabih:
benzer.
müflteri:
al›c›.
nebatat:
bitkiler.
nimet:
giyecek ve yiyecek gibi
fleyler.
nimet:
iyilik, ihsan, giyecek ve yi-
yecek gibi fleyler.
numune:
örnek.
ömr-ü galibî:
ço¤unlu¤un yafla-
ma süresi.
ömr-ü vasatî:
ortalama yaflama
süresi.
revak-i uhrevî:
ahiret alemi.
rububiyet-i ‹lâhiye:
Allah’›n ter-
biye edicili¤i.
sahra:
genifl saha.
saltanat-› ulûhiyet:
kâinatta fle-
rik kabul etmez ‹lâhî saltanat.
sikke:
damga.
suretinde:
fleklinde.
tarik-› berzahiye:
ahiret yolu.
turra:
imzas›.
zaman-› hayat:
hayat zaman›
zindan:
hapishane.
ahiret:
öteki dünya.
arfl›n:
68 cm olan eski bir
uzunluk ölçüsü.
arz:
yeryüzü.
beden-i insan:
insan vücudu.
Cenab-› Kerîm-i Mutlak:
s›-
n›rs›z ikram sahibi olan Allah.
davet:
ça¤›rma.
dünyevî:
dünya ile ilgili.
ecel:
her mahlûkun ve canl›-
n›n Allah taraf›ndan takdir
edilen ölüm vakti.
ejderha:
canavar, vahflî hay-
van.
gaflet:
nefsine uyarak Allah’›
ve emirlerini unutmak.
halk etmek:
yaratmak.
haflerat-› muz›rra:
zararl› bö-
cekler.
hatem:
mühür.
hayvanat:
hayvanlar.
hükmünde:
de¤erinde, yerin-
de.
ihtar:
hat›rlatma, uyarma.
ikazat-› ‹lâhiye:
Allah taraf›n-
dan yap›lan uyar›lar.
1.
Buharî
, Cenaiz: 68, 87;
Müslim
, Cennet: 70;
Neseî
, Cenaiz: 110;
Müsned
, 3:3, 4:287.
2.
Bkz. Bakar suresi: 25.
3.
Bkz. Enbiya Suresi: 30.
1...,57,58,59,60,61,62,63,64,65,66 68,69,70,71,72,73,74,75,76,77,...1482
Powered by FlippingBook