Güneßler Kuvvetinde On Birinci Lema:
On Dokuzuncu Sözde tarif edilen kitab- kebirin ayet-i
kübras ve o Kurân- kebirdeki sm-i Azam ve o flecere-i
kâinatn çekirde¤i ve en münevver meyvesi ve o saray-
âlemin günefli ve âlem-i slâmiyetin bedr-i münevveri ve
rububiyet-i lâhiyenin dellâl- saltanat ve tlsm- kâinatn
keflflaf- zîhikmeti olan Seyyidimiz Muhammedül-Emin
Aleyhissalâtü Vesselâm, bütün enbiyay sâyesi altna alan
risalet cenah ve bütün âlem-i slâm himayesine alan s-
lâmiyet cenahlaryla, hakikatin tabakatnda uçan ve bü-
tün enbiya ve mürselîni, bütün evliya ve sddkîni ve bü-
tün asfiya ve muhakkikîni arkasna alp, bütün kuvvetiy-
le vahdaniyeti gösterip, arfl- ehadiyete yol açp gösterdi-
¤i iman- billâh ve ispat etti¤i vahdaniyet-i lâhiyeye hiç
vehim ve flüphenin haddi var m ki, kapatabilsin ve per-
de olabilsin?
Madem On Dokuzuncu Sözde ve On Dokuzuncu
Mektupta o bürhan- kàtn âbülhayat- marifetinden On
Dört Reflha ve On Dokuz flarat ile o zat- muciznüma-
nn enva- mucizatyla beraber, icmalen bir derece tarif
ve beyan etmifliz; flurada flu iflaret ile iktifa edip, o vah-
daniyetin bürhan- kàtn tezkiye eden ve sdkna flaha-
det eden esasata iflaret suretinde bir salâvat- flerife ile
hatmederiz:
SÖZLER | 489
Y
RM
KNC
S
ÖZ
enbiya:
peygamberler.
enva-i mucizat:
mucizelerin çe-
flitleri.
esasat:
esas ve temel özellikler.
evliya:
Allah dostlar.
haddi:
gücü.
hakikat:
gerçek.
hatmetme:
bitirme.
himaye:
koruma.
icmal:
ksaca, özet olarak.
iktifa:
yeterli bulma.
iman- billâh:
Allaha iman.
sm-i Azam:
Cenab- Hakkn bin
bir isminden en büyük ve mana-
ca di¤er isimleri kuflatmfl olan.
iflarat:
iflaretler.
keflflaf- zîhikmet:
hikmet sahibi
keflfedici, açc.
kitab- kebir:
büyük kitap; kâ-
inat.
Kurân- Kebir:
büyük Kurân-
Kerîm; kâinat.
lema:
parlt.
muhakkikîn:
hakikati bulup
meydana çkaranlar.
Muhammedül-Emin:
güvenilir
Muhammed.
münevver:
nurlanmfl.
mürselîn:
peygamberler.
reflha:
sznt, damla.
risalet:
elçilik, peygamberlik.
rububiyet-i lâhiye:
Allahn, var-
lklar yaratp ihtiyaçlarn verme-
si, onlar yetifltirmesi ve idare et-
mesi.
salâvat- flerife:
Peygamber
Efendimiz için yaplan rahmet du-
as.
saray- âlem:
âlem saray.
sâye:
gölge.
Seyyid:
Efendimiz Hz. Muham-
med.
suret:
flekil, biçim.
sddkîn:
do¤ru sözlü olanlar.
sdk:
do¤ruluk.
flahadet:
flahitlik, tanklk.
flecere-i kâinat:
kâinat a¤ac.
flüphe:
kuflku.
tabakat:
tabakalar.
tarif:
tantma.
tezkiye:
temize çkarma,.
tlsm- kâinat:
kâinatn gizli srr.
vahdaniyet:
Allahn birli¤i ve
varl¤.
vahdaniyet-i lâhiye:
Allahn bir
ve tek olmas.
vehim:
zan, flüphe.
zat- muciznüma:
mucize gös-
teren zat.
âbülhayat- marifet:
Allah
tanma ve bilmeyi sa¤layan ,
bilgi verici kaynak
âlem-i slâm:
slâm dünyas.
âlem-i slâmiyet:
slâm dün-
yas.
Arfl- Ehadiyet:
Cenab- Al-
lahn tekli¤inin en azamî
mertebede tezahür etti¤i ma-
kam.
asfiya:
Hz. Peygamberin vâri-
si hükmünde, onun meslek
ve gayelerini hayata geçirme-
ye ve tatbike çalflan âlim zat-
lar.
ayet-i kübra:
en büyük delil.
bedr-i münevver:
nurlanmfl
dolunay.
beyan:
açklama.
bürhan- kàt:
en sa¤lam, en
kesin delil.
cenah:
kanat, taraf.
dellâl- saltanat:
saltanatn
ilâncs.