Sözler - page 18

18 | SÖZLER
B
‹R‹NC‹
S
ÖZ
“Bismillâh” demeliyiz. Allah nam›na vermeliyiz. Allah
nam›na almal›y›z. Öyle ise, Allah nam›na vermeyen ga-
fil insanlardan almamal›y›z.
Sual:
Tablac› hükmünde olan insanlara bir fiyat veri-
yoruz. Acaba, as›l mal sahibi olan Allah ne fiyat istiyor?
Elcevap:
Evet, o Mün’im-i Hakikî, bizden o k›ymettar
nimetlere, mallara bedel istedi¤i fiyat ise, üç fleydir: Biri
zikir, biri flükür, biri fikirdir.
Baflta “Bismillâh” zikirdir. Ahirde “Elhamdülillâh” flü-
kürdür. Ortada, bu k›ymettar harika-i sanat olan nimet-
ler Ehad, Samed’in mu’cize-i kudreti ve hediye-i rahme-
ti oldu¤unu düflünmek ve derk etmek fikirdir.
Bir padiflah›n k›ymettar bir hediyesini sana getiren bir
miskin adam›n aya¤›n› öpüp, hediye sahibini tan›mamak
ne derece belâhat ise; öyle de, zahirî mün’imleri medih
ve muhabbet edip, Mün’im-i Hakikî’yi unutmak ondan
bin derece daha belâhattir.
Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah nam›-
na ver, Allah nam›na al, Allah nam›na baflla, Allah na-
m›na iflle, vesselâm.
®
ahirde:
sonunda.
as›l:
gerçek, gerçekten.
bedel:
karfl›l›k, yerine.
belâhat:
ahmakl›k, düflüncesizlik,
ne yapt›¤›n› iyi bilememek.
bismillâh:
Allah’›n ad› ve izni ile.
derk:
iyice anlama.
ebleh:
ahmak, budala, aptal.
Ehad:
bir, tek; zat› tek olan anla-
m›nda Allah’›n ismi.
elcevap:
cevap, cevaben.
elhamdülillâh:
ezelden ebede
kadar her ne türlü hamd ve flü-
kür, övgü ve minnet Allah’a mah-
sustur.
fikir:
düflünce, etrafl›ca düflünme.
fiyat:
ücret.
gafil:
dikkatsiz, iyi düflünme-
yen.
harika-i sanat:
çok az bulu-
nur de¤erde sanat eseri.
hediye-i rahmet:
Allah'›n
rahmetinin bir hediyesi.
hükmünde:
durumunda, gö-
revini yapan.
k›ymettar:
de¤erli, pahal›,
k›ymetli.
medih:
övme, yüceltme.
miskin:
zavall›.
mu’cize-i kudret:
Cenab-›
Hakk›n kudretinin mu’cizesi.
muhabbet:
sevgi beslemek.
mün’im:
nimet veren.
Mün’im-i Hakikî:
nimetin
gerçek vericisi olan Allah.
nam›na:
hesab›na, ad›na.
nefis:
öz varl›k; bir fleyin zat›
olan, kendisi.
nimet:
varl›klar›n her türlü ih-
tiyaçlar›n› karfl›lamak üzere
Cenab-› Hakk›n verdi¤i, ikram
etti¤i her fley.
Samed:
her fley kendisine
muhtaç oldu¤u hâlde, kendisi
hiç bir fleye muhtaç olmayan
Allah.
sual:
soru.
flükür:
Allah’›n nimetlerine
karfl› memnunluk gösterme.
tablac›:
sunan, takdim eden,
gerçek sahibi olmad›¤› hâlde,
arac›l›k yapan.
vesselâm:
iflte o kadar.
zahirî:
öyle gibi görünen, gö-
rünüflte.
zikir:
Allah’› çok çok an›p, bü-
yüklü¤ünü düflünme.
1...,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17 19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,...1482
Powered by FlippingBook