16 | SÖZLER
B
RNC
S
ÖZ
flte, ey ma¤rur nefsim, sen o seyyahsn. fiu dünya ise
bir çöldür. Aczin ve fakrn hadsizdir. Düflmann, hacatn
nihayetsizdir. Madem öyledir; flu sahrann Malik-i Ebe-
dîsi ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini altâ bütün kâinatn
dilencili¤inden ve her hâdisatn karflsnda titremeden
kurtulasn.
Evet, bu kelime öyle mübarek bir definedir ki, senin
nihayetsiz aczin ve fakrn, seni nihayetsiz kudrete, rah-
mete raptedip, Kadîr-i Rahîmin dergâhnda aczi, fakr
en makbul bir flefaatçi yapar. Evet, bu kelime ile hareket
eden, o adama benzer ki: Askere kaydolur. Devlet nam-
na hareket eder. Hiç bir kimseden pervas kalmaz. Ka-
nun namna, devlet namna der. Her ifli yapar, her fleye
karfl dayanr.
Baflta demifltik: Bütün mevcudat lisan- hâl ile, Bis-
millâh der. Öyle mi?
Evet. Nasl ki, görsen bir tek adam geldi, bütün flehir
ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren ifllerde çalfl-
trd. Yakînen bilirsin, o adam kendi namyla, kendi kuv-
vetiyle hareket etmiyor. Belki o bir askerdir, devlet nam-
na hareket eder, bir padiflah kuvvetine istinat eder.
Öyle de, her fley Cenab- Hakkn namna hareket eder
ki, zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, bafllarnda koca
a¤açlar taflyor, da¤ gibi yükleri kaldryorlar. Demek her
bir a¤aç Bismillâh der; hazine-i rahmet meyvelerinden
ellerini dolduruyor, bizlere tablaclk ediyor.
acz
: güçsüzlük, kuvvetsizlik.
ahali:
halk.
bismillâh:
Allah namna, Allahn
ad ve izni ile.
cebren:
zorla, zoraki.
Cenab- Hak:
Allah.
define:
hazine, gömü.
dergâh:
huzur, kap.
fakr:
fakirlik, ihtiyaç, yoksulluk,
azlk, muhtaçlk.
hacat:
yaflamak için gerekli fley-
ler, ihtiyaçlar.
hâdisat:
hâdiseler, olaylar.
hadsiz:
snrsz, sonsuz.
Hâkim-i Ezelî:
bafllangc ve sonu
olmayan, daimî hüküm ve idare
sahibi Allah.
hazine-i rahmet:
rahmet hazine-
si.
istinat etme:
dayanma, güven-
me.
Kadîr-i Rahîm
: sonsuz merha-
metli ve flefkatli sonsuz kudret
sahibi Allah.
kâinat:
Allahn dflnda var olan
her fley, bütün varlklar;
yaratlanlar.
kanun:
yasa.
kudret:
güç, takat.
lisan- hâl:
bir fleyin duruflu ve
görünüflü ile bir mana ifade et-
mesi.
ma¤rur:
gururlu, kibirli.
makbul:
kabul edilen, geçerli.
Malik-i Ebedî:
her fleyin tek ve
ebedî sahibi olan Allah.
mevcudat:
var olan, mevcut olan
fleyler; varlklar.
mübarek:
u¤urlu, hayrl.
nam:
ad, isim, ün, flan.
namna:
adna, hesabna.
nefis:
daima kötülü¤ü emre-
den insandaki duygu bir fle-
yin kendisi, zat.
nihayetsiz:
sonsuz.
perva:
korku.
rahmet:
flefkat etme, merha-
met etme, esirgeme.
raptetmek:
ba¤lamak; birbi-
rine kenetlemek.
sahra:
çöl, genifl saha, kr,
ova.
sevk:
önüne katp sürme.
seyyah:
çok seyahat eden.
flefaatçi:
af için sebep ve ara-
c.
tablac:
yiyecek sunan, tak-
dim eden.
yakînen:
flüphesiz olarak bil-
me.
zerre:
maddenin en küçük
parças; çok küçük parça.