İSRAFİL (
AS
):
Melâike-i Kiram olarak adlandırılan dört büyük melekten bir tanesidir. Kıyamet günü
“sur”u üfürmekle vazifelidir. Hz. İsrafil “sur”u iki kez üfleyecektir. İlk üflemesiyle kıyamet kopacak, ikin-
ci üflemesinden sonra ise kıyamette ölenler diriltilecek ve haşir meydanına çağrılacaktır.
- K -
KARUN:
Hz. Mûsa (
AS
) döneminde mevki hırsı, cimriliği ve kıskançlığı ile tanınmış çok zengin bir Ya-
hudidir. Simya alanındaki geniş bilgisinden dolayı çok kibirlenir ve Hz. Mûsa’nın (
AS
) kavmini küçük
görerek horlar. Hazineleri altın ile dolu olduğu halde vergi ödemeyi kabul etmez. Karun, Hz. Mûsa’yı
(
AS
) zina işlemekle suçlar. Bunun bir iftira olduğu ortaya çıkınca Mûsa (
AS
) da ona beddua eder ve bü-
yük bir deprem olur. Bu depremle birlikte Karun hazineleri ile birlikte yok olur.
— L —
LEBİD:
İslâmiyet öncesi, cahiliye devrinde “Muallâka Şairleri”nden meşhur bir şair olan Lebid, genç
yaşta kabilesi içinde ehemmiyetli bir konum elde etti. Muallâkat-ı Seb’a’da (Yedi Askı) yayınlanan ka-
sidesi ile ün kazandı ve meşhur Arab şairlerinden birisi olarak tarihe geçti. Hicretten sonra Müslüman
olup Hz. Peygamberden (
ASM
) ilgi ve destek gördü. Kasidede olduğu kadar, hicviye ve mersiyede de
başarılı kabul edilen Lebid, canlı ve güçlü tasvirleriyle bilinmektedir.
— M —
MATÜRİDÎ:
İmam Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed el Matüridî. Kelâmda Matüridî kolunun
reisi olan İmam-ı Matüridî’nin hayatı hakkında fazla bir şey bilinmemektedir. Matüridî, Semerkant şeh-
rinin Matürid köyündendir. Amelde Hanefî mezhebinden olanlar, itikatta (inanç akidelerinde) Matüridî
mezhebindendir. İmam Matüridî ehl-i sünnet itikadına muhalif görüşleri eserleri ile reddederek ıslahı-
na çalışmıştır. Eş’arî’nin muasırı olan İmam Matüridî, Mutezilenin sünnet ehline ve düşüncelerine
saldırıya geçtiği bir dönemde adını duyurmuştur. Hicrî 333 (Milâdî 944) yılında vefat etmiştir.
MEHMET AKİF (ERSOY) (1873-1936):
İstiklâl Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy Fatih’te doğdu. Halkalı
Ziraat ve Baytar Mektebini birincilikle bitiren Mehmet Akif dört yıl kadar Rumeli, Anadolu, Arnavutluk
ve Arabistan’ı görevli olarak dolaştı. Arkadaşı Eşref Edip’le birlikte Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad adlı
dergileri çıkaran Mehmet Akif, şiirlerini, makale ve tercümelerini de bu dergilerde neşretti. Birinci Mec-
liste Burdur milletvekili olan Mehmet Akif, Maarif Vekâletinin (Millî Eğitim Bakanlığı) açtığı İstiklâl Marşı
Yarışmasını kazandı ve 12 Mart 1921’de T.B.M.M.’nde oy çokluğu ile kabul edildi. 500 liralık ödülü ka-
bul etmeyerek paranın tamamını Dârü’l-Mesâî adlı hayır kurumuna bağışladı. Hayatının son yıllarını
Mısır’da geçiren Mehmet Akif 1936’da İstanbul’da öldü ve Edirnekapı’ya defnedildi. Şiirlerini Safahat adlı
yedi bölümden oluşan eserinde toplamıştır.
MEHDÎ:
Kelime anlamı olarak “Hidayete eren, doğru yolu tutan, hidayete vesile olan” anlamında
kullanılır. Hadislere göre ahirzamanda tevhidi esas alarak imanı muhafaza edip İslâmiyet’i hurafeler-
den ve bid’alardan arındırarak zamanın anlayışına göre yenileyecek olan âlim ve önder zattır. Yine
bazı hadislere göre kıyamet yaklaşınca zulmü ve şirki ortadan kaldırarak inananlara saadet ve adaleti
getirecek. Ehl-i Beytin neslinden gelen imamdır.
MEHMET FEYZİ:
1912’de Kastamonu’ya bağlı Müderris Atabey köyünde doğdu. Bediüzzaman Said
Nursî’nin 1936 yılında Kastamonu’ya sürgün edilmesinden iki yıl sonra kendisiyle tanıştı. Altı yıl bo-
yunca Üstada hizmette bulundu. Nur Risalelerinde ve özellikle de Kastamonu Lâhikası’nda Bediüzzaman
Mehmet Feyzi’yi Risale-i Nur’un faal bir kâtibi olan Hüsrev Altınbaşak adındaki talebesine benzeterek,
“Küçük Hüsrev” lakabıyla bahseder. Arabca tahsili de olan Mehmet Feyzi Pamukçu, Üstatla birlikte Ri-
sale-i Nur’ları baştan sona kadar okudu. Denizli (1943) ve Afyon (1948) hapishanelerinde Üstatla beraber
tutuklu kaldı. Nur Talebeleri arasında ehl-i ilim bir zat olan Mehmet Feyzi, 1990 yılında Kastamonu’da
vefat etti.
Ş
AHIS
B
İLGİLERİ
| 1292 | SÖZLER