Yirmi Sekizinci Lem’a
Eskişehir Hapishanesinde ihtilâttan ve konuşmaktan
memnu olduğum zamanda karşımdaki kardeşlerime
teselli için yazdığım kısacık fıkraların bir kısmıdır.
(1)
Birinci Nükte
W
Hapsin bir lâtif hatırasıdır ki:
R
İSALE-İ NUR
gizlenir, fakat sönmez ve söndürülmez.
Bir âlem-i manada Hazret-i İmam-ı Ali’nin (
RA
) ilminden
sordum:
“
Gk
Ò/
£°r
ùn
J r
än
ô u
£°o
S m
ºr
éo
Y o
±o
ôr
Mn
G
demişsin, muradın nedir?”
Dedi: “
m
ºr
éo
Y
,
yani hecevari terkipsiz ve vakıflarda ra-
kamvari şekilsiz harflerdir ki, Lâtinî hurufudur; lâdinî za-
manında taammüm eder.
”
Sonra sordum: “
Ercûze
’nde benden bahisle ‘Kendini
muhafaza et’ demişsin. Hem tam vaktinde emrinizi gör-
dük. Fakat, maatteessüf, kendimizi muhafaza edemedik,
vakıf:
durak.
vakit:
zaman.
âlem-i mana:
maneviyat bü-
yüklerince bilinen âlem.
bahis:
bahsetme, konu yap-
ma.
derç etme:
alma, yerleştirme.
emir:
buyruk.
Ercûze:
Hz. Ali tarafından yazı-
lan ve istikbalden haber veren
vezinli kaside.
fıkra:
bent, kısım.
hatıra:
anı.
hecevari:
hecece, hece siste-
mine göre.
ihtilât:
insanların arasına karı-
şıp görüşme.
ilim:
bilgi, bilme.
kısım:
parça, bölüm.
lâdinî:
din dışı.
lâtif:
hoş, güzel.
Lâtinî huruf:
Lâtince harfler.
maatteessüf:
ne yazık ki...
memnu:
yasaklanmış, mene-
dilmiş.
muhafaza:
koruma.
murat:
maksat, meram.
nükte:
ince söz ve mana, ko-
nu, durak.
rakamvari:
rakamca, rakam
gibi.
taammüm:
umumîleşme,
yaygınlaşma.
terkip:
tamlama, birleştirme.
teselli:
avunma.
1.
Bu risalenin tamamı Lem’alar isimli eserde mevcuttur. Buraya sadece Birinci Keramet-i
Aleviye isimli Birinci Nükte derç edilmiştir.
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 205 |
Y
İRMİ
S
EKİZİNCİ
L
EM
’
A
!
Yirmi Sekizinci Lem’a,
Eskişehir Hapsinde
1935-36’da Türkçe
olarak telif edilmiştir.