Mektubat - page 256

SekizinciMisal
: resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesse-
lâmın mesh ve duasıyla, sütsüz ve kısır keçilerin, müba-
rek elinin temasıyla ve duasıyla sütlü, hem çok sütlü ol-
maları misalleri ve cüz’iyatları çoktur. Biz yalnız meşhur
ve kat’î iki üç misali numune olarak zikrediyoruz.
Birincisi
: ehl-i siyerin bütün muteber kitapları haber ve-
riyorlar ki: resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, ebu
Bekri’s-sıddık ile beraber hicret ederken, Âtiket binti Hu-
zaiyye denilen ümmü Ma’bed hanesine gelmişler. gayet
zayıf, sütsüz, kısır bir keçi orada vardı. resul-i ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm, ümmü Ma’bed’e ferman etti:
“Bunda süt yok mudur?” ümmü Ma’bed demiş ki:
“Bunun vücudunda kan yoktur; nereden süt verecek.”
resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm gidip o keçinin be-
line elini sürmüş, memesini de meshetmiş, dua etmiş.
sonra demiş: “kap getiriniz, sağınız.” sağdılar. resul-i
ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, ebu Bekri’s-sıddık ile iç-
tikten sonra, o hane halkı da doyuncaya kadar içmişler.
o keçi kuvvetlenmiş, öyle de mübarek kalmış.
(1)
İkincisi
: Şât ibni Mes’ud’un meşhur kıssasıdır ki: İbni
Mes’ud, İslâm olmadan evvel, bazıların çobanıydı. resul-i
ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, ebu Bekri’s-sıddık ile
beraber, İbni Mes’ud’un keçileriyle bulunduğu yere git-
mişler. resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, İbni
Mes’ud’dan süt istemiş. o da demiş: “keçiler benim de-
ğil, başkasının malıdırlar.” resul-i ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm demiş: “kısır, sütsüz bir keçi bana getir.” o da
iki senedir teke görmemiş bir keçi getirdi. resul-i ekrem
aleyhissalâtü vesselâm:
salât ve
selâm onun üzerine olsun.
cüz’iyat:
parçalar, kısımlar.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
ehl-i siyer:
siyer ilmiyle uğra-
şanlar, İslâm tarihçileri.
ferman:
emir, buyruk.
hane:
ev.
hicret:
Hz. Peygamberin Mek-
ke’den Medine’ye göçü.
kat’î:
kesin, şüphesiz.
kısır:
döl vermeyen, çoğala-
mayan, üreme imkânı, kabili-
yeti olmayan.
kıssa:
baştan geçen olay, ib-
ret ve ders verici hâdise.
mesh:
elle sürme, sıvama, sil-
me.
meşhur:
tevatür derecesine
varamayan ve her nesilde ra-
visi ikiden aşağıya düşmeyen
hadisler.
misal:
örnek, numune.
muteber:
itibar edilen, güve-
nilir.
mübarek:
bereketli, hayırlı,
uğurlu.
numune:
örnek, misal.
Resul-i ekrem:
çok cömert,
kerim ve Allah’ın insanlara bir
elçisi olan Hz. Muhammed.
temas:
değme.
zayıf:
zayıf, güçsüz, kuvvet-
siz.
zikretmek:
anmak, bildirmek,
söylemek.
o
n
d
okuzuncu
m
ekTup
| 256 | Mektubat
1.
Hâkim, Müstedrek, 3:9; Kadı İyaz, Şifa, 1; İbnü’l-Cevzî, 1:138; Beyhakî, 6:83.
1...,246,247,248,249,250,251,252,253,254,255 257,258,259,260,261,262,263,264,265,266,...1086
Powered by FlippingBook