BirinciBab
Sübhanallah’
a dair üç Fasıldır.
BirinciFasıl
W
Ey semavat ve arzın Hâlık-ı Zülcelâl’i!
• sema, nihayet derecede sanatlı yıldızlar ve güneşler
ve peykler kelimatının hikmetli rumuzatıyla;
• cevv-i sema ise, bulutlar ve gök gürültüsü ve şimşek-
ler ve yağmurlar kelimelerinin fevaidinin işaratıyla;
• bir baş misillü küre-i arz ise, maadin ve nebatat ve
eşcar ve hayvanat kelimelerinin intizamatının delâlâtıyla;
• nebatat ve eşcar ise, yapraklar ve çiçekler ve meyve-
ler kelimatının menafiinin tasrihatıyla;
• çiçekler ve meyveler ise, acaib-i sanat olan tohumla-
rının, kanatçıklarının ve çekirdeklerinin kelimatıyla;
• çekirdekler ve tohumlar ise, bilmüşahede sümbülleri-
nin lisanıyla ve habbeciklerinin kelimatıyla;
Lem’aLar | 677 |
Y
irmi
d
okuzuncu
l
em
’
a
sanat:
bir şeyi yapmada gösterilen
ustalık, beceri, bilgi.
sema:
gökyüzü, gök.
semavat:
semalar, gökler.
Sübhanallah:
“Allah’ı her türlü ek-
siklikten sonsuz derecede yücedir”
manasına gelen zikir ve tesbih
sözü.
tasrihat:
açık açık anlatmalar, izah
etmeler.
acaib-i sanat:
Cenab-ı Hakkın
sanatının harika ve hayret
uyandırıcı durumları.
arz:
yer, dünya.
bab:
kapı, giriş, kısım, konu.
bilmüşahede:
görerek, bizzat
şahit olarak.
cevv-i sema:
gökyüzü, hava
âlemi.
dair:
alâkalı, ait, ilgili.
delâlât:
işaretler, yol göster-
meler, kılavuzluklar.
derece:
basamak, aşama,
ölçü, mertebe.
eşcar:
ağaçlar.
fasıl:
kısım, bölüm.
fevaid:
faydalar, kârlar, ka-
zançlar.
habbe:
tane.
Hâlık-ı Zülcelâl:
sonsuz bü-
yüklük ve yücelik sahibi ya-
ratıcı Allah.
hayvanat:
hayvanlar.
hikmet:
kâinatta ve yaratılış-
taki İlâhî gaye, fayda.
intizamat:
düzenlemeler, düz-
gün oluş.
işarat:
işaretler, belirtiler.
kelimat:
kelimeler, sözler.
küre-i arz:
dünya, yer küre.
lisan:
dil.
maad:
dönüp gidilecek yer.
menafi:
faydalar, yararlar, çı-
karlar.
misillü:
gibi, benzeri.
nebatat:
bitkiler.
nihayet:
son.
peyk:
uydu.
rumuzat:
işaretler, belirtiler.
