Lem'alar - page 643

OnSekizinciNükte
eskişehir Hapishanesinde Yazılmış Bir Parça
Kardeşlerim,
Müteaddit defa risale-i nur’un şakirtlerini lâyık olduk-
ları tarzda müdafaa etmişim. İnşaallah mahkemede bağı-
rarak derim. Hem risale-i nur’u, hem şakirtlerinin kıy-
metlerini dünyaya işittireceğim.
Yalnız size bunu ihtar ederim ki: “Bu müdafaamdaki
kıymeti muhafaza etmenin şartı, bu hâdisedeki ağız yan-
masıyla risale-i nur’dan küsmemek ve üstadından darıl-
mamak ve kardeşlerinden –sıkıntıdan gelen bahanelerle–
nefret etmemek ve birbirine kusur bulmamak ve isnat et-
memektir.”
Yalnız, tahattur edersiniz ki, risale-i kader’de ispat et-
mişiz ki: “Başa gelen zulümlerde iki cihet var ve iki hü-
küm vardır: biri insanın, biri kader-i İlâhînin. Aynı hâdi-
sede insan zulmeder, fakat kader âdildir, adalet eder. Bu
meselemizde, insanın zulmünden ziyade, kaderin adaleti
ve hikmet-i İlâhiyenin sırrını düşünmeliyiz.”
evet, kader, risale-i nur talebelerini bu meclise çağır-
dı. Ve mücahede-i maneviye inkişaf etmesinin hikmeti,
onları bu hakikaten çok sıkıntılı olan medrese-i Yusufiye-
ye sevk etti. İnsan zulmü ve bahanesi bir vesile oldu.
onun için sakınınız; birbirinize “Böyle yapmasaydın, ben
tevkif olmazdım” demeyiniz.
Sa i d Nu r s î
• • •
Lem’aLar | 643 |
Y
irmi
S
ekizinci
l
em
a
risale-i Kader:
Kader Risalesi.
sevk:
sürme, gönderme.
tahattur:
hatırlama.
tarz:
biçim, suret.
tevkif:
tutuklama.
vesile:
vasıta, sebep.
ziyade:
fazla.
zulüm:
haksızlık, eziyet.
adalet:
her hak sahibine hak-
kının tam ve eksiksiz veril-
mesi, âdillik.
âdil:
adaletli olan.
bahane:
yalandan sebep.
cihet:
yön.
hâdise:
olay.
hakikaten:
gerçekten.
hikmet:
gizli sebep, İlâhî gaye.
hikmet-i İlâhiye:
Allah’ın hik-
meti.
hüküm:
karar, emir.
ihtar:
hatırlatma, uyarı.
inkişaf:
açığa çıkma, keşfo-
lunma.
inşaallah:
Allah izin verirse.
ispat:
doğruyu delillerle gös-
terme.
kader:
İlâhî hüküm.
kader-i İlâhî:
Allah’ın kader
kanunu.
kıymet:
değer.
mahkeme:
hüküm yeri:
meclis:
topluluk.
medrese-i Yusufiye:
iman ve
Kur’ân’a hizmetinden dolayı
tevkif edilenlerin hapsedildiği
yer manasında, hapishane.
mesele:
problem, önemli
konu.
muhafaza:
koruma.
mücahede-i maneviye:
ma-
nevî olarak yapılan cihad.
müdafaa:
savunma.
müteaddit:
türlü türlü, çeşitli.
nükte:
ince söz ve mana.
1...,633,634,635,636,637,638,639,640,641,642 644,645,646,647,648,649,650,651,652,653,...1406
Powered by FlippingBook