Lem'alar - page 348

gösteriyor. elbette bu iltifatın gerçi çok efradı olabilir; fa-
kat, bu karine-i hâl gösteriyor ki, risale-i nur Şakirtleri
bir hususiyet kesb etmiş ki, Hazret-i Ali (
rA
) iltifatla risa-
le-i nur’u alkışlıyor.
Altıncı Emare
:
... kuvvetlidir, fakat yazamayız.
Yedinci Emare
:
... zahirdir, fakat gösteremiyoruz.
Elhâsıl:
Hazret-i Ali (
rA
) kerremallahü Vechehu ecne-
bi hurufuna karşı şiddetli teessüf ve hiddet ettiği ve bid’aya
taraftarlık eden bir kısım ulemaüssûa karşı şiddetli nefret
ve hiddet ettiği yerde irşatkârâne bazılarla konuşuyor. Ve
Hazret-i Cibril’in tabiriyle
Sekîne
ismi verilen ve İsm-i
Âzam sandukçası olan esma-i sitteye devam edeni irşat
ediyor, taltif ediyor. İşte o esma-i sittenin devamından
tereşşuh eden ve o esmanın lemaatı olan risale-i nur ve
o risale-i nur kendi şakirtleri ile lâakal yüzer kalemle yüz
parça risale-i nur’un eczalarıyla ve intişar eden yirmi bin
nüshasıyla lâakal yüz bin adamı huruf-i kur’âniye lehine
ve sünnet-i seniyeye ittibaa ve imanlarının takviyesine ve
Hazret-i Ali’nin (
rA
) hiddet ettiği iki cereyana karşı tama-
mıyla mukavemet ettiklerinden, elbette Hazret-i Ali’nin
(
rA
)
(1)
o
¿Gn
ƒr
Np
’r
G Én
¡t
`jn
G Én
j
tabir ettiği ihvanları içinde hususî bir
surette onlara bakıyor.
evet, Hazret-i Ali’nin (
rA
) bu zahir keramat-ı gaybiye-
si, Hz. peygamberin (
AsM
) irşadıyla olduğu için, başka şe-
kilde bir mu’cize-i peygamberiye olduğu münasebetiyle,
aynı keramet-i gavsiye ve işarat-ı harika-i Aleviye gibi be-
şinci asırla, on dördüncü asrın fitnelerine işaret
asır:
yüzyıl.
bid’a:
dinin aslına uymayan âdet
ve uygulamalar.
cereyan:
akım.
ecnebi hurufu:
yabancı harfleri.
ecza:
cüzler, parçalar, kısımlar.
efrat:
fertler.
elhâsıl:
hâsılı, netice itibarıyla.
emare:
alâmet, belirti.
esma:
isimler.
esma-i Sitte:
Cenab-ı Hakkın altı
büyük ismi.
fitne:
karışıklık, fesat.
hiddet:
öfke, kızgınlık, gadap.
huruf-i Kur’âniye:
Kur’ân harfleri.
hususî:
özel.
hususiyet:
hususîlik, ayırıcı özel-
lik.
işarat-ı harika-i aleviye:
Hz.
Ali’nin olağanüstü işaretleri.
ihvan:
kardeşler.
iltifat:
ilgi gösterme, lütuf, ikram.
iman:
inanç, itikat.
intişar:
yayılma, neşrolunma.
irşat:
doğru yolu gösterme.
irşatkârâne:
irşat ederek.
İsm-i azam:
Cenab-ı Hakkın bin
bir isminden en büyük ve manaca
diğer isimleri kuşatmış olanı.
işaret etme:
dolaylı gösterme.
ittiba:
tâbi olma, uyma.
karine-i hâl:
durumun gösterdiği,
işareti.
keramat-ı gaybiye:
gaybî kera-
metler.
keramet-i Gavsiye:
Seyyid Abdül-
kadir Geylânî’nin kerameti.
kesb:
kazanma.
kısım:
parça, takım.
lâakal:
en az.
leh:
onun tarafına, ondan
yana.
lemaat:
lem’alar, parıltılar.
mu’cize-i Peygamberiye:
Hz.
Peygamberin mu’cizesi.
mukavemet:
karşı koyma, di-
renme.
münasebet:
vesile, bağ.
nüsha:
birbirinin aynı olan ya-
zılı metinlerden her biri.
sandukça:
küçük sandık.
Sekîne:
içerisinde on dokuz
harfli on dokuz ayet bulunan
çok mühim, sükûnet ve em-
niyet veren bir dua.
suret:
biçim, tarz.
sünnet-i seniye:
Hz. Muham-
med’in (asm) yüce sünneti;
yüksek hâl, söz, tavır ve tas-
vipleri.
şakirt:
talebe, öğrenci.
tabir:
ifade.
takviye:
kuvvetlendirme, sağ-
lamlaştırma.
taltif:
iltifat etme, gönül ok-
şama.
taraftar:
taraf olan.
teessüf:
üzülme, eseflenme,
acı duyma.
tereşşuh:
sızma, sızıntı
yapma.
ulemaüssû:
ilmi kötüye kul-
lanan, dünyevî menfaat için
ilmî alet ve vasıta yapan âlim-
ler.
zahir:
açık.
1.
Ey aziz kardeşler!
o
n
S
ekizinci
l
em
a
| 348 | Lem’aLar
1...,338,339,340,341,342,343,344,345,346,347 349,350,351,352,353,354,355,356,357,358,...1406
Powered by FlippingBook