Lem'alar - page 346

Hem
o
In
OÉn
©s
°ùdG o
¬n
d r
ân
Mn
lâfzıyla, yani, said olmak ve ule-
ma bahsine muttasıl birisine inayete mazhar olduğunu ve
p
¿Én
es
õdG n
?p
d'
òp
d Ék
cp
Qr
óo
eÉn
j
fıkrası hesab-ı ebcetle on üçüncü as-
rı gösterip, o asırda dünyaya gelen ulemadan said (
rA
) is-
minde birisine lâtifâne bir ima, bu emareyi ziynetlendiri-
yor.
(HaşİYe)
Dördüncü Emare:
Hazret-i gavs-ı geylânî fitne-i
ahirzamanda sünnet-i seniyeyi ve esrar-ı kur’âniyeyi mu-
hafazaya ve neşre çalışan bir müridine on beş emare ile
iltifat eder ve onunla konuşursa, elbette İslâmiyetin tesi-
sinde
Esedullah
ünvanını alan ve ulûm-i esrariyede
(1)
Én
¡ o
HÉn
H w
»p
?n
Yn
h p
º r
?p
©r
dG o
án
æj/
ó n
e Én
fn
G
hadisine mazhar bulunan ve ke-
ramat-ı harika ile iştihar eden ve Vehhabîlerin ecdadı olan
Haricîleri kılıçtan geçiren ve gavs-ı Âzam’ın ceddi ve üs-
tadı olan Hazret-i Ali (
rA
) elbette Âl-i Beytine bir cihette
düşman olan Vehhabîlerin Haremeyn-i Şerifeyni istilâsı
hengâmında ve Haricîlerden daha berbat bir tarzda sün-
net-i seniyeye muhalefet eden bir kısım ulemaü’s-sû ve za-
limlerin istilâsı zamanında risale-i nur vasıtası ile risale-i
nur Şakirtleri bütün kuvvetleriyle sünnet-i seniyenin
HaşİYe:
Ék
cp
Qr
óo
eÉn
j
, tenvin
nun
sayılmak şartıyla bin üç yüz yirmi beş tarihi
olan Hürriyetin ikinci ve üçüncü senelerinde hilâfet-i İslâmiyeyi kaldır-
maya teşebbüsle o hilâfetin kırılmasından fitnelerin kapısı açıldığının
zamanıdır. Hazret-i Ali (
rA
) o zamana dehşetli bakıyor.
Âl-i Beyit:
Hz. Muhammed’in
(asm) ailesinden olan.
asır:
yüzyıl.
bahis:
üzerinde konuşulan me-
sele.
cet:
dede, ata.
cihet:
yön.
dehşetli:
korkunç.
ecdat:
dedeler, büyük atalar.
emare:
alâmet, belirti.
esedullah:
Allah’ın aslanı.
esrar-ı Kur’âniye:
Kur’ân’ın sırları,
Kur’ân’a ait gizlilikler.
fıkra:
bent, madde.
fitne:
bozgunculuk.
fitne-i ahirzaman:
ahirzaman fit-
nesi.
Gavs-ı azam:
en büyük gavs, Ab-
dülkadir-i Geylânî Hazretlerinin
namı.
hadis:
Hz. Muhammed’e (asm) ait
söz, emir, fiiller.
Haremeyn-i Şerifeyn:
Mekke’deki
Kâbe ile Medine’deki Ravza-i Mu-
tahhara.
Haricîler:
Hz. Ali’ye (ra) karşı isyan
eden bir dalâlet fırkası.
haşiye:
dipnot.
Hazret-i Gavs-ı Geylânî:
Abdül-
kadir Geylânî Hazretleri.
hengâm:
zaman, sıra.
hesab-ı ebcet:
harflere verilen
sayı değerleriyle ibarelerden geç-
mişe ve geleceğe ait işaretler çı-
karmak, tarih düşürmek.
hilâfet:
halifelik.
hilâfet-i İslâmiye:
İslâm halifeliği.
iltifat:
ilgi gösterme, lütuf, ikram.
ima:
işaret etme.
inayet:
yardım, ihsan, lütuf.
istilâ:
kaplama, ele geçirme.
iştihar:
meşhur olma, şöhret
bulma.
kısım:
parça, takım.
keramat-i harika:
harika kera-
metler.
lâfız:
kelime.
lâtifâne:
lâtif bir şekilde, hoş ve
güzel bir şekilde.
mazhar:
nail olma, şereflenme.
muhafaza:
koruma, saklama.
muhalefet:
bir düşünce, fiil veya
harekete karşı durma.
muttasıl:
bitişik.
mürit:
tarikatte bir şeyh ve
mürşide bağlanarak tarikat
usul ve âdetleri ile tasavvufî
hakikatleri öğrenen kimse.
neşir:
yayma, herkese du-
yurma, tamim.
said:
saadete eren, Allah’ın rı-
zasına ve ahiret mutluluğuna
kavuşan.
sünnet-i seniye:
Hz. Muham-
med’in (asm) yüce sünneti;
yüksek hâl, söz, tavır ve tas-
vipleri.
tarz:
biçim, suret.
tenvin:
nunlama; iki üstün, iki
esre, iki ötre.
tesis:
kurma, meydana ge-
tirme.
teşebbüs:
girişim, bir işe gi-
rişme.
ulema:
âlimler, bilginler.
ulemaüssû:
kötü âlimler, dün-
yayı dine tercih eden âlimler.
ulûm-i esrariye:
gizli ilimler.
ünvan:
ad, lâkap.
vasıta:
aracılık.
Vehhabî:
Muhammed bin Ab-
dülvehhab tarafından geçen
asırda Arabistan’da meydana
getirilen İslâmî bazı mesele-
lerde ifrat eden mezhep.
zalim:
zulmeden, acımasız ve
haksız davranan, gaddar.
ziynet:
süs.
1.
Ben ilmin şehriyim, Ali ise onun kapısıdır. (Tirmizî, Menakıb: 20; Hakîm, Müstedrek, 3:126.)
o
n
S
ekizinci
l
em
a
| 346 | Lem’aLar
1...,336,337,338,339,340,341,342,343,344,345 347,348,349,350,351,352,353,354,355,356,...1406
Powered by FlippingBook