Lem'alar - page 337

W
Hazret-i gavs-ı Âzam Şeyh-i geylânî’nin (
rA
), sarahat
derecesindeki keramet-i gaybiyesini teyit ve takviye eden
Hazret-i esedullahi’l-galib Ali İbni ebu talip (
rA
) ve ker-
remallahü vechehu, kaside-i ercûze-i meşhuresinde ay-
nen ihbarat-ı gavsiyeyi tasdik edip işaret ediyor.
Mecmuatü’l-Ahzab’
ın 582. sahifesinden, 597. sahife-
sine kadar o
Ercûze
’dir. o
Ercûze
’nin mevzuu ve içinde-
ki maksad-ı aslı İsm-i Âzamı tazammun eden altı ismin
ehemmiyetini beyan etmek, hem o münasebetle istikbal-
deki bir kısım umur-i gaybiyeye ve tesis-i İslâmiyette bir
kısım mücahedatına işaret etmektir.
evet, Hazret-i İmam (
rA
), üstadı olan Habibullah Aley-
hissalâtü Vesselâmdan aldığı dersin bir kısmını işarî bir
surette zikrediyor. Feth-i Hayber’deki hem mu’cize-i ne-
beviye, hem keramet-i Aleviye olan harika vakıayı bah-
settiği gibi, tesis-i İslâmiyete temas eden mühim noktala-
rı da bahsediyor. sonra istikbale bakıyor. peygamber-i
zîşandan (
AsM
) aldığı dersle, bir kısım Arabın ona karşı
isyanlarından hiddet ederek demiş:
?/
UÉn
©n
Ÿr
G p
™°p
SÉn
J m
¿r
ôn
b p
ór
©n
H r
øp
e @ ?/
Sp
QÉn
Ør
dG p
ÜÉn
°ùp
M n
Ú/
©°r
ùp
J p
ºr
?p
Y ?/
a
p
ÜGn
hs
ódG p
án
?r
àn
?n
c r
ºo
¡o
?o
àr
?n
J @ p
ÜGn
ôr
Yn
’r
G n
¤n
Y ¢o
Sr
ôo
Ør
dG o
ôn
¡r
¶n
à°n
S
¢p
Sp
QÉn
æn
?r
G p
án
ªr
?o
¶n
c k
án
ªp
?r
¶o
e @ ¢p
ùp
HGn
ƒn
Y p
øn
àp
a o
Gn
ór
Ñn
e o
¿ƒo
µn
J
Lem’aLar | 337 |
o
n
S
ekizinci
l
em
a
mühim:
önemli.
münasebet:
münasiplik, ilgi, alâka.
nokta:
konu ile ilgili önemli bö-
lüm.
Peygamber-i Zîşan:
şanlı Peygam-
ber, Hz. Muhammed (asm)
sarahat:
açıklık.
suret:
biçim, tarz.
takviye:
kuvvetlendirme, sağlam-
laştırma.
tasdik:
bir şeyin veya kimsenin
doğruluğuna kesin olarak hük-
metme.
tazammun:
ihtiva etme, içine
alma.
temas:
değme, dokunma.
tesis-i İslâmiyet:
İslâmiyetin do-
ğuşu, kuruluşu ve yayılışı, kökleş-
mesi.
tesis-i İslâmiyet:
İslâmiyetin do-
ğuşu, kuruluşu ve yayılışı, kökleş-
mesi.
teyit:
kuvvetlendirme, sağlamlaş-
tırma.
umur-i gaybiye:
gaybî işler, Allah
ve Onun bildirdiği kişiler dışında
hiç kimsenin bilmediği işler.
vakıa:
vuku bulmuş, var olan olay.
zikir:
anmak, Allah’ı zikretmek.
bahsetme:
üzerinde ko-
nuşma.
beyan:
anlatma, izah.
ehemmiyet:
önem.
ercûze:
Hz. Ali tarafından ya-
zılan ve istikbalden haber ve-
ren vezinli kaside.
Feth-i Hayber:
Hayber’in fethi.
harika:
olağanüstü.
hiddet:
öfke, kızgınlık.
ihbarat-ı Gavsiye:
Hz. Gavs’ın
haber vermeleri.
İsm-i azam:
Cenab-ı Hakkın
bin bir isminden en büyük ve
manaca diğer isimleri kuşat-
mış olanı.
istikbal:
gelecek zaman.
isyan:
başkaldırma, itaatsizlik,
emre karşı gelip ayaklanma.
işaret etme:
dolaylı gösterme.
işarî:
bir kelimenin açık ma-
nasına bağlı olarak ikinci ve
üçüncü derecede işaret yolu
ile yapılan açıklama.
kısım:
parça, takım.
kaside-i ercûze-i meşhure:
Hz. İmam Ali tarafından yazı-
lan ve istikbalden haber veren
meşhur kaside.
keramet-i aleviye:
Hz. Ali’ye
ait keramet, olağan üstü, fev-
kalâde hâl.
keramet-i gaybiye:
gelecekle
ilgili keramet.
maksad-ı aslı:
asıl maksat, asıl
gaye.
mecmuatü’l-ahzab:
Şeyh Ah-
med Ziyaeddin Gümüşhan-
evî’nin üç ciltlik dua kitabı.
mevzu:
ele alınan, üzerinde
durulan bahis, konu.
mu’cize-i Nebeviye:
Peygam-
bere ait mu’cizesi.
mücahedat:
mücahedeler, sa-
vaşmalar.
1...,327,328,329,330,331,332,333,334,335,336 338,339,340,341,342,343,344,345,346,347,...1406
Powered by FlippingBook