Lem'alar - page 319

köle olduğu hâlde, kırk sene sonra nedamet edip Senin
dergâhına avdet etmek istiyor. Senin rahmetine iltica
ediyor. Hadsiz günah ve hatiatlarını itiraf ediyor. Evham
ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş, Sana tazarru ve ni-
yaz eder. Eğer kemal-i rahmetinle onu kabul etsen, mağ-
firet edip rahmet etsen, zaten o Senin şanındır; çünkü
Erhamürrâhimîn’sin. Eğer kabul etmezsen, Senin kapın-
dan başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Sen-
den başka Rab yok ki dergâhına gidilsin. Senden başka
hak ma’bud yoktur ki ona iltica edilsin.”
o
?s
hn
Gn
h Én
«r
ft
ódG ?p
a p
? n
Ón
µr
dG o
ôp
N'
G n
?n
d n
?j/
ôn
°T '
’ n
? n
ór
Mn
h n
âr
fn
G s
=’p
G n
¬'
dp
G '
o
ó n
¡r
°Tn
Gn
h*G s
’p
G n
¬'
dp
G n
B’ r
¿n
G o
ó n
¡r
°Tn
G p
ôr
Ñn
?r
dG p
‘n
h p
I n
ôp
N'
’r
G p
‘ p
? n
Ón
µ`r
dG
(1)
n
º s
?n
°Sn
h p
¬r
«n
?n
Y '
‹Én
©n
J *G s
¤°n
U$G o
?ƒ o
°Sn
Q Gk
ós
ª n
ë o
e s
¿n
G
ON üÇüNCü NOta
Medar-ı iltibas olmuş olan beş meseledir.
BİRİNCİsİ:
tarik-ı hakta çalışan ve mücahede eden-
ler, yalnız kendi vazifelerini düşünmek lâzım gelirken, Ce-
nab-ı Hakka ait vazifeyi düşünüp, harekâtını ona bina
ederek hataya düşerler.
Edebüddin ve’d-Dünya
risalesin-
de vardır ki:
Bir zaman şeytan, Hazret-i İsa Aleyhisselâma itiraz
edip demiş ki: “Madem ecel ve her şey kader-i İlâhî ile-
dir; sen kendini bu yüksek yerden at, bak nasıl ölecek-
sin.”
Lem’aLar | 319 |
o
n
Y
edinci
l
em
a
lâzım:
gerekli, lüzumlu.
ma’bud:
kendisine ibadet edilen,
ibadete lâyık olan.
mağfiret:
Allah’ın, kullarının gü-
nahlarını bağışlaması, affetmesi.
medar-ı iltibas:
karıştırma sebebi.
mesele:
önemli konu.
mücahede:
mücadele, uğraşma,
çaba, gayret.
müptelâ:
düşkün, hasta, başı sı-
kıntılı.
nedamet:
nadim olma, pişmanlık.
niyaz:
yalvarma, yakarma, dua.
nota:
işaret.
rab:
besleyen, büyüten, yetiştiren
ve terbiye eden Allah.
rahmet:
Allah’ın kullarını esirge-
mesi, onlara acıyıp bağışlaması,
onlara maddî ve manevî nimetler
vermesi.
şan:
yücelik, büyüklük, şereflilik.
tarik-ı hak:
hak ve hakikat yolu.
tazarru:
yalvarma, Allah’a huşû
içinde yalvarma.
vazife:
görev.
avdet:
geri gelme, dönme.
bina:
yapma, kurma.
dergâh:
büyük bir huzura gi-
rilecek kapı, sığınılacak yer.
ecel:
her mahlûkun ve canlı-
nın Allah tarafından takdir edi-
len ölüm vakti.
edebüddin ve’d-Dünya:
Ma-
verdî’nin bir eseri.
erhamürrâhimîn:
merhamet
edenlerin en merhametlisi
olan Allah.
evham:
vehimler, zanlar.
günah:
Allah’ın emirlerine ay-
kırı davranış, dinî suç.
hadsiz:
sınırsız, sonsuz.
hak:
doğru, gerçek.
harekât:
hareketler.
hata:
yanlışlık.
hatiat:
hatalar, yanlışlıklar.
illet:
hastalık.
iltica:
sığınma.
itiraf:
kabahatini gizlemeyip
söylemek.
itiraz:
kabul etmediğini be-
lirtme, karşı çıkma.
kader-i İlâhî:
İlâhî kader, Al-
lah’ın kader kanunu.
kemal-i rahmet:
rahmetin
mükemmelliği.
1.
Senden başka ilâh yoktur. Sen teksin, ortağın yoktur. Dünyada son söz, ahirette ve kabirde
ilk kelâm “Şahadet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur ve Muhammed, Allah’ın resulüdür.”
Allah ona salât ve selâm eylesin.
1...,309,310,311,312,313,314,315,316,317,318 320,321,322,323,324,325,326,327,328,329,...1406
Powered by FlippingBook