Kastamonu Lahikası - page 272

114
·
(2)
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
í`u
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
Àn
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
(1)
@ o
¬n
fÉn
ër
Ñ°o
S /
¬p
ª°r
SÉp
H
p
Qƒt
ædG p
?p
FBÉ°n
Sn
Q p
±ho
ôo
M p
On
ón
©p
H o
¬o
JÉn
c n
ôn
Hn
h $G o
án
ª r
Mn
Qn
h r
ºo
µ` r
«n
?n
Y o
?n
Ó° s
ùdn
G
(3)
p
án
Hƒo
à`r
µ
n
ªr
dGn
h p
án
Fho
ôr
?n
ªr
dG
Aziz, SıddıkKardeşlerim!
size üç noktayı beyan etmeye kalpte bir ihtiyaç oldu.
Birincisi:
“Bir hâdisede hem insan eli, hem kader mü-
dâhalesi olduğundan, insan zahirî sebebe bakıp bazen
haksız hükmedip zulmeder. kader; o musibetin gizli se-
bebine baktığı için adalet eder” diye,
Risale-i Nur
’da bir
kaide-i esasiyedir.
Hem, şimdiye kadar
Risale-i Nur
’un başına gelen hâ-
diselerde bir dest-i inayet, bir vech-i rahmet bulunduğu
tecrübelerle sabittir.
Bu iki cihette kalpten bir sual çıktı
: “Acaba nur hak-
kındaki bu yeni İstanbul hâdisesinde vech-i adalet ve rah-
met nedir?”
Hatıra böyle bir cevap geldi ki
:
Risale-i Nur
’a, ehl-i
ilim ve ehl-i dikkati ciddiyetle bakmaya ve tetkik etmeye
sevk etti. elbette
Risale-i Nur
’u tedkik eden bir âlim, in-
safı varsa taraftar olur. Ve
Risale-i Nur
, ulema dairesin-
de ve İstanbul afakında tezahür edecek. İşte vech-i rah-
met ve inayet.
adalet:
her hak sahibine hakkının
tam ve eksiksiz verilmesi, düzenli
ve dengeli oluş.
afak:
ufuklar.
âlim:
ilim ile uğraşan, ilim adamı.
aziz:
izzetli, muhterem, saygın.
beyan:
bildirme, açıklama, söyle-
me.
ciddiyet:
ciddîlik.
cihet:
yön.
dest-i inayet:
inayet eli, dikkat,
gayret, ihsan, iyilik eli.
ehl-i dikkat:
dikkatliler, dikkat
sahipleri.
ehl-i ilim:
ilim sahipleri, ilim
adamları.
hâdise:
olay.
hükmetme:
karar vermek, inan-
ca varmak.
kader:
İlahî hüküm; Cenab-ı
Hakk’ın takdir ve tayin etmesi.
kaide-i esasiye:
asıl kaide, temel
prensip.
musibet:
felaket, bela.
müdahale:
karışma.
Risale-i nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin adı.
sabit:
ispat edilmiş, ispatlan-
mış.
sevk:
yöneltme.
sıddık:
çok doğru, dürüst,
hakkı ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
sual:
soru.
taraftar:
taraflı, bir tarafı des-
tekleyen.
tetkik:
dikkatle araştırma, in-
celeme.
tezahür:
görünme, belirme,
ortaya çıkma.
ulema:
âlimler, bilginler, ilim
sahipleri.
vech-i adalet:
adalet yönü.
vech-i inayet:
inayet, yardım
yönü.
vech-i rahmet:
işin rahmet
yönü.
zahirî:
görünürde.
zulüm:
haksızlık, eziyet.
1.
Her türlü kusur ve noksandan münezzeh olan Allah’ın adıyla.
2.
Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsrâ Sûresi: 44.)
3.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı, Risale-i Nur’un okunan ve yazılan harfleri adedince
üzerinze olsun.
| 272 | K
astamonu
L
âhiKası
1...,262,263,264,265,266,267,268,269,270,271 273,274,275,276,277,278,279,280,281,282,...478
Powered by FlippingBook