manevî teminatı
(1)
r
?n
în
J n
’n
h r
? o
b
ve
n
(2)
¢n
ûr
în
J n
’n
h
hitapları,
bize her vakit cesaret ve kuvve-i manevî veriyor.
kâtip osman’ın mektubunda, kahraman rüştü’nün
bahadır biraderi Burhan’ın, risalelerin kurtulmasına çok
hizmet ettiğini yazıyor. zaten o cesur kardeşimizin eski-
den de bu çeşit hizmetleri vardı. Hem ona, hem
Risale-i
Nur
’un kurtulmasına çalışanlara ve medhali bulunanlara,
hatta mahkeme reisine ve insaflı azalarına hem dua,
hem teşekkür ediyoruz. Münasip görülse, mahkeme re-
isine hususî teşekkürümüzü beyan edersiniz.
ì@í
‡
102
·
(4)
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
í`u
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
Àn
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
(3)
@ o
¬n
fÉn
ër
Ñ°o
S /
¬p
ª°r
SÉp
H
p
?p
F = Én
bn
O p
äGn
ôp
°TÉn
Y p
On
ón
©p
H o
¬o
JÉn
c
n
ôn
Hn
h $G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µ`r
«n
?n
Y o
?n
Ó°s
ùdn
G
(5)
p
án
Kn
Ós
ãdG p
Qƒo
¡°t
ûdG p
?p
ò'
g
Aziz, SıddıkKardeşlerim!
Evvelâ
: sizin geçmiş leyle-i Miraç ve gelecek leyle-i
Beratınızı tebrik ediyoruz ve makbul dualarınızı rica edi-
yoruz.
Saniyen:
Yirmi Beşinci söz olan Mu’cizat-ı kur’âniye-
nin nısf-ı ahiri, acelelik belâsıyla gayet mücmel kalması-
na bedel, size evvelce yazdığım gibi, bazı lâhikaları onun
ahirinde ilhak etmiştik. Şimdi en mühim bir parça, yirmi
ahir:
son.
aza:
üye.
aziz:
izzetli, muhterem, saygın.
bahadır:
cesur, yiğit, kahraman.
bedel:
karşılık.
belâ:
.
beyan:
bildirme, açıklama, söyle-
me.
birader:
kardeş.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
evvelâ:
birinci olarak, her şeyden
önce, ilk olarak.
evvelce:
daha önce.
gayet:
son derece.
hitap:
söz söyleme, topluluğa ve-
ya birisine karşı konuşma.
hususî:
özel.
ilhak:
ilâve etme, ekleme, katma.
kuvve-i manevî:
manevî güç,
moral.
lâhika:
ek, ilave.
Leyle-i Berat:
Berat Gecesi, Şa-
ban ayının 15. gecesi.
Leyle-i miraç:
Miraç Gecesi, Hz.
Muhammed’in Miraca çıktığı ge-
ce, recep ayının 27. gecesi.
makbul:
kabul edilmiş, geçerli.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
medhal:
karışma.
mu’cizat-ı Kur’âniye:
Kur’ân’ın
mu’cize olduğunu anlatan
Yirmi Beşinci Söz risalesi.
mücmel:
öz olarak anlatılmış,
kısa ve az sözle ifade edilmiş,
öz, özet.
mühim:
önemli, ehemmiyet-
li.
münasip:
uygun.
nısf-ı ahir:
son yarı.
reis:
başkan.
Risale-i nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin adı.
saniyen:
ikinci olarak.
sıddık:
çok doğru, dürüst,
hakkı ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
teminat:
güvence.
1.
Söyle ve korkma!
2.
Korkma!
3.
Her türlü kusur ve noksandan münezzeh olan Allah’ın adıyla.
4.
Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Suresi: 44.)
5.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı bu Şuhur-i Selâsenin dakikalarının aşireleri adedince
üzerinize olsun.
| 212 | K
astamonu
L
âhiKası