Emirdağ Lâhikası - page 629

çekirdekleri ve hülâsaları hükmündedirler. Ve cümlenin
ve cümledeki heyetlerin ve harflerin nüktelerini ve ifade
ettikleri zımnî hükümlerini, bilâ istisna ilm-i belâgatin in-
ce kaideleriyle ve ilm-i nahvin ve sarfın kaideleriyle ve
ilm-i mantığın ve usul-i din ve sair ilimlerin kanunlarıyla
beyan eder. Hatta, hurdebinî bir manevî âletle, görün-
meyen incecik münasebat-ı belâgati beyan ediyor ve
emarelerini gösteriyor. Ve kur’ân’ın nazarı küllî olma-
sından, bütün beyan edilen hak manalara ve nüktelere,
elbette kudsî elfaz-ı kur’âniye zımnî, remzî işaret ve de-
lâlet eder denilebilir.
Hüsrev,Sungur,Hayri,Sadık,
Sabri,SıddıkSüleyman
ì®í
Emirdağ Lâhikası – ıı | 629 |
nazar:
bakış, dikkat.
nükte:
ince manalı, ancak dikkatle
anlaşılabilen mana veya söz.
remzî:
remizli, işaretli olarak.
sair:
diğer, başka, öteki.
usulüddin:
kelâm ilminin diğer bir
adı.
zımnî:
üstü kapalı, dolayısıyla an-
latılan.
beyan:
anlatma, açıklama.
bilâistisna:
istisnasız, ayırt et-
meksizin.
delâlet:
delil olma, gösterme;
alamet, işaret.
emare:
alâmet, belirti, nişan.
hurdebinî:
gözle görülmeye-
cek derecede küçük, mikros-
kobik.
hülâsa:
kısaca, özet.
ilm-i belâgat:
belâgat ilmi.
ilm-i mantık:
mantık ilmi,
doğru muhakeme ve doğru
düşüncenin esaslarını ve kai-
delerini konu alan ilim.
ilm-i nahiv:
konusu cümle ve
cümlenin yapıları olan Arap
dilbilgisi ilmi.
kaide:
kural, esas, düstur.
kudsî:
mukaddes, yüce.
küllî:
umumî, genel.
mana:
anlam.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
münasebat-ı belâgat:
güzel
sözlerdeki uygunluklar, ye-
rinde ve güzel bir şekilde ifade
edilen sözlerdeki münasiplik-
ler; güzel sözlerin birbirini ta-
mamlamaları.
1...,619,620,621,622,623,624,625,626,627,628 630,631,632,633,634,635,636,637,638,639,...1032
Powered by FlippingBook