Emirdağ Lâhikası - page 245

Œ
85
œ
Kardeşlerim!
siz müteessir olmayınız. Hem merak etmeyiniz. Yal-
nız dua ile bana yardım ediniz. Çünkü bir kaç gündür sol
kolum çok ağrıyor, gece rahatsız ediyor. kimseyi yanı-
ma bırakmadığımdan, oda içindeki zarurî işlerimi zah-
metle yapabilirim. zannederim, eskiden beri bende bu-
lunan kulunç illetinin bir şubesidir ki, buranın mizacıma
çok dokunan maddî havası ve kışı, o insafsızların evha-
mı, tazyikatları ve manevî kışı, damarıma dokunur. Âde-
ta bir yarım nüzul isabeti gibi ıztırap çektim. Fakat lillâ-
hilhamd, sizin makbul dualarınız, o tehlikeyi de hafif bir
surete çevirdi. İnşaallah o suret de geçer; çok sevaplı
faydası, yerinde kalır.
kardeşlerim, salâhaddin’in yazısına göre, o havalide
dahi
Asa-yıMûsa
mecmuası çok faaliyettedir, fütuhat ya-
pıyor. demek o tarafta o çok ehemmiyetli vazife-i nuri-
yeyi yapıyor. Yüz bin elhamdülillâh, yazanlara da yüz
maşaallah, barekâllah!
ì®í
Œ
86
œ
Aziz,SıddıkKardeşlerim
Ev vel â:
Hadsiz şükür olsun ki, Isparta tam bir Med-
resetüzzehra ve Camiü’l-ezher olacağını ve olmaya
Emirdağ Lâhikası – ı | 245 |
mizaç:
huy, tabiat, fıtrat.
müteessir:
üzgün.
nüzul:
vücudun tamamının veya
bir kısmının tutulması, inme, felç.
sıddık:
çok doğru, dürüst, hakkı
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
suret:
biçim, şekil, tarz.
şube:
bölüm, kısım, takım.
şükür:
teşekkür.
tazyikat:
tazyikler, baskılar, zor-
lamalar.
vazife-i Nuriye:
Risale-i Nur vazi-
fesi, hizmeti.
zahmet:
sıkıntı, eziyet, meşakkat.
zarurî:
zorunlu.
âdeta:
sanki.
asa-yı mûsa:
Bediüzzaman
Said Nursî’nin bir eseri.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
gın.
bârekâllah:
Allah mübarek et-
sin, hayırlı ve bereketli olsun.
Camiü’l-Ezher:
Mısır’daki Ez-
her Üniversitenin adı.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
ehemmiyetli:
önemli.
elhamdülillâh:
Allah’a şükür.
evham:
vehimler, zanlar, ku-
runtular.
evvelâ:
öncelikle.
fütuhat:
zaferler, fetihler, ga-
libiyetler.
hadsiz:
sınırsız, sonsuz.
havali:
etraf, çevre, civar, yöre,
dolay.
ıztırap:
kuvvetli acı, aşırı elem,
azap.
illet:
hastalık; sebep, gaye.
inşaallah:
Allah izin verirse.
kulunç:
şiddetli ağrı veren bir
hastalık (özellikle omuz ağrısı).
lillâhilhamd:
Allah’a hamdol-
sun ki!.
maddî:
madde ile alâkalı.
makbul:
kabul edilmiş, geçerli.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
maşaallah:
Allah nazardan
saklasın, ne güzel, Allah koru-
sun.
mecmua:
tertip ve tanzim
edilmiş şeylerin hepsi, kolek-
siyon.
medresetüzzehra:
Bediüzza-
man’ın doğuda (Van) yapılma-
sını idarecilere teklif ettiği, fen
ilimleriyle din ilimlerinin bir-
likte okutulmasını düşündüğü
üniversite.
merak:
endişe.
1...,235,236,237,238,239,240,241,242,243,244 246,247,248,249,250,251,252,253,254,255,...1032
Powered by FlippingBook