Herdemkokarakhemogüzelrayihasından
Çıksamyinebenâlem-ifânîtasasından.
Nurgüllerinaçsın,yinemisklergibitütsün,
Sînemdebucanbülbülütevhidileötsün.
Sensinbizebirneş’everenolgül-ihalis,
Sensinbizehemcümledenâlâ,dahimuhlis.
Eynur-iRisalettengelenbirburhan-ıKur’ân!
Eysırr-ıFurkan’dançıkanhüccet-iiman!
Sendinbizematlub,yinesendinbizemev’ud,
Sayendebugünherkesolurzindevemes’ud.
Heransenibeklervesayıklardıbudünya,
Hakkendinigösterdi,bugünbittiorüya.
Binüçyüzsenedirtoprağadönmüşnicemilyar
Mü’minvemuvahhidsenigözlerdihepeyyar!
Herhepsidesendenyanasöylerdikelâmı
Herhepsideheransanaeylerdiselâmı.
Nurçehreniaçsan,atarakperdeyiyüzden
Söylerbanaruhumyine(1)
Ék
æ«p
?n
j o
är
On
Or
RGÉn
e
Vallah,ezeldenbunubeneyledimezber:
Risalei’n-Nurdurvallahosonmüceddid-iekber.
Yüzlercesened,hemniceyüzlerceişaret,
Eylerbumukaddeskocadavayaşahadet.
Emirdağ Lâhikası – ı | 213 |
selâm:
barış, rahatlık, selamet ve
esenlik dileme.
senet:
güvence, dayanak.
sırr-ı Furkan:
Kur’ân-ı Kerîm’in
sırrı, hikmeti.
sine:
göğüs.
şahadet:
şahit olma, şahitlik, ta-
nıklık.
tevhid:
Allah’ın bir olduğuna
inanma, birleme.
vallahi:
Allah için, Allah hakkı için,
Allah’a yemin ederim anlamına
gelen yemin sözü.
yâr:
sevgili.
zinde:
dinç, sağlam, güçlü, kuv-
vetli.
âlem-i fânî:
fânî dünya, gelip
geçici âlem.
bürhan-ı kur’ân:
Kur’ân’ın de-
lili, Kur’ân’ın ispatı.
çehre:
vecih, yüz.
dava:
takip edilen fikir, iddia.
dem:
an, vakit, saat, zaman.
ezel:
başlangıcı olmayan geç-
miş zaman, öncesizlik.
halis:
gerçek.
hüccet-i imaniye:
iman delil-
leri.
kelâm:
söz, konuşma.
matlup:
talep edilen, istenilen
şey.
mesut:
saadetli, bahtlı, mutlu.
mev’ud:
vaat edilmiş, söz ve-
rilmiş.
misk:
bir ceylan cinsinin erke-
ğinin göbeğinden elde edilen
güzel koku.
muhlis:
ihlaslı, samimî; bir işi
hiç bir karşılık beklemeden sırf
Allah rızası için yapan.
mukaddes:
takdis edilmiş,
kutsal, aziz, temiz.
muvahhit:
tevhit eden, Ce-
nab-ı Hakkın varlığına ve birli-
ğine inanan, Allah’ı birleyen.
müceddid-i ekber:
tecdit
edenlerin en büyüğü, en bü-
yük müceddit.
mü’min:
iman eden, inanan.
nur-i risalet:
peygamberlik
nuru.
rayiha:
koku.
1.
Yakinim artmadı.