Birdembiledüşmezkenonunâhıdilinden,
Kurtuldu,yazıkdertlibeşerderdinelinden.
Oltazegüneş,ülkeyeserptikçeışıklar,
Hepşâdolacak,şevkbulacakkalbikırıklar.
Herkalbesürur,hergözenurdoldubugünden,
Birmüjdeverirsankiobirşanlıdüğünden.
ArzeyleyelimolyüceAllah’aşükürler,
Kalkarbukahrücehlvedalâl,şirkveküfürler.
Olnur-iHudâsaldıziya,kalbesafâhem,
Gösterdibeka,göçtüfena,bulduvefahem.
Çıkmıştışakî,geldinakîgördüadavet,
Eylerdinefiy,olduhafînur-ihidayet.
FışkırdıRisale-iNur,ufuktannur-iRisalet
Olnur-iRisaletverecekemnüadalet.
Allah’aşükür,kalkmadahepcümlekaranlık,
Allah’aşükür,dolmadahepkalbeferahlık.
Allah’aşükür,iştebugünperdeaçıldı,
Âlemlereartıkyinebirneş’esaçıldı.
Artıkbusönükcanlaracanüfledicanan,
Artıkbugönülderdineoleylediderman.
Birfasl-ıbaharbaşladıillerdebugünden,
Birsohbet-igülbaşladıdillerdebugünden.
BendenbanabengitmekiçinRisale-iNurdiyekoştum,
Nurderdinedüştümdedenizlergibicoştum.
Emirdağ Lâhikası – ı | 211 |
nur-i hidayet:
hidayet nuru.
nur-i hudâ:
hidayet verici olan Al-
lah’ın nuru.
nur-i risalet:
peygamberlik nuru.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
adı.
safa:
rahat ve huzurlu olma, gönül
şenliği.
sürur:
sevinç, mutluluk.
şâd:
sevinçli, neşeli, memnun,
mutlu, bahtiyar.
şaki:
haydut, yol kesen, her türlü
günahı işleyebilen.
şevk:
şiddetli arzu, aşırı istek ve
heves.
şirk:
Allah’a ortak koşma, Al-
lah’tan başka yaratıcının bulundu-
ğuna inanma.
şükür:
teşekkür.
ufuk:
çekülün gösterdiği dikey
çizgi ile gözlemci üzerinden geçen
düzlem.
vefa:
sözünde durma, sözünü ye-
rine getirme, sözünü tutma.
ziya:
ışık, aydınlık, nur.
adalet:
kanun ve düzen haki-
miyeti.
adavet:
düşmanlık, husumet.
âlem:
dünya, cihan; bütün ya-
ratılmışlar.
arz:
sunma.
beka:
bâkîlik, ebedîlik, sonsuz-
luk.
beşer:
insan, insanlık.
canan:
sevgili, gönül verilmiş.
cehil:
cahillik, bilgisizlik.
dalâl:
doğru yoldan çıkma,
sapma, azıp eğri yola sapma.
dem:
an, vakit, saat, zaman.
derman:
ilaç, çare.
emn:
güven, eminlik, korku-
suzluk.
fasl-ı bahar:
ilkbahar.
fenâ:
ölümlü, geçici.
ferah:
gönül açıklığı, sevinç,
sevinme.
hafî:
gizli, saklı.
kahr:
büyük eziyet, cefa, zu-
lüm.
küfür:
imansızlık, dinsizlik.
nakî:
temiz, pak.
nefiy:
inkâr etme.