Emirdağ Lâhikası - page 207

HasretlenedenağladılarÂdemveHavva?
Kimdendibuyıllarcasürenkoskocadava?
Hemâh,nedenterkedilipRavza-iCennet,
Birdâr-ıkararoldunedenâlem-imihnet?
NurşehriolanTur’daodemHazret-iMûsa,
Esrar-ıkelâmhepçözülüpbuldutecellâ.
BirparçaZebur’danokusaHazret-iDavud,
Başlardıhemensankibüyükmahşer-imev’ud.
Bilmemkineden,yelvesularheponudinler?
Bilmemkineden,hepişitenâhdiyeinler?
MahlûkubütünkendinerâmettiSüleyman,
Nerdendibukuvvet,onakimdendibuferman?
Yellerleuçanşanlıbüyüktaht-ımukaddes,
Esrar-ıezeldenodaduymuşyinebirses.
Olhangiacipsırki,çıkargöklereİsa,
Kimdirçekilençarmıha,kimdiryineYuda?
NurderdiiçintahtınıterkeylediEdhem,
Birbaşkasınıntahtıolurderdinemerhem.
Çokşahs-ıvelî,nurilehemettikanaat,
Çokşahs-ıdenî,nurilehembuldukeramet.
Herhepsidepervanesi,üftadesinurun,
Herhepsimuamma,gücüyetmezbuşuurun.
FillerlevarıpKâbe’ye,hemEbrehezalim;
İsterdiki,yapsınnicebintürlümezalim...
Emirdağ Lâhikası – ı | 207 |
boyun eğmiş, emrine girmiş.
ravza-i Cennet:
Cennet bahçesi.
sır:
gizlenen gerçek, saklanan bilgi.
şahs-ı denî:
kötü kimse, alçak kişi.
şahs-ı velî:
velî kimse, büyük şa-
hıs, büyük kimse.
şuur:
akıl, bilinç.
taht:
hükümdar makamı, hüküm-
darlık.
taht-ı mukaddes:
mukaddes taht,
kutsal makam.
üftade:
âşık.
zalim:
zulmeden, acımasız ve hak-
sız davranan.
Zebur:
Hz. Davud’a (as) nazil olan
mukaddes kitap.
acip:
tuhaf, hayrette bırakan.
âlem-i mihnet:
sıkıntı, dert ve
zahmet dünyası.
çarmıh:
dört çivi, suçlunun öl-
dürülmek amacıyla çivilendiği
haç biçimindeki darağacı.
dâr-ı karar:
karar kılınacak,
durulacak yer; Cennet.
dava:
takip edilen fikir, iddia,
ülkü.
dem:
an, vakit, saat, zaman.
Ebrehe:
Hz. Muhammed’in
(asm) doğumundan elli gün
kadar evvel Kâbe’yi yıkmaya
gelen Habeş ordusu kuman-
danı.
ferman:
emir, buyruk.
hasret:
özlem.
kanaat:
az gözlü olmadan hırs
göstermeden kısmetine razı
olmak, elindeki ile yetinmek.
keramet:
Allah’ın velî kulla-
rında görülen olağanüstü hâl-
ler veya tabiatüstü hâdiseler.
mahlûk:
yaratık, Allah tarafın-
dan yaratılmış olan.
mahşer-i mev’ud:
vaat edil-
miş, söz verilmiş mahşer.
merhem:
ilaç; acıyı, kederi
teskin eden şey.
mezalim:
zulümler, haksızlık-
lar, eziyet ve işkenceler.
muamma:
karışık, manası zor
anlaşılır şey, anlaşılmayan, an-
lamı gizli ve güç anlaşılır söz.
pervane:
geceleri ışığın etra-
fında dönen küçük kelebek,
gece kelebeği.
râm:
teslim olmuş, itaat eden,
1...,197,198,199,200,201,202,203,204,205,206 208,209,210,211,212,213,214,215,216,217,...1032
Powered by FlippingBook