EDHEM:
Risale-i Nur’da, Sandıklı Alamescit köyü imamı, Ethem Hoca, İbrahim Ethem, gibi farklı
şekillerde anılmaktadır. Balıkesir’in Sandıklı Alamescit köyünde imamlık yapan Ethem Hoca, çocuklara
Kur’ân okutmuş, Risale-i Nur’un neşrine çalışmış, birçok insanın Risale-i Nur dairesine girmesine vesile
olmuştur.
EFLÂTUN (ÖL. M.Ö. 347):
İslâm felsefesi üzerinde önemli etkileri olan İlk Çağ Yunan filozoflarından
biridir. Kendisine omzunun veya alnının genişliğinden dolayı Platon denmiş ve tarih boyunca hep bu
adla anılmıştır. Arapçada “p” sessizinin bulunmaması ve yan yana iki sessiz harfin telâffuzundaki güçlük
sebebiyle adı, İslâmî literatürde Felâtun veya daha yaygın olan Eflâtun şeklini almıştır. Hocası Sokrat’ın
demokrasi adına idam edilmesinin ıztırabını yaşayan Eflâtun’un felsefesini, bu sebeple sosyal düzen
ve insanın saadeti meseleleri teşkil eder. Eflâtun’un en önemli hocası Sokrat olmakla beraber, Kritilos,
Timaios, Arkitas, şair Homeros ve Hesiodos gibi şahsiyetler onun fikir ve ilham kaynaklarından
bazılarıdır. Tarihe “Akademi” olarak geçen okulun da kurucusu olan Eflâtun’un en ünlü talebesi
Aristo’dur. Eflâtun m.ö. 347 yılında, seksen yaşlarında iken ölmüş ve Akademi’nin bahçesine
defnedilmiştir. Eserleri: Devlet, Devlet Adamı ve Kanunlar.
EMİN (ÇAYCI EMİN):
Aslen Vanlı olan Çaycı Emin’in ismi Yemen Beydir; fakat Bediüzzaman
Hazretleri bu ismi Emin Bey olarak değiştirmiştir. Soyadı kanunundan sonra ise Çayırlı soyadını almıştır.
Çaycı Emin olarak bilinmesi ise çay ocağı işletmesinden dolayıdır.
Kendisi 1925’den sonra Şeyh Said İsyanı bahane edilerek batıya sürülen doğudaki aşiret beylerinden
bir tanesidir. Kastamonu’ya sürgün edildikten sonra Nasrullah Camiinin şadırvanında bir çay ocağı
işletmeye başladı. Emin Bey 1936 yılında çay ocağını işletmeye devam ettiği günlerde, yeni sürgün
edilmiş olan ve sadırvana su almaya gelen Bediüzzaman Hazretleriyle görüştü. İlk görüşmesinde
Bediüzzaman’ın, “Beni takip ediyorlar, bana yaklaşma, sana zararım dokunur” ikazıyla fazla
konuşamayan Emin Bey daha sonra Bediüzzaman’ın Çarşı Polis Karakolunda kaldığını öğrendi ve çeşitli
vesilelerle görüşmeye muvaffak oldu. Emin Bey Kastamonu’da kaldığı müddetçe uzun süre
Bediüzzaman Hazretlerine hizmet etmiştir. 1943 senesinde Bediüzzaman ve diğer Nur Talebeleriyle
beraber sevk edildikleri Denizli Mahkemesinde yargılandı ve 9 ay hapis yattı. Emin Bey 1967 senesinde
Van’da geçirdiği bir trafik kazası sırasında yanarak şehit oldu.
EYYUB:
Kur’ân-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerdendir. Hz. Eyyub, rivayetlere göre baba
tarafından Hz. İshak’ın, anne tarafından Hz. Lut’un soyundandır. Cenab-ı Hak, onu musibet ve belâlara
karşı, sabır ve teslimiyette insanlara örnek göstermek için, büyük bir imtihana tâbi tutmuştur. O ise
çektiği sıkıntı ve hastalığa halis bir kulluk ve Allah’ın hediyesi nazarıyla bakmış, sabır içinde şükretmiş
ve bir sabır timsali olarak insanlık tarihine geçmiştir. Hz. Eyyub’a kavminden üç veya yedi kişinin iman
ettiği ve kendisinin 93 veya 140 yaşlarında vefat ettiği rivayet edilmiştir.
-F-
FEVZİ ÇAKMAK:
(1876-1950) Asıl adı Mustafa olan Fevzi Paşa, müşir Fevzi, Mareşal Fevzi Çakmak
olarak bilinir. Tasavvufla ilgilenmesini sağlayan dedesi tarafından kendisine Fevzi lakabı verilen Fevzi
Çakmak, Harbiyedeki üstün zekasıyla hocalarının dikkatini çekti ve bu şekilde erkan-ı harp sınıfına
alındı. 1898’de kurmay yüzbaşı, 1901’de kolağası, 1902’de binbaşı, 1907’de 37 yaşında miralay oldu.
Balkan savaşları sırasında çeşitli görevlerde bulunan Fevzi Çakmak, savaştan sonra 1913’te Ankara’da
bulunan Beşinci Kolordu Kumandanlığına tayin edildi. 1915’te mirliva rütbesine terfi ederek
kolordusuyla birlikte Çanakkale savaşlarına katıldı. Çanakkale savaşlarından sonra doğu cephesinde
Kafkas Kolordusu Kumandanlığı ve İkinci Kolordu Kumandanlığı yapan Fevzi Çakmak, Halep’teki Yedinci
Ordu Kumandanlığı sırasında, Filistin ve Şeria’da İngilizlere karşı giriştiği savaşlardaki başarılarından
dolayı ferik rütbesine yükseltildi. Mondros Mütarekesinden sonra 1918’de Erkan-ı Harbiye-i Umumiye
Reisliğine getirilen Fevzi Çakmak, Anadolu’daki millî mücadele hareketine destek verdi. Erkân-ı Harbiye-i
Umumiye reisliği görevinden azledildikten sonra çeşitli görevlerde bulundu ve İstanbul’un da işgal
BARLA LÂHİKASI | 633 |
Ş
AHIS
B
İLGİLERİ