Barla Lâhikası - page 38

anlaşılıyor ki, mu’cizat-ı Kur’âniye ve mu’cizat-ı Ahmedi-
yenin bir nevi kerametidir ki, o âyinelerde tecelli ve te-
messül ediyor.
İkinci İşaret:
Hizmet-i Kur’âniyeye ait inayat-ı Rab-
baniyenin ikincisi şudur ki: Cenab-ı Hak, benim gibi ka-
lemsiz, yarım ümmî, diyar-ı gurbette kimsesiz, ihtilâttan
men edilmiş bir tarzda; kuvvetli, ciddî, samimî, gayyur,
fedakâr ve kalemleri birer elmas kılıç olan kardeşleri ba-
na muavin ihsan etti. Zayıf ve âciz omuzuma çok ağır ge-
len vazife-i Kur’âniyeyi, o kuvvetli omuzlara bindirdi, ke-
mal-i kereminden yükümü hafifleştirdi.
O mübarek cemaat ise, Hulûsî’nin tabiriyle telsiz tel-
grafın ahizeleri hükmünde ve Sabri’nin tabiriyle Nur fab-
rikasının elektriklerini yetiştiren makineler hükmünde ay-
rı ayrı meziyetleri ve kıymettar muhtelif hasiyetleriyle be-
raber, yine Sabri’nin tabiriyle bir tevafukat-ı gaybiye
nev’inden olarak, şevk ve sa’yügayret ve ciddiyette birbi-
rine benzer bir surette esrar-ı Kur’âniyeyi ve envar-ı ima-
niyeyi etrafa neşretmeleri ve her yere eriştirmeleri ve şu
zamanda (yani hurufat değişmiş, matbaa yok, herkes en-
var-ı imaniyeye muhtaç olduğu bir zamanda) ve fütur ve-
recek ve şevki kıracak çok esbap varken, bunların fütur-
suz, kemal-i şevk ve gayretle bu hizmetleri, doğrudan
doğruya bir keramet-i Kur’âniye ve zahir bir inayet-i İlâ-
hiyedir.
Evet, velâyetin kerameti olduğu gibi, niyet-i halisanın
dahi kerameti vardır. Samimiyetin dahi kerameti vardır.
âciz:
eli yetmez, gücü yetmez,
güçsüz.
âyine:
ayna, mir’at.
cemaat:
topluluk, bir yere top-
lanmış insanlar, takım, bölük.
ciddî:
mühim, önemli.
diyar-ı gurbet:
gurbet diyarı, ya-
bancı memleket, gurbet ili.
elmas:
çok kıymetli bir mücev-
her.
envar:
nurlar, ziyalar, aydınlıklar,
ışıklar, parlaklıklar.
esbap:
nedenler, sebepler, vası-
talar.
esrar:
sırlar, gizlenilen ve bilin-
meyen şeyler, aklın eremeyeceği
şeyler.
fedakâr:
kendini veya şahsî men-
faatlerini hiçe sayan, feda eden.
fütur:
zayıflık, gevşeklik, bezgin-
lik, usanma, usanç, bıkma.
gayret:
büyük faaliyet, alışılmışın
üstünde çalışma, uğraşma.
gayyur:
çok gayretli, çok çalış-
kan.
hasiyet:
özellik.
Hizmet-i Kur’âniye:
Kur’ân’ın
hizmeti.
huruf:
harfler, isim ve fiil olma-
yan kelimeler.
hükmünde:
değerinde.
ihsan:
iyilik etme, güzel davran-
ma, bağışlama, ikram etme, lütuf,
bağış, yardım.
ihtilât:
karışıp görüşme, ilişkide
bulunma, beraber yaşama.
inayet:
yardım, ihsan, lütuf.
işaret:
nişan, alâmet, iz.
kemal:
olgunluk, yetkinlik, tam-
lık; kusursuz, tam ve eksiksiz ol-
ma; erginlik, mükemmellik.
keramet:
olağanüstü hal.
kerem:
cömertlik, lütuf, ihsan,
bağış; bu vasıflara sahiplikten do-
ğan yardım severlik, hayır ve gü-
zel işler.
kıymettar:
kıymetli, değerli, pa-
halı.
matbaa:
basım evi; kitap, dergi,
gazete v.b. şeylerin basıldığı yer.
men:
yasak etme, durdurma,
mâni olma, bırakmama, bir şeyi
diriğ etme, bir şeyin yapılmasını
engelleme, esirgeme, vermeme,
önleme.
meziyet:
bir kişiyi başkalarından
ayıran veya yücelten vasıf, üstün-
lük vasfı, değerlilik, yüksek
karekter, fazilet.
mu’cizat:
mu’cizeler, Allah ta-
rafından verilip, yalnız pey-
gamberlerin gösterebilecek-
leri büyük harika işler.
muavin:
muavenette bulu-
nan, yardım eden, yardımcı.
muhtelif:
türlü türlü, çeşitli,
çeşit çeşit, farklı.
mübarek:
hayırlı, mutlu, kut-
lu, uğurlu.
neşir:
yayım, yayın.
nev:
cins, türle ilgili.
niyet-i halise:
halis olan ni-
yet, her türlü hileden, riya-
dan, kötülükten uzak olan ni-
yet, samimî olan gaye.
sa’y:
çalışma, çabalama, gay-
ret etme, iş görme, emek sarf
etme.
samimî:
içten, candan, gönül-
den, kalbî, menfaatsiz, riyasız.
suret:
şekil, biçim.
şevk:
şiddetli arzu, aşırı istek
ve heves.
tabir:
yorum, yorumlama.
tarz:
durum.
temessül:
bir şekil ve surete
girme, cisimlenme.
tevafukat:
tevafuklar, uy-
gunluklar, raslantılar, birbirine
uygun gelişler.
vazife-i Kur’âniye:
Kur’ân’la
ilgili vazife, Kur’ân vazifesi.
velâyet:
velîlik, ermişlik, Al-
lah dostluğu.
yani:
kıvama gelmiş, olmuş,
pişkin.
yarım ümmî:
okuma yazma-
sı olduğu hâlde, hızlı yazı ya-
zamayan..
zahir:
açık, belli, meydanda.
zaif:
sağlam olmayan, daya-
nıksız.
| 38 | BARLA LÂHİKASI
1...,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37 39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,...720
Powered by FlippingBook