Asâ-yı Mûsa - page 230

gönderecek muhit bir kudret ve flamil bir hikmet sende
varsa; ve yüzümüzdeki sikke-i kudret bir olan bütün git-
mifl ve gelecek emsalimizi icat edecek bir iktidar sende
varsa, belki bana rububiyet dava edebilirsin. Yoksa, hay-
di sus! Benim nev’imdeki karma kar›fl›kl›€a bak›p, ‘par-
mak kar›flt›rabilirim’ deme. Çünkü intizam mükemmel-
dir. o karma kar›fl›k zannetti€in vaziyetler, kudretin ka-
der kitab›na göre kemal-i intizamla bir istinsaht›r. Çün-
kü, bizden çok afla€› olan ve bizim taht-› nezaretimizde
bulunan hayvanat ve nebatat›n kemal-i intizamlar› göste-
riyor ki, bizdeki kar›fl›kl›klar bir nevi kitabettir.
“Hiç mümkün müdür ki, bir haliçenin her taraf›na ya-
y›lan bir atk› ipini sanatkârâne yerlefltiren, haliçenin us-
tas›ndan baflkas› olsun? Hem, bir meyvenin mucidi, a€a-
c›n›n mucidinden baflkas› olsun? Hem, çekirde€i icat
eden, çekirdekli cismin sâniinden baflkas› olsun?
“Hem gözün kördür; yüzümdeki mu’cizat-› kudreti,
mahiyetimizdeki havarik-› f›trat› görmüyorsun. e€er gör-
sen, anlars›n ki, benim sâniim öyle bir zatt›r ki, hiçbir
fley ondan gizlenemez, hiçbir fley ona nazlan›p a€›r ge-
lemez. Y›ld›zlar, zerreler kadar ona kolay gelir. Bir ba-
har› bir çiçek kadar sühuletle icat eder. koca kâinat›n
fihristesini kemal-i intizamla benim mahiyetimde derç
eden bir zatt›r. Böyle bir zat›n sanat›na senin gibi camit,
âciz ve kör, sa€›r, parmak kar›flt›rabilir mi? öyle ise sus,
defol git!” der, onu tard eder.
âciz:
zayıf, güçsüz.
camit:
ruhsuz, cansız.
dava:
söz konusu olan, iddia edi-
len.
derç:
koyma, yerleştirme.
emsal:
örnekler, benzer.
fihriste:
içinde bulunanları göste-
ren liste.
haliçe:
ince dokunmuş küçük halı.
havarik-i fıtrat:
yaratılış harikala-
rı.
hayvanat:
hayvanlar.
hikmet:
her şeyin belirli gayelere
yönelik olarak, manalı, faydalı ve
tam yerli yerinde olması.
icat:
meydana getirme, yapma.
iktidar:
güç yetme, kuvvet.
intizam:
düzgün olma.
istinsah:
örneğini çıkarma, çoğalt-
ma.
kader:
Cenab-ı hakkın meyda-
na gelecek hâdiseleri olmadan
önce takdir etmesi, plânlama-
sı.
kâinat:
bütün âlemler, varlık-
lar.
kemal-i intizam:
tam ve ek-
siksiz düzen.
kitabet:
yazma.
kudret:
kuvvet, iktidar.
mahiyet:
nitelik, bir şeyin iç
yüzü.
mahiyetimde:.
mucit:
icat eden, meydana
getiren, yaratan.
mu’cizat-i kudret:
kudret
mu’cizeleri, İlâhî gücün harika-
ları.
muhit:
kuşatan.
mükemmel:
kusursuz.
nebatat:
bitkiler.
nevi:
çeşit.
rububiyet:
rablık; Allah’ın her
bir varlığa muhtaç olduğu şey-
leri vermesi, onları terbiye
edip idare ve hâkimiyeti altın-
da bulundurması.
sanat:.
sanatkârâne:
bir sanatkâra
yakışacak şekilde.
sâni:
yapan, yaratan Allah.
sikke-i kudret:
kuvvet, güç
mührü.
sühulet:
kolaylık.
şamil:
içine alan, kaplayan.
taht-i nezaretimizde:.
tard:
kovmak, uzaklaştırma.
Zat:
azamet ve ululuk sahibi
Allah.
zerre:
maddenin en küçük
parçası.
BirinCi mevkIf / 32. sÖZ
| 230 |
i
kinci
H
üccet
-
i
i
ManiYe
AsA-yı MûsA
1...,220,221,222,223,224,225,226,227,228,229 231,232,233,234,235,236,237,238,239,240,...570
Powered by FlippingBook