"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üç Aylarda Risale-i Nur okumakla tefekkürî ibadet

Risale-i Nur'dan
20 Nisan 2018, Cuma
Seksen küsur sene manevî ve bâkî bir ömrü kazandırmak sırrını taşıyan Şuhur-u Selâsenizi ve Leyle-i Regaibinizi bütün ruhumla tebrik ediyorum.

İki üç gün evvel, Yirmi İkinci Söz tashih edilirken dinledim. Gördüm ki içinde hem küllî zikir, hem geniş fikir, hem kesretli tehlil, hem kuvvetli iman dersi, hem gafletsiz huzur, hem kudsî hikmet, hem yüksek bir ibadet-i tefekküriye gibi nurlar var. Bir kısım şakirdlerin ibadet niyetiyle risaleleri ya yazmak veya okumak veya dinlemekliğin hikmetini bildim, “Bârekâllah” dedim, hak verdim.

Kastamonu Lâhikası, mektup no: 154, s. 260

***

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Hizbü’l-Kur’ânü’l-Muazzam’ın hem fevkalâde ehemmiyeti, hem faydaları, hem okumasında hiçbir vesvesenin gelmemesi, hem bütün Kur’ân’ın en sevaplı âyetlerinin ihtivası, hem Resâil-i Nuriye’nin bütün esaslarını ve hakikatlerini cem’ etmesi, hem herkese, hususan her vakit bütün Kur’ân’ı okumaya fırsat bulamayan ve hafız olmayanlara tamam Kur’ân’ın bir numune-i kudsîsi, hem tamam Kur’ân’ın tevafuklu tab’ında bir misal-i musağğarı ve müjdecisi, hem maddî ve lafzî ve mânevî parlak bir i’caz göstermesi gibi pek çok hasiyetleri var ve bu şuhur-u mübarekedeki pek çok bereketlere ve nurlara ve sevaplara medardır ve onun tab’ına ve neşrine çalışmışlara çok büyük hayırlar kazandırır.

Emirdağ Lâhikası, mektup no: 15, s. 62

***

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Bu şuhur-u mübarekede, Nurcuların şirket-i maneviyesine inşaallah pek çok kudsî servet girecek. Herbir Nurcu, binler lisanla ve yüzer kalemle çalışacak gibi kâr kazanacak. Ve bu mübarek ve çok bereketli aylarda beş tarzda ibadet sayılabilen kalemle Zülfikar-ı Mu’cizat mecmuasına hizmet edenler, tam bahtiyardırlar. Fakat yazıdan ziyade sıhhatine dikkat etmek lâzım ve elzemdir.

Emirdağ Lâhikası, mektup no: 108, s. 198

***

Aziz, Sıddık, Sarsılmaz, Usanmaz, Çekinmez, Çekilmez Kardeşlerim!

Evvelâ: Bu yaz derd-i maişet cihetiyle ve bu şuhur-u selâse, ibadet haysiyetiyle bir derece Nurların kitabetine fütur verebilir diyenlere beyan ederiz ki: Bilâkis yazmaya şevk verir ve vermek gerektir. Çünkü Nur’un hizmeti hem maişet hem rahat-ı kalbe bereketleriyle yardım ettiği gibi ibadet-i tefekkürî nev’inden olması cihetiyle mübarek ayların sevaplarına büyük yardımı olur.

Emirdağ Lâhikası, mektup no: 109, s. 199

LÛ­GAT­ÇE:

Hizbü’l-Kur’ânü’l-Muazzam: Risale-i Nur’da geçen âyetlerin toplandığı mecmua.

ibadet-i tefekkürî: Tefekkürle yapılan ibadet; mahlûkattaki deliller yoluyla Allah’ın varlığı, birliği, isim ve sıfatları üzerinde düşünerek iman mertebelerinde yükselmek.

***

Medrese-i Yusufiye Mektupları

Az bir inhiraf, Nur dairesine pek büyük zararı olur

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Hizb-i Nurî’den, Feyzilerin yanında iki nüsha var. Eğer onlara lüzum yoksa birisi bana gönderilsin veya Mehmed Feyzi, daha bir nüshayı yazsın. Hem Ramazaniye Risalesi ve matbu Âyetü’l-Kübra burada bulunmak lâzımdır. Mabeyninizdeki gerginliği çabuk tamir ediniz. Sakın sakın, az bir inhiraf Nur dairesine pek büyük zararı olacak, sıkıntıdan gelen hislere kapılmayınız. Sobamın patlaması bu musibete işaret idi.

Said Nursî

***

Aziz, Sıddık Kardeşlerim Hüsrev ve Mehmed Feyzi, Sabri!

Ben sizlere bütün kanaatimle itimad edip istirahat-i kalple kabre girmek ve Nurların selâmetini size bırakmak bekliyordum ve hiçbir şey sizi birbirinden ayırmayacak biliyordum. Şimdi dehşetli bir plânla Nurun erkânlarını birbirinden soğutmak için resmen bir iş’ar var. Madem sizler lüzum olsa birbirinize hayatınızı, kuvvet-i sadâkatiniz ve Nurlar’a şiddetli alâkanızın muktezası olarak feda edersiniz; elbette gayet cüz’î ve geçici ve ehemmiyetsiz hissiyatınızı feda etmeye mükellefsiniz. Yoksa kat’iyen bizlere bu sırada büyük zararlar olacağı gibi Nur dairesinden ayrılmak ihtimali var diye titriyorum. Üç günden beri hiç görmediğim bir sıkıntı beni tekrar sarsıyordu. Şimdi kat’iyen bildim ki göze bir saç düşmek gibi az bir nazlanmak, sizin gibilerin mabeyninde hayat-ı Nuriyemize bir bomba olur. Hatta size bunu da haber vereyim: Geçen fırtına ile bizi alâkadar göstermeye çok çalışılmış. Şimdi mabeyninizde az bir yabanîlik atmaya çabalıyorlar. Ben sizin hatırınız için, her birinizden on derece ziyade zahmet çektiğim halde sizden hiçbirinizin kusuruna bakmamaya karar verdim. 

Siz dahi haklı ve haksız olsa benlik yapmamak, üstadımız olan şakirdlerin şahs-ı manevîsi namına istiyorum. Eğer o acib yerde beraber bulunmaktan gizli parmaklar karışıyorlar, biriniz Tahirî’nin koğuşuna gidiniz.

Said Nursî

***

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Rica ederim, üçünüzün hakkında birbirinden ziyade gücenmeye ehemmiyet verdiğimden gücenmeyiniz. Çünkü Hüsrev’le Feyzi’de benim gibi insanlardan tevahhuş ve sıkılmak var. Hem birbirine bir derece meşrebçe ayrıdırlar. Ve Sabri ise akraba ve tarz-ı maişet cihetinde hayat-ı içtimaiye ile birkaç vecihte alâkadar ve ihtiyata mecburdur. İşte üçünüz bu ihtilâf-ı meslek ve meşreb haysiyetiyle o dağdağalı koğuşta ve sıkıntılı kalabalık içinde her halde tam tahammül ve sabır edemediğinizden ben telâş edip vesvese ediyorum. Çünkü pek az bir muhalefet bu sırada pek zararı var.

Said Nursî

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 529-30

LÛ­GAT­ÇE:

Hizb-i Nurî: Risale-i Nur’dan tevhid hakikatlerini ihtiva eden, evrad makamında da okunabilen Arabî bir risale.

inhiraf: başka bir tarafa meyletme, sapma, dönme.

Okunma Sayısı: 3545
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı