"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstibdat, cehalet cihetiyle şimdi hükümferma

Risale-i Nur'dan
17 Ekim 2022, Pazartesi
Sekizinci Sual: Bir fırka kendisine bir imtiyaz taksa, herkesin en hassas nokta-i asabiyesine daima dokundura dokundura zorla herkesi meşrutiyete muhalif gibi gösterse ve herkes de onların kendilerine taktığı ism-i meşrutiyet altında olan muannid istibdada ilişmiş ise, acaba kabahat kimdedir?

Dokuzuncu Sual: Acaba bahçıvan bir bahçenin kapısını açsa, herkese ibahe etse, sonra da zayiat vuku bulsa; kabahat kimdedir?

Onuncu Sual: Fikir ve söz hürriyeti verilse, sonra da muaheze olunsa; acaba bîçare milleti ateşe atmak için bir plân olmaz mı? Böyle olmasa idi, başka bahaneyle mevki-i tatbike konulacağı hayale gelmez mi idi?

On Birinci Sual: Herkes meşrutiyete yemin ediyor. Halbuki ya müsemma-i meşrutiyete kendi muhalif veya muhalefet edenlere karşı sükût etse, acaba keffaret-i yemin vermek lâzım gelmez mi? Ve millet yalancı olmaz mı? Ve masum olan efkâr-ı umûmiye; yalancı, bunak ve gayr-i mümeyyiz addolunmaz mı?

Elhâsıl: Şedid bir istibdat ve tahakküm, cehalet cihetiyle şimdi hükümfermadır. Güya istibdat ve hafiyelik tenâsuh etmiş. Ve maksat da Sultan Abdülhamid’den istirdad-ı hürriyet değilmiş. Belki, hafif ve az istibdadı, şiddetli ve kesretli yapmakmış!

Yarım Sual: Nazik ve zayıf bir vücud ki, sivrisineklerin ve arıların ısırmasına tahammül edemediği için, gayet telâş ve zahmetle onları def’e çalışırken; biri çıksa, dese ki: “Maksadı sivrisinekleri, arıları def’ etmek değil, belki büyük aslanı ikaz edip kendine musallat etmek ister.” Acaba böyle demekle hangi ahmağı kandıracaktır?

Sualin diğer yarısı çıkmaya izin yoktur.

Tarihçe-i Hayat, s. 85

LÛ­GAT­ÇE:

efkâr-ı umûmiye: kamuoyu.

gayr-i mümeyyiz: temyiz çağına gelmemiş, iyi ile kötüyü birbirinden ayıramayan.

hafiyelik: başkaları hakkındaki gizli işleri araştırıp haber verme işi.

hükümferma: hüküm süren, 

hükmünü geçiren.

ibahe: mübah kılmak, helâl etmek, sevap veya günah olmamak, bir şeyin yasak ve haram olmaktan çıkması, izin vermek.

istibdat: kanuna ve nizâma tâbî olmayan, keyfî, baskıcı yönetim; zulüm ve tahakküm.

istirdad-ı hürriyet: hürriyeti geri almak.

muaheze: sorgulama, hesaba çekme.

muannid: inatçı.

müsemma-i meşrutiyet: meşrutiyetin isim olduğu mana, meşrutiyet denilen şey.

şedid: şiddetli.

tahakküm: zorbalık etme; zorla hükmetme, manevî baskı.

tenâsuh: bir suret çıkarıp başka bir suret giyme, başka bir şekle bürünme.

Okunma Sayısı: 1506
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    17.10.2022 11:46:04

    "Nazik ve zayıf bir vücud ki, sivrisineklerin ve arıların ısırmasına tahammül edemediği için, gayet telâş ve zahmetle onları def’e çalışırken; biri çıksa, dese ki: “Maksadı sivrisinekleri, arıları def’ etmek değil, belki büyük aslanı ikaz edip kendine musallat etmek ister.” Acaba böyle demekle hangi ahmağı kandıracaktır? Sualin diğer yarısı çıkmaya izin yoktur. " Yarım sual dahi çok suallere kapı açıyor. Bu sualler müzakereli bir şekilde anlamaya çalışmak elzemdir. Böylece daha fazla anlamanın ve yaşamanın yolu açılacaktır...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı