Umum millet-i İslâm’ın ferdî bir misal-i müşahhası olunuz. Şimdiki gibi bir şahıs değil, bir millet kadar büyüyeceksiniz. Zira, maksadın büyümesiyle himmet de büyür.
“İslâmiyet milliyeti” denilen, mazi derelerinde ve hal sahralarında ve istikbal dağlarında haymenişin olan ve Salâhaddin-i Eyyubî ve Celâleddin-i Harzemşah ve Sultan Selim ve Barbaros Hayreddin ve Rüstem-i Zâl gibi, ecdatlarınızdan emsalleri gibi dâhî kahramanlarla bir çadırda oturan bir aile gibi, herkesi başkasının haysiyet ve şerefiyle şereflendiren ve hayat-ı ulviyenin enmûzeci olan İslâmiyet milliyeti size emr-i kat’î ile emrediyor ki, tâ her biriniz umum İslâm’ın ma’kes-i hayatı ve hâmî-i saadeti ve umum millet-i İslâm’ın ferdî bir misal-i müşahhası olunuz. Şimdiki gibi bir şahıs değil, bir millet kadar büyüyeceksiniz. Zira, maksadın büyümesiyle himmet de büyür. Ve hamiyet-i İslâmiyenin galeyanıyla ahlâk da tekemmül ve teâlî eder.
Hem de “Meşrûtiyet-i meşrûa” denilen, dünyada beşer saadetinin bir sebebi ve hâkimiyet-i milliyeyi temin ile makine-i hayatın buharı olan hürriyetteki irade-i cüz’iyeyi istibdat ve tahakkümün belâsından kurtaran meşveret-i şer’iyenin mâyesiyle mayalandıran Meşrûtiyet-i meşrûa, sizi herkes gibi imtihana dâvet ediyor ki sinn-i rüşde bülûğunuzu ve vasîye adem-i ihtiyacınızı görmek istiyor. İmtihana hazırlanınız.
Mevcudiyetinizi ittihadla gösteriniz ve hamiyet-i diniye-i millî ile fikir ve vicdan-ı şahsiyenizi milletin kalp ve akl-ı müştereği gibi gösteriniz. Yoksa sıfır çekecek ve şehadetname-i hürriyeti elinize vermeyecektir.
Eski Said Dönemi Eserleri, D.H.Ö., s. 148
LÛGATÇE:
adem-i ihtiyaç: Muhtaç olmama, ihtiyaçsızlık.
enmûzec: Numune, örnek.
hâmî-i saadet: Mutluluğu himaye edip koruyan.
haymenişin: Çadırda yaşayan, göçebe.
istibdat: Kanuna ve nizama tâbi olmayan, keyfî, baskıcı yönetim; zulüm ve tahakküm.
ma’kes-i hayat: Hayatın aynası.
misal-i müşahhas: Şahıslaşmış, somut misal.
sinn-i rüşd: Olgunluk yaşı.
vasî: Koruyucu, vesayetçi.