İzmir seyahatimde Ödemiş İlçesi’nin tarihî bir beldesi olan Birgi’ye gittim.
Bu şirin beldeye girer girmez ilk dikkatimi çeken, eski Birgi tarihi evleri oldu. Birgi, sahip olduğu tarihî ve kültürel zenginlikleriyle adeta bir açık hava müzesi. Bu belde tarihî evleri, konakları, camileri ve türbeleri gibi pek çok mekânlarıyla bir tablo kadar güzelliği ile dikkat çekiyor. Burcu burcu tarih kokan Birgi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. Bozdağı eteklerinde, süslü bir gelin gibi hayranlık uyandırıyor.
Bu ruh haliyle, ikindi namazını kılmak için Aydınoğlu Mehmet Bey Camii’ne geçtim. Huzur dolu, huşu içinde kılınan namazdan sonra, cami görevlisiyle tanıştık.
Bize cami ve Birgi tarihiyle ilgili, kısa bilgiler sundu: “Birgi, Bizans İmparatorluğu’nun idaresindeyken, XI. Yüzyılda ilk Türk akınları yapıldığı sırada Selçuklular tarafından ele geçirilmiştir. Selçukluların dağılışından sonra. Beylikler zamanında yine Türk hâkimiyetine girmiş, 1307 yılında Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından Aydınoğlu Beyliği’nin merkezi yapılmıştır. Mehmet Bey 1312 yılında kendi adıyla bu camii inşa ettirmiştir. (Aydınoğlu Mehmet Bey Camii) Buna ilâveten beldede Aydınoğlu medresesi, Aydınoğlu hamamı, kütüphane ve ayrıca insanların hizmetine sunulmuş çok sayıda tarihî eserler mevcuttur. Cami dâhil bütün eserler Selçuklu mimarisine sahiptir. Caminin mimarî özelliği, 15 sütün üzerine konulmuş ahşap tavan, Türkuaz Çinili mihrap, Türk İslâm sanatının en güzel örneklerinden olan minber çivi ve tutkal kullanılmadan (kündekari) tekniği ile yapılmış ağaç oymacılığın en güzel örneklerindendir. Mehmet Bey’in beş oğlundan, büyük oğlu ve iyi bir denizci olan Gazi Umur Bey, İzmir’in fethi sırasında otuz küsur yaşlarında şehit olmuştur.”
Bu tarihi bilgiden sonra, adı geçen tarihî mekânları ve ayrıca Karaoğlu Camii (H. 1174), İmam-ı Birgivi Türbesi ve Çakırağa Konağı’nı hayranlıklar içinde gezmeye doyamadım. Birgi sokakları Selçuklu medeniyetinin hâlâ izlerini taşımaktadır.
Kara taşlarla döşenen sokakları, kaldırımlara belli aralıklarla dikilen çam ağaçları koca gövdesiyle adeta tarihe meydan okuyor. Geceleri sokak aydınlansın diye duvarların içi oyulmuş ve içine kandiller yerleştirilmiş. Birgi, tarihî güzellikleriyle, mânevî iklimiyle Selçuklu ve Osmanlı ecdadımıza hayranlığımızı ve bağlılığımızı bir kere daha pekiştirmiş oldu. Ata yadigârı olan ve Yurdumuzun şirin köşesini süsleyen Birgi’ye selâm olsun.
Rabbim bizleri ecdadımıza lâyık eylesin.