Mahkeme kararıyla basımına izin verilen ve sonra basımına başlanan Risale-i Nur Külliyat’ı 1958 yılı Şubatı’ndan sonra kâğıt bulamayınca kitapların baskısı durdu.
Tüm çabalara rağmen kâğıt bulunamadı. Bediüzzaman’ın talebesi Said Özdemir kâğıt bulmak için İzmit’e SEKA kâğıt fabrikasına gitti ve sorumlu müdürle kâğıt konusunu görüştü. Müdür, “Kesinlikle kâğıt yok” deyince Said Özdemir fabrikadan üzüntü içinde ayrılırken çaresizlik yüreğini dağladı. Said Özdemir kâğıtların onlara verilmesinin görünmez bir el tarafından engellediğini çok iyi biliyordu. Kendi kendine: “Biz bu memleketin evlatlarının imanlarının kurtulması için çalışıyoruz. Onlar bize kâğıt vermiyor” diye söylendi. Bediüzzaman’ın verdiği görevi yerine getirememenin mahcubiyetiyle bedeninin kanı çekildi ve uzun süre gözyaşı döktü. Kâğıt sorununu bir türlü çözemeyen Said Özdemir’in dünyası başına yıkıldı. Görevini tamamlayamama acısı günlerce bir sancı gibi onu sürekli rahatsız etti.
Kâğıt sıkıntısı bir haftasını doldururken İzmit-Karamürsel seferini yapan 72 numaralı Üsküdar vapuru İzmit-gölcük arasında SEKA önlerinde battı. Kazada yüzlerce kişi boğuldu. Pek çoğu da çocuktu. Ertesi gün basında çıkan haberde: “İzmit Körfezi’nde 1 Mart 1958 günü Üsküdar vapuru aniden çıkan fırtınada battı ve 76’sı öğrenci 272 kişi hayatını kaybetti” diye yazdı. Sonraki günlerde ölü sayısı 392’ye yükseldi.
Üsküdar faciası en çok Nur talebelerini üzdü. Ülke genelinde yas devam ederken Üsküdar vapurunda vefat eden çocukların aileleri Ankara’da bir mevlit okutmaya karar verdi. Bu mevlit aynı anda radyoda canlı olarak verilecekti.
Said Özdemir de vaiz olarak bir konuşma yapmak istediğini ailelere bildirdi. Konuşma yapması ailelerce kabul edildi. Bu arada konuşmanın yapılacağı gün 5 Mart 1958 Beraat Kandili’ne rastladığından Said Özdemir Bediüzzaman’a: “Beraat Kandili’nde radyoda ne okuyayım” diye sordu. Bediüzzaman gönderdiği cevabî telgrafta, “17. Mektubu oku” dedi. Bediüzzaman telgrafı Rüştü Çakın tarafından Said Özdemir’e gönderdi. Telgrafta, “İzmit şehitleri münasebetiyle çocuk taziyenamesi münasipse okuyunuz” diye yazıyordu. Bu arada ilk günden beri Bediüzzamanla uğraşan karanlık güçler yine devreye girerek radyo yönetimini etkileyerek Said Özdemir’in konuşma yapmasını engellemek için uğraştılar. Said Özdemir vakit kaybetmeden yönetime “Kardeşim geç kaldınız ben başlıyorum” diyerek radyodaki konuşmasını yaptı. Konuşma 20 dakika kadar sürdü. Konuşma 17. Mektup (Çocuk Taziyenamesi) ve Tarihçe-i Hayat’taki bazı bölümler okunarak yapıldı.
Bediüzzaman Said Özdemir’in konuşmasını arabasının radyosundan dinledi ve o gün radyoda Risale-i Nur’un okunmasından çok memnun olduğunu söyledi. Bu konuşma ertesi gün Ulus Gazetesi’nde “Nurcular dün gece cihad ilan ettiler” diye manşetten haber olarak verildi.
Kaynak:
Taha Çağlaroğlu, Suyu taşıyan nehir Said Özdemir, s. 62-63.