Bizim papaz kardeş, Müslüman olup Mustafa Sungur ismini de aldıktan sonra, artık kilisesinde yeri geldikçe İslâmiyet üzerine de konuşmalar yapmaya başlamış.
Tarık kardeşimiz de müteaddid defalar buna şahit olmuş. Hazreti Muhammed’in (asm) hak Peygamber olduğuna deliller getirip, Hıristiyanlık kaynaklarından bazı konuları aktarırken, “İşte bu konuda Kur’ân-ı Kerîm de şöyle diyor” diye ilâve etmiş. Bu arada Risale-i Nur derslerinin de müdavimi olan Mustafa Sungur, bu derslerin zekî bir muhatabı olduğunu da her vesileyle ispat ediyormuş. Yani eski imanını, Risale-i Nurlar’la tashih ettiğini söylemek hiç de yanlış olmaz.
Buna bir misal olarak, bir Risale dersinde geçen bir temsilin onu nereye bağladığına bir bakalım.
Derste geçen temsil şudur:
“Sen âyineye baksan, eğer âyineye şişe için bakarsan, şişeyi kasten görürsün. İçinde Re’fet’e tebeî, dolayısıyla nazar ilişir. Eğer maksat, mübarek simanıza bakmak için âyineye baktın; sevimli Re’fet’i kasten görürsün, ‘fetaberakellahu ahsenulhalıkîn’ dersin. Âyine şişesi tebeî, dolayısıyla nazarına ilişir. İşte birinci surette âyine şişesi mânâ-yı ismîdir; Re’fet mânâ-yı harfî oluyor. İkinci surette âyine şişesi mânâ-yı harfîdir, yani kendi için ona bakılmıyor, başka mânâ için bakılır ki, akistir. Akis mânâ-yı ismîdir.” 1
Sungur bu dersi nasıl anladığını İncil’den bir cümle aktararak anlatıyor ve diyor ki; Hz .İsa’ya birisi gelerek, “bana Allah’ı göster dediğinde, Hz. İsa ona “bana bak, O’nu görürsün” diyor. Biz Hıristiyanlar olarak o cümleyi, “Bana bak, ben zaten O’nun -hâşa- oğlu olduğum için O’nu görürsün” gibi anlamışız. Ben Risale-i Nur’daki bu temsilden sonra anladım ki, Hz. İsa o kişiye, “Bana bak, ama mana-i harfiyle bak; çünkü ben neye sahipsem benim değil, Allah’ın bana bir ikramıdır. Bana ait gibi görünen her şey O’nundur ve O’nu gösteriyor.” demek istemiş.
Tarık kardeşimizin anlattığına göre, Risale-i Nur okuyarak İslâm’ı seçen papazlara yenileri arkadaş oluyorlar.
Ve son olarak Tarık Bey bize şu önemli ve ibretli bilgiyi aktarıyor:
“Bugün Mustafa Sungur kardeşimizle buluştuk. Kardeşimiz de Peygamberimiz’in (asm) sünnetine ittibaen, ölmeden evvel vasiyetini yazdı.
Yazılı vasiyetinin Türkçe tercümesi şöyledir: ‘Ben (Mustafa Sungur) 2016 Ağustos ayından beridir Müslümanım. Tek bir Allah’a inanıyorum. Öldüğümde İslâmî adet üzere gömülmeyi vasiyet ediyorum ve böylelikle Allah’ın bana rahmet edeceğini umuyorum. Mezar taşıma ise şu âyetin yazılmasını vasiyet ediyorum; “Ben yüzümü Müslüman olarak yerlerin ve göklerin Yaratıcısına çevirdim. Ben müşriklerden değilim.’ (En’am Sûresi 79. âyet)...
Dipnot:
1- bkz. Barla Lâhikası, 270. Mektup.