İstanbul’da kenar semtlerden birinde oturan yaşlı bir kadın, padişahın huzuruna çıkmak istediğini saraydaki görevlilere bildirmiş.
Bunun üzerine sultanın karşısına çıkarılmıştı. Yaşlı kadın, evinin soyulduğunu ve bu olaydan padişahın sorumlu olduğunu söyleyerek, şikâyette bulunur.
Bunun üzerine hiddetlenen Kanunî: Bana bak kadın, sen niçin bu kadar derin uyku uyudun da evinin soyulduğunu duymadın?
Yaşlı kadın: Padişahım! Kusura bakma, biz seni uyanık bilirdik, onun için evimizde rahat uyuyorduk der.
Bu cevap üzerine Kanunî utanarak: Haklısınız diyerek, kadının çalınan mallarının bedelini öder.
Normal çalışan devlet düzeninde halk uyanık olmakla birlikte hayatını ve malını devletin güvencesinde bilir ve ona güvenerek rahat içinde uyur. Kendisinin bilgisi, tecrübesi, kuvveti sınırlı olduğundan onu aşan hadiselerde devletin de sorumluluğu kabul edilmelidir. Yola zarar vermemek bir vatandaşlık görevidir, ama bozuk yolları tamir etmek vatandaşı aşan ve mahallî/ genel idarenin görevidir.
Aynı şekilde vatandaşın bilmediği ülke için veya vatandaş için birçok tehdit unsuru olabilir. Bütün bu kurumların vatandaş için zararlı olup olmadığının birinci derecede tesbit edilmesi sorumluluğu devlet ve onun kurumlarına aittir. Devlet bir yere onay, ruhsat vermiş, izin vermişse artık vatandaş gönül rahatlığı ile bu kurumlarla ilişki kurabilir demektir. İlerde çıkması muhtemel problemler için ilk sorgulanması gereken vatandaş değil devlet olmalıdır. Yani hesabı devlet veya o gücü kullanan siyaset erbabı olmalıdır.
Bediüzzaman Hazretleri Divan-ı Harb-i Örfi’deki müdafaasında şöyle bir soruya cevap ister: Bahçevan kapıyı açsa, ibahe etse, sonra zarar vuku bulsa kabahat kimdedir? Burada bahçe bakıcısının (devlet kurumlarında çalışmakta olan sorumlular bu gruba girebilir) sorumluluğunun bahçeye zarar verenden önce geldiğini hatırlatır.
Bütün bunlar nereden aklımıza geldi? Her gezilerinde dergâhı ziyaretsiz bırakmayan bir ekibin onlara güvenerek irtibat kurdukları kurumlar yüzünden vatandaşın işinden, aşından mahrum bırakılması...
Tekrarlayalım: Bahçevan kapıyı açsa, ibahe etse, sonra zarar vuku bulsa kabahat kimdedir? Ve bu kabahat sahipleri ne zaman kabahatlerinin hesabını vermeyi akıl edecek?