Gerçek hayatta çoğunlukla bîtaraf olanın değil, taraf olanın bertaraf olduğunu görüyoruz. Hele bu taraf olma durumu, kötü bir zamanda yapılmış ise.

Meselâ, I. Dünya Savaşı’nda taraf olmak 600 yıllık Osmanlı’yı yıkmıştır. II. Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin tarafsız kalarak bu savaşın dışında kalması İsmet İnönü’nün en önemli siyasî başarısı kabul edilir. 

Uluslar arası ilişkilerde taraf olmak hele gereksiz yere taraf olmak ülkeye zarardan başka bir şey getirmiyor.

Mısır’da İhvan’dan taraf olarak hem İhvan’a kaybettirdik, hem 82 milyonluk Mısır’ı kaybettik. Biz yarı demokrasi ile yönetilen bir ülke olarak demokrasi adına Mursî’yi desteklerken, tam demokrasi ile yönetilen Avrupa darbeci Sisi’yi destekledi. Mısır’la başta ticarî, ekonomik ilişkilerimiz olmak üzere bütün ilişkilerimiz neredeyse sıfır noktasına geldi. Yani Mısır’da taraf olup bertaraf olduk.

Libya’da önce Kaddafi’nin tarafında olduk, Kaddafi’nin zayıflamasıyla birden Kaddafi’nin tarafında olmaktan vazgeçip tam düşmanı olduk, ama iş işten geçmişti. Artık Libya’da iş yapan inşaat şirketlerimiz ve çalışan on binlerce işçimiz yok. Libya’da taraf olup bertaraf olduk.

İsrail’in tarafında mıyız, değil miyiz anlayan beri gelsin. 

Suriye’de muhaliflerin tarafında, Esad’ın tam karşısında olarak, Suriye’nin istikrarsızlaşmasında taraf olduk. Esad yıkılmadı, ayakta. Suriye’nin istikrarsızlaşması bize bir şey kazandırmadığı gibi, 2.5 milyon Suriyeli kardeşimizi de kucağımıza bıraktı. Yani Suriye’de de taraf olup bertaraf olduk.

Rusya’nın uçağı 12 saniye hava sahamızda kalıp gidecekti, dayanamayıp yine taraf olduk, uçağı düşürdük. S-300’ler değil Suriye sınırında Ege’de bile jetlerimize kilitlenir oldu. Rusya’ya karşı da taraf olup bertaraf olduk.

Başından beri Suriye sorununa, ideolojik manalar yükleyip, Suriye sorununun aslında bir Doğu Akdeniz enerji sorunu olduğunu anlayamadık. ABD, Rusya, diğer Batılı ülkeler ve hatta Çin Doğu Akdeniz petrol ve doğal gaz yatakları için denklemin içine girdiler. Biz ise işi Esad kalsın mı, gitsin mi ile bir papatya falına indirgedik. 

Velhasılı kelâm taraf ola ola bertaraf olduk. Yahu artık taraf olmayın biraz dağınık kalsın.

Adamın birinin üç tel saçı varmış. Aynaya bakar bakar bu üç tel saçıyla gurur duyarmış. Bu üç tel saçı fazla uzayınca kısalttırmak için berbere gitmiş. Berber saçlarını kısaltıp bir güzel de fön çekmiş. Berber adama, “abi saçını ne tarafa tarayayım” diye sormuş. Başında üç tel saçı olan adam tarafsız kalamamış, demiş ki, “sağa tara.” Berber saçları sağa tararken saç telinin biri kopmasın mı? Kalmış iki tel saç. “Abi ne yapayım” diye sormuş berber. Adam yine tarafsız kalamamış, demiş, “sola tara.” Berber sola tararken bir diğeri de kopmasın mı? Kalmış tek saç. Berber yine sormuş: “Abi ne yapayım.” Adam cevap vermiş, “Hele bir bırak kardeşim dağınık kalsın.”  

Bizde üç tel saçımızı, yok Mursî’nin tarafına tara, yok Esad’ın karşısına muhaliflere doğru tara, yok Putin’in uçağının karşısına doğru tara diye diye başımızda kala kala bir saç teli kaldı kalmadı. Kaldıysa bir saç teli, size sesleniyorum a dostlar, bırakın dağınık kalsın. 

Biraz da taraf olma, bekle-gör be kardeşim…