01 Ocak 2014, Çarşamba
“Hikmet-i hükümet ise, saltanatın cenah-ı himayesine iltica eden
mültecilerin taltifini ister. Adalet ise, raiyetin hukukunun muhafazasını ister; ta hükümetin haysiyeti, saltanatın haşmeti muhafaza edilsin.”
Bediüzzaman,Said Nursî
Hazret-i Ömer ve Sa’d ibni Vakkas Hazretleri, İran’a ticaret için gitmişlerdi. Yanlarına aldıkları atı satıp, geri döneceklerdi. Fakat şehrin girişinde bir genç, kalabalık bir grupla önlerini kesip, atı ellerinden aldı. Bu hale üzülen iki dost, bir hana gittiler. Fakat yanlarında bir kuruş para yoktu.
Onların bu üzgün halinden bir şeyler olduğunu anlayan hancı ne olduğunu sordu. Sa’d ibni Vakkas olanları anlatmaya başladı.
Hancı, İbni Vakkas’ı (ra) sessizce dinledi. Anlatılanlardan atı kimin aldığını çıkarmıştı. Bunu hükümdar Nuşirevan’ın oğlundan başka yapmazdı. İki tüccara yol gösterdi:
“Bu yaşadıklarınızı hükümdar Nuşirevan’a anlatın. Hükümdarımız adaletlidir. Size atınızın ücretini verir. Ayrıca anlattıklarınıza göre atınızı alan, hükümdarın oğludur. Hükümdara gittiğinizde ona bu şekilde söyleyin. Hükümdar her sabah çarşıyı gezer, halkın sıkıntılarını dinler. Siz de yarın sabah erkenden çarşıya gidin ve ona derdinizi anlatın.”
Ertesi sabah, Hz. Ömer ve İbni Vakkas (ra) erkenden çarşıya gittiler, hükümdarı beklemeye başladılar. Biraz sonra hükümdar geldi. Halk sıkıntılarını anlatıyor, hükümdar dinliyordu. Ve nihayet sıra Hz. Ömer ve İbni Vakkas’a geldi. Hükümdara başlarından geçenleri anlattılar.
Hükümdar onları dinleyince çok üzüldü. Tercüman, bilerek çeviriyi yanlış yapmış; hükümdara, oğlundan şüphe ettiklerini söylememişti. Hükümdar onlara atın değerinden çok daha fazla altın verdi ve atın aranacağını söyledi.
Hz. Ömer (ra) ve İbni Vakkas (ra), önceki gün kaldıkları hana geri döndüler. Hana ücretini verdiler ve yarın sabah ayrılacaklarını söylediler. Hancı bunlardan çok, hükümdarın nasıl hükmettiğini merak ediyordu. Bu ara hükümdardan bir haber geldi:
“At sahipleri yarın şehri terk etsinler! Fakat giderken biri şehrin kuzey kapısından, biri de güney kapısından çıksın.”
Bunu duyan Ömer (ra) ve İbni Vakkas (ra), diğer gün hükümdarın istediği kapılardan çıkarak şehri terk etmek üzere birbirlerinden ayrıldılar.
Fakat karşılaştıkları zaman ikisi de çok şaşkındı. Çünkü şehrin bir kapısında hükümdarın oğlu, diğer kapısında hükümdara yanlış bilgi veren tercüman asılmıştı.
Okunma Sayısı: 2381
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.