"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstiklâl gazileri ve madalyaları

M. Latif SALİHOĞLU
06 Kasım 2024, Çarşamba
Günün Tarihi: 6 KASIM 1922

Millet Meclisi, Batı Cephesinde yararlılık gösteren subaylara, 6 Kasım 1922’de İstiklâl Madalyası verilmesini kararlaştırıldı. 

Tabiî, her gazilik madalyası “İstiklâl Madalyası” demek değildir. Savaşa katılan Kore ve Kıbrıs gazilerine de madalya verildi. Ancak, bunlar da İstiklâl Madalyası sayılmazlar. Her ikisi de “kahramanlık nişanesi”dir. Hiçbiri küçümsenemez. Ne var ki, birbirinden farklı olan bu madalyalar yer yer birbirine karıştırıldığı için, bu farkı belirtmekte fayda var.

Kahramanlık madalyalarının manevi değeri büyüktür. Bunları asla hafife almamalı.

Bizdeki durum şudur: En kritik bir zamanda bu konu Millet Meclisi’nin gündeme getirildi ve bunun için bir kanun çıkartıldı.

Şöyle ki: Millî Mücadele günlerinde dünyamıza girer “İstiklâl Madalyası”, 29 Kasım 1920’de Meclis’te kabul edilen bir kanun ile belirli usul ve esaslara bağlandı.

Bu kànun, 4.4.1921 tarihli Resmî Gazetede şu metinle yayınlandı: “İstiklâl madalyası, bilfiil kıta başında, cephede veya dahilî isyanların teskininde, hamaset ve fedakârlık asarı gösteren erkân, ümerâ, zabitan, efrat ve millî kahramanlar ile cephe gerisinde ulvî maksadın husûlü için mesai ibraz edenlere ve istiklâl–i millî uğrunda fedayı hayat eden şehitlerin büyük oğluna, yoksa büyük kızına, yoksa pederine, yoksa validesine, o da yoksa zevcesine verilir.”

Günün tarihi itibariyle yaşanan gelişmenin özeti şudur:

6 Kasım 1922 tarihinde, yeni teşkil olunan Ankara’daki Büyük Millet Meclisi tarafından, 26-30 Ağustos tarihlerinde Afyon-Dumlupınar hattındaki Yunan kuvvetlerine karşı muharebeye katılan, buradaki   savaşta yararlılık gösteren 574 subaya “İstiklâl Madalyası” verilmesi kararı alındı.

Bu rakam, beraberinde pek mühim mesajlar da veriyor. Şöyle ki:

Demek ki: Bu hayatî savaşa yüzlerce subayımız ve binlerce Mehmetçiğimiz katılmış. Şehit olan subayların dışında, 574 kahraman kurtulabilmiş.

Demek ki: “Tek adam”cı bazılarının binden bire indirgemeye çalıştığı o büyük zaferin şerefi, yüzlerce subaya, binlerce askere ait imiş.

Demek ki: Yakın tarihimizin gerçekleri, yeni nesillere olduğu gibi yansıtılmıyor. Yansıtılmış olsaydı eğer, İstiklâl Zaferi’nin şeref ve itibarı birkaç adama verilmez, aksine orduya ve millete verilirdi.

15 Mayıs 1919’dan 9 Eylül 1922 tarihine kadar süren Kurtuluş Savaşı’nda cephede veya cephe gerisinde kahramanlık gösteren ve fedakârlıkta bulunan yaklaşık 6900 vatandaşa İstiklâl Madalyası verildi.

Aynı madalya, bilâhare Kore Harbi ile Kıbrıs Harbine katılan gazi olmuş askerlere de verildi.

Millet Meclisi tarafından ayrıca İstiklâl Madalyası beratı verilmiş iki de şehir var: Bunlar Kahramanmaraş ve İnebolu’dur.

Tabii, Anteb’e “Gazi” ve Urfa’ya “Şanlı” unvanlarının verilmesi, yine aynı istiklâl ruh ve şuuru ile bağlantılı hususlardır.

Son bir not: İstiklâl Madalyası, madalya sahibinin vefat etmesi halinde, o kimsenin kanunî mirasçılarına devredilebiliyor.

Okunma Sayısı: 254
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı